DEĞİŞİMİN İTİCİ GÜCÜ BİLGİDİR
Günümüzde değişim aleti bilgi mi?
Bilgi...

Bilgiyle ilişkiye giren değişiyor mu?
Değişiyor...

Demek ki dünün terimleriyle konuşup yazan;
Dünün varsayımlarına dayanarak formüller üreten örgütleri bilgi eskitiyor...
Demek ki örgütler de kendi bilgisi kadar değişebiliyor!

O halde kendi bilinç durumumuzu sorgulamamız gerekmez mi?

GÜCÜN ROLÜ
Hükümeti temsil eden anlayışın gücünün kaynağı önemlidir...
Hükümet olarak, gücün insan yaşamında oynaması gereken rolü üstleniyorsunuz!
Bu ürettiğimiz bilgiler ile kendi iç dinamiğimizde belirli bir yol alabilir miyiz?
Ya da toplumu değiştirebilecek üretim ilişkileriyle, üretim araçlarını modernize edebilir miyiz?

Peki;
Sosyolojik,
Hukuki,
Ekonomik,
Siyasi alanlarda bu gücün rolü ne olacak?

VERİMSİZLİĞİN KAYNAĞI
Toplumun ihtiyacı olan strateji, plân ve programları üretebilecek bir bilinç durumuna sahip misiniz?
Yoksa, tartışmalar sadece kendinden daha irrasyonel düşünen ya da düşünce üretmeyenleri ikna etme sorunu mu?

KKTC, ciddi sorunları olan bir ülke.
Bazı kurumların durumu ise ortada...
Hiç kimse artık bazı kurum veya kuruluşların "sürdürülebilir" olduğuna inanmadığı halde karşı çıkmıyor...
Şu veya bu nedenle bulunduğumuz bu konjonktürde müthiş bir verimsizlik, hatta sözüm meclisten dışarı "ikiyüzlülük", "yaranma" ve "yanaşma" ...

SORUNLAR YUTUYOR
Ama işin ucu gelip tüm toplumu, hem de olumsuz etkileyen boyutlara ulaşınca, durum analizi yapmadan da edemiyor insan...
Aynı şeyler defalarca tartışılıyor...
Tartışılıyor ama,
Maalesef ortada gözle görünen ya da hissedilen;
Sonuç yok!
Sorunlar ise toplumu yutmak üzere…

"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK"
Peki ama neden böyle?
Çünkü birinin bir şeye karşı çıkması için sağlam bir ilkeler bütününe, yani felsefeye ihtiyacı vardır...
"Sürdürülebilir" bir sistem kurmak ise;
Bilgiyi bağlaşık bir bütünlük ve tutarlı bir gerçeklik görüşü içerisinde birleştirmeyi gerektirir...

Formül de bellidir:
Her ekonomik inanca veya fikre karşı tarafsız tek everensel yasa matematiktir...