DEĞİŞİM DİLEĞİ
Dalgaların sesini işitiyorum şu an. Dalgalarla başlamak istedim bu yüzden bu yazıya. Doğanın enerjisiyle… Çeşitli biçimlerde ses veriyor bize dünya. İnsan seslerinden bunalıp doğaya kaçtığımızda da içimizdeki ses başlıyor. Bazı yaşantılar, ilişkiler sona erince onların hatıraları gelip ziyaret ediyor bizi. Her birimiz kendi hikayemizde yürürken bilinmezliklerle dolu o gelecekte olumluya doğru bir değişimin umudunu taşıyoruz. “Yoluna iyi insanlar çıksın” diye bir iyi dilek vardır. Belki de biz çağırırız yolumuza çıkacak olanları. İyiler gibi kötüleri de çağırırız. Bir nedenle kendimizi cezalandırmak istediğimizdendir belki de bize zarar verecek kişilerle bir biçimde ilişkilenmemiz.
Yaz başlarken kalbim pır pır eder genelde. Yolculuklara, onların getirebileceği tatlı sürprizlere, yazın insanı iyileştirebilecek temposuna bel bağlarım. Uzayan günlerin hayatı çoğaltabileceğini düşünürüm. Nice yazlar geçmiştir böyle… Hayat bir oranda şaşırtıcıdır. Kozasını kendi örer, sonra da oradan kanatlanır kelebek. Emek verdiğin sürece bir ürün alma ihtimalin yükselir. Önüne çıkan fırsatları zekâ ve kıvraklıkla olumluya çevirebilirsin.
İnsan belki de kendine emek vermeli önce. Kendini mutluluğu hak etmiş biri yapmalı. Mutluluğu hak etmiş nice insanın adaletsizlik içinde kıvrandığı bir dünya bu diyeceksiniz. Öyle olsa bile hileyle kazanılmış, hak edilmemiş bir mutluluk gerçek değildir sanki. O hilenin hatırası gölge düşürür sevince.
Hep iyiliğin ve adaletin yanında durmuşsan kendine bir ödül vermişsindir zaten. Temiz bir vicdandır ödülün. Kendini hayatın, mutluluğun, başarının zirvesinde görenlerin pek çoğunda bulunmayan bir kazanım.
Yaklaşan yaz nice geçmiş yazların acı-tatlı anılarını getiriyor. Hayatımdan eksilenlerin yanı sıra hayatıma katılanları ve katılma potansiyeli taşıyanları düşünüyorum. Dünyanın nasıl da uçsuz bucaksız olduğunu, henüz tanışmamış olduğum ne çok insan olduğunu düşünüyorum. Zihnim geçmiş yazların hatırlarına doğru savruluyor. Sanki yazın güçlü ışığı daha da belirgin kılıyor geçmiş yazlara dair hatıraları. Yazdaki rastlantılar olasılığı daha yüksekmiş gibi geliyor nedense bana.
Dünyanın politik iklimi kara kış gibi görünse de her şeyi biraz olsun ısıtabilecek bir yaz var eşikte. Yazın ışığının getireceği netlik var. Börtü böceğin özgürce oraya çıkacağı bir zaman bu.
Belki yeni bir uyanış getirir, mevsimle birlikte hayat da değişir diye umuyorum. Yazın çıplaklığı kimilerinin kendini gizlemekte olduğu sahtelikleri açıkta bırakır diye umuyorum. İçimde çınlayan bu ses “İyi şeyler olsun. Ne olur iyi şeyler olsun artık” diyor.
Bu adada yaz kötülükle anımsansa da hayat bunu değiştirebilir. Şaşırtıcıdır hayat. Zekanın ve yaratıcılığın aşamayacağı zorluk yoktur bana kalırsa.
Sistemli biçimde aptallaştırılan bir insanlıktır dünyanın bu halinin nedeni. Hayatın kara kışından çıkmak mümkündür ama. Değiştirebiliriz. Bunun aslında ne kadar mümkün olduğunu bir görebilsek başka bir yer olabilir dünya.
Her şeye rağmen umutluyum ben nedense. Dünya bu kadar güzelken kötülük nasıl iktidarda olabiliyor içim almıyor bunu. Her şey daha güzel olacak. Dalgalar az önce bunu söyledi bana. Denize doğru bakıyorum şu an. Gelmekte olan yaza dair dileğimi fısıldıyorum. Tüm kalbimle diliyorum değişimi.