1. YAZARLAR

  2. Birol Karaman

  3. Değişim söylemiyle, “Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na milliyetçilik yazmak!”
Birol Karaman

Birol Karaman

Değişim söylemiyle, “Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na milliyetçilik yazmak!”

A+A-

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin, 4-5 Kasım tarihlerinde gerçekleştirdiği 38. Kurultayı’na “değişim” kavramı damga vurdu.

14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde Türkiye’deki muhalefet partilerinin yaşadığı ağır yenilgi sonrasında öyle anlaşılıyor ki, muhalefet partilerinin yönetimleri açısından sokağa güçlü bir “değişim” havası hâkim oldu. Bu hava toplumsal kesimler arasında büyük bir dalgaya dönüştü ve Türkiye’nin en köklü ve kurumsal partilerinden biri olan CHP, bunun dışında kalamadı.

Partinin yüz yıllık tarihi içerisinde ilk kez; kurultayda aday olan bir mevcut genel başkan, seçimi kaybederek görevinden ayrıldı. Bu yönüyle CHP’nin 38. Kurultayı’nın son derece tarihsel bir gelişme ve yenilenme ile tamamlandığını söylemek yanlış olmaz.

***

CHP’nin yeni seçilen genel başkanı Sayın Özgür Özel, kurultay sürecinde değişim talebinin taşıyıcısı oldu. Kurultay konuşması, başından sonuna dek değişimin içinin doldurulması çabasıyla geçti. Bu yönde somut söylemler ve projeler ortaya kondu. Sayın Özel’in kurultay konuşmasında ifade ettiği konular, siyasi yelpazenin solunda duran, emekten ve insan haklarından yana mücadele eden birçok kişi için umut vaat eder nitelikte sayılabilir.

Özgür Özel’in “Sanayi 4.0’a karşı CHP’nin Emek 4.0 tezi üzerinde çalışacağını” ifade etmesi bana göre önemli bir açılımdı. Aynı şekilde dış ilişkiler konusundaki vurguları da son derece anlamlıydı.

Ancak iş gelip Kıbrıs’a dayanınca, emekten, barıştan, demokrasi ve insan haklarından yana “değişim” söylemlerini somutlaştıran Özgür Özel, “Biz milliyetçiliği Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na yazdık” deyiverdi.

***

Kıbrıs, Türkiye’de milliyetçi seçmenin tarihsel süreç içerisinde hep önemsediği bir konu oldu. Kıbrıs üzerinden oluşturulan milli hassasiyetler, çeşitli dönemlerde iç siyaset maksatları bakımından kullanıldı. Milliyetçi eğilimleri olan seçmen grupları belli başlı diğer konular yanında Kıbrıs konusu üzerinden de konsolide edilmek istendi.

Belli ki; Özgür Özel de ilk etapta yoksul kesimlere emekten yana politikalar vaat ederken, milliyetçi kesimlere de Kıbrıs üzerinden mesaj verme yolunu seçti.

Partisinin sağa kayışına son derece cesur eleştiriler getirerek genel başkanlığı deyim yerindeyse söke söke alan Özel, kurultay sürecinde ifade ettiği şekilde CHP’nin yüzünü sola döndürecekse bundan Türkiye’deki yoksul kesimler tabi ki kazançlı çıkar ve Kıbrıslı Türkler de bundan mutlu olur.

Ancak emekten, insan haklarından ve demokrasiden yana politikalar geliştirme hedefiyle ortaya çıkan ve değişim rüzgarını arkasına alarak tarihsel bir değişim süreci içerisinde CHP liderliğini üstlenen Özgür Özel ve ekibinin, sola dönük politikalarının zeminini barış politikaları oluşturmayacaksa ne oluşturacak?

Sola dair bir değişim süreci içerisinde güçlü barış vurguları olmayacaksa, barışa dair somut politikalar geliştirilmeyecekse ve bunun yolu Kıbrıs’tan da geçmeyecekse nereden geçecek?

Kurultay sürecindeki açıklamalarıyla, 1970’li yıllarda emekten yana ortaya koyduğu politikalarla Türkiye siyasetine damgasını vuran Bülent Ecevit’i andıran Özgür Özel, 1973 seçimlerinden sonra iktidara gelen CHP’nin programında Kıbrıs’ta fonksiyonel federasyon tezinin bulunduğunu hatırlayacak mı? Bunu zaman gösterecek.

Ancak harcında barış düşü olmayan bir değişim siyasetinin, emekçilere umutlu bir gelecek vaat edemeyeceği gibi Türkiye demokrasisinin ve hatta ekonomisinin gelişimine katkı sağlayamayacağı sayısız süreçle ispatlandı.

Dilerim CHP’nin yeni genel başkanı, kurultay konuşmasında Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini sıralarken, Almanya’da iktidarda bulunan partinin siyasi akrabaları olduğu hatırlatmasını yaptığı gibi Kıbrıs’ın kuzeyi için de benzer bir değerlendirme içerisine girebilir. Böyle bir değerlendirme yapılması durumunda belki de Beşparmak Dağları’na hep birlikte barışı yazarız.

İnancım odur ki; bu gelişme hem Kıbrıs’ta hem de bölgede yaşayan tüm halkların en büyük kazanımı olur.

Bu yazı toplam 1680 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar