1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Demokrasi ve diplomasi değil insanlık da bilmiyorlar
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Demokrasi ve diplomasi değil insanlık da bilmiyorlar

A+A-

Bir insanımızı daha evine almadı, Türkiye Cumhuriyeti yönetimi; sen kendi evini emrine vermiş, kendi yurduna yabancılaşmışken…

Temiz, masum, güzel bir Kıbrıslı daha Türkiye’ye alınmadı.
Hepsi de bildiğimiz insanlar...

Bu kez Evrim Hınçal üzerinden sergilendi güç gösterisi...
"Sözümden dışarı çıkanın dilini koparırım" dedi garantör...

Tehlikeymiş!
Ne yolsuzluğu var, ne şiddet geçmişi…
Halbuki böylesi sicile sahip nicesi geldi, adaya girdi, baş tacı edildi hatta...

***
Tetikçisi geldi mi bu ülkeye?
Geldi.
Girmezsin” demedi kimse, diyemedi.
Sivil Savunma tarafından misafir edildi (!)

Mafyası geldi mi?
Geldi.
“Git” diyemedi kimse...
Mal, mülk, kredi verildi (!)

Dolandırıcısı geldi, hem de en niteliklisinden...
 Üzerinden “yurttaşlık” takdim edildi.

Çete lideri geldi.
Organize suç örgütü lideri geldi.
Hırsızı geldi, uğursuzu geldi, kaçakçısı geldi.
Seçime müdahalecisi de geldi, ihale takipçisi de geldi.
Geldi de geldi.
“Aman da hoş geldi, sefa geldi” oldu.

En üst düzeyde kabul gördü.

***
Tüm bunlar biliniyor zaten…
Öyle “gizli, saklı” değil…
Yinelemekten, hatırlamaktan, konuşmaktan yorulduk…

Asıl sorun başka!
Memleketin başına musallat edilen “aciz” takımın sessizliği, ürkekliği, ezikliği çıldırtıyor insanı…

Söz hakkını yok sayan, seni eşit görmeyen, kendi seçimlerini sana yaptırmayan, insanını kapıdan kovan bir “otorite” var karşında ve süklüm, püklüm duruyorsun. Meclis’te “araştırma komitesi” kurulmasını dahi reddediyorsun…

Eski bir vekil geri çevriliyor, eski bir BRT müdürü, bir hekim, bir gazeteci, bir sendikacı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Koordinatörü, hepsi de güzel insanlar….

Yurttaşlarına sahip çıkacak yürekleri yok.
“Bayram tebriği için telefonda konuştuk” diyerek böbürlenmeyi biliyorlar anca…
Ötekileştirme, sindirme, korkutma politikalarına ses edemiyorlar.
Ödleri kopuyor ödleri…

Kendi yurttaşının gördüğü zulümden keyif alan, buna ses çıkaramayan, aciz bir yönetime maruz kalıyoruz. Yüzlerine tükürseniz “yarabbi şükür” diyecek noktadalar. Hatta şükrederken poz verecek, reklamını yapacaklar.

Onlar “büyük birader”e biat ediyorlar ya… Kendi içimizden bir dolu insan da salt konfor alanlarını korumak için bu aciz takıma biat ediyor, ne yazık… Bir gün sıranın kendilerine geleceğini hiç ama hiç düşünmüyorlar.

***
Ali Bizden’i Türkiye’de eğitim gören kızının ev adresini, kapı numarasını söyleyerek tehdit etmişlerdi. Aysu Basri’yi iki küçük evladından ayırmışlardı, Okan Dağlı’nın eşiyle birlikte olmasını umursamamışlardı. Evrim Hınçal’a 4 yaşındaki çocuğunun yanında zulmediyorlar şimdi de...

Demokrasi ve diplomasi değil yalnızca insanlık da bilmiyorlar…

Ama suç yine de hepimizde…

Öyle bir isyan edeceksin ki dünya başlarına yıkılacak, öyle bir utandıracaksın ki kimsenin yüzüne bakamayacaklar, öyle bir hesap soracaksın ki aleme rezil olacaklar.
Bunu yapmadıkça…
Unutacağız yine…
“Üzgünüz” diyecek, ardından susacak kukla tayfası, gerisi düzene uyacak, yeni bir insanımız, o kapıdan geri çevrilene kadar…Dünyanın kapıları yüzümüze, biz içimize kapandıkça, "bunlar daha iyi günlerimiz" diyerek avunacağız yalnızca...



 

Bu yazı toplam 2615 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar