Demokrasi, Demokrasi, Demokrasi...
Türkiye yine darbe girişimi ile çalkalanıyor. Darbeciler bu kez başaramadılar. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’de askerler emir komuta zinciri içinde yönetime el koydu.
Bu 3 darbede de darbecilerin açıkladığı gerekçeler aynı idi. Türk Silahlı Kuvvetleri kendilerine verilen “Türkiye Cumhuriyeti’ni Koruma ve Kollama Görevini” yerine getirmek için darbe yaparak yönetime elkoymuştu.
15 Temmuz darbe girişiminin TRT’den okunan bildirisi de aynı cümlelerle kaleme alınmıştı. Tek farkı bildiride emir komuta zinciri ifadesi ve altında da Genel Kurmay Başkanı imzası yoktu. Ayrıca 12 Eylül’de kameraların karşısına Evren ve kuvvet komutanları birlikte çıkmıştı. 15 Temmuz’da ise bildiriyi TRT spikeri kendi ifadesine göre silah tehdidi ile okudu. Altındaki imza da TSK değil “Yurtta Sulh Komitesi” idi.
Böylece darbe daha başlamadan bitti. Çünkü:
1- Emir komuta zinciri olmadığı için asker kendi içinde birlik olamadı , bazı yerlerde askerler karşı karşıya geldi, bu darbecileri zayıflattı.
2- 1. Ordu komutanı Erdoğan’a bağlılık belirti. İstanbul’da darbeci saflarda yer alan, ama darbeden haberi olmayan askerler şaşkına döndü.
3- Darbecilerin önceki darbelere özenerek işgal ettiği TRT dışında bütün TV’ler, sosyal medya ve 21.yüzyılın bütün haberleşme araçları yayında idi.
4- Darbe başlamadan gözaltına alınması gereken Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve diğer kritik görevlerdeki kişiler TV’lerde canlı yayına katılarak halkı sokağa çıkmaya davet etti.
5- Çağrıya olumlu yanıt veren halk ilk kez sokağa çıkarak darbeye karşı aktif direnişe geçti.
6- Halkın direnişi bu darbeyi çökertti.
Ben her zaman şuna inanırım: “En kötü demokrasi, en iyi darbeden daha iyidir”.
Bu anlamda darbe girişiminin başarılı olmaması çok ama çok önemlidir. Bunun halkın karşı durması sonucu başarısız olması ayrıca önemlidir. Bu güdük da olsa, gelişmemiş de olsa Türkiye demokrasi mücadelesinde tarihi bir öneme sahiptir.
15 Temmuz 2016 akşam saatlerinde başlayan askeri darbe girişimi başarısız oldu. Ama Türkiye henüz bu darbe girişiminin artçı sarsıntılarını aşamadı. Kin, intikam, temizlik çalışması ve bütün bunların İnsan Hakları Sözleşmesi’ni askıya alarak ve OHAL ilan edilerek yapılması aslında demokrasiyi askıya almaktan başka bir şey değildir.
Bütün askeri darbeler ülkeye zarar verir. Sadece Türkiye’de değil dünyanın bütün ülkelerinde bu böyledir. Geçmişte darbelerin en yoğun olduğu Latin Amerika ülkeleri darbelerden çok çekti. Türkiye, Yunanistan v.b. ülkeler geçmişte askeri darbelerden çok çekti. Her darbe dönemi ülke ekonomisine çok pahalıya mal oldu.
Ama bunun alternatifi demokrasiden başka birşey değildir. Askeri darbeye karşı demokrasiyi askıya alma ve olağanüstü hal ilan edilerek insan haklarını sınırlama girişimleri darbenin alternatifi olmamalıdır.
Demokrasi olmadan kalkınma ve gelişme olmaz.
Demokrasi olmadan hukukun üstünlüğünden bahsedemezsiniz.
Demokrasi olmadan insan hak ve hürriyetlerinden söz edmezsiniz.
Demokrasi olmadan barış olmaz.
Demokrasi olmadan normal bir yaşam olmaz.
Öyleyse Demokrasi, Demokrasi ve daha fazla Demokrasi...