Farklı düşünceleri dayandıkları felsefeye indirgeyerek anlamadan, karşımızdakine dönük empati yapmadan, dahil olduğunuz bir sorun ortaya çıktığında doğrudan "ben haklıyım" demek çok yanlı bir yaklaşım! 
Olayları ve durumları muhakeme etmeden, kendi taraftarlıklarımızı yeniden ve yeniden üretip daha önce söylenmiş olan argümanları sürekli olarak tekrarlamamak için, kendinizle uyumlu olan "doğruları" kabul ediyorsunuz... 
“Aklınıza uymayan” olguları ise kabul etmiyorsunuz...
İşte tam da burada öngörü devreye girmeli...
Siyaset yapıyorsak, ülkenin geleceğine dair bir öngörüde bulunma şansına sahibiz demektir...
Öngörü, önemli bir düşünme biçimidir...
“Ağzı olan konuşsun”, ya da herhangi bir konudaki bir uzmanın "ezberine dayalı" saplantı ve takıntıları dile getirme biçimi değildir öngörü!
Öngörüler, akılcı düşünme sistematiği üzerinde yükselir...

 Mesela; 

• Ceza Hukuku değişirse, ne değişecek?

• Kanunlar etkin olarak uygulanırsa, ne değişecek?

• Anayasadaki 10.'ncu madde kalkarsa, ne değişecek?
• Türkiye'den Kıbrıs'ın kuzeyine kablo ile elektrik gelirse, ne değişecek?

• Eğitim, enerji, sağlık gibi çeşitli kurumsal alanlarda, toplumsal servet, "Halk Sektörleri" adı altında toplum adına koruma altına alınırsa, ne değişecek?

*Bu toplumun geleceğini tasarlamada neyi değiştirmek, nasıl bir rol oynar?
*Düşündüğünüz değişiklikler gerçekleşirse iktisadi ve sosyal yapının dinamiklerinde ne değişir?!
*KKTC, bir devlet ya da politik bir yapı olarak başka bir devletin içinde mi kalmalı?
*Rumlarla ayrılığa mı, birlikte mi yaşamaya karar verilmeli?
*Neden Barış?
*Neden Federal bir Kıbrıs?
#Öylesi ya da böylesi uygulamalarla ne değişeceğinin öngörüleri ve değişim ihtiyacının gerekçeleri madde madde anlatılmalı...
Önemli olan işte tam da budur...:
"Bizlerin verdiği hükümle ne değişecek?"

Toplumun kendi oyları ile seçerek verdiği gücün, ve bu gücün insan yaşamında oynaması gereken rolün, tam manası ile üstlenildiğini görmesi gerekir...
İşte bu yüzden, değişimin sosyolojiden gelmesi, ve kendi zihniyetimiz üzerinden birçok kilide anahtarlar çıkartması açısından, akla gelen olası tüm gerekçelerin sorgulanması oldukça önemlidir...
Önce anlatıp sonra dinleyelim ...
Kıbrıs Türk toplumunun kendine özgü toplumsal bir genetiği, ve örüntüleşmiş bir çok yapısal özelliği vardır.
Bakalım, elde edeceğimiz veriler ve bilgiler, siyasal görüşümüze ve fikrimize yön verecek olan güce sandığımız kadar sahip midir?
Bakalım, kanaatimizin yanlış olduğunu ortaya çıkaran bilgilerle yüzleştiğimizde, fikrimizi değiştirebilecek miyiz?
Bakalım, "biz haklıyız" diyebilecek miyiz?