Demokrat Parti, 'UG'yi kaldırdı
Kurultayda DP Ulusal Güçler’in isminin Demokrat Parti olarak değiştirilmesini de öngören tüzük değişiklik teklifi oybirliğiyle kabul edildi.
“Daha fazla özgürlük, daha fazla eşitlik, daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla insan hakları” sloganıyla bugün gerçekleştirilen Demokrat Parti (DP) 10’uncu Olağan Kurultayı’nda genel başkanlığa, 2002’den beri bu görevi yürüten Serdar Denktaş yeniden getirildi. Parti Meclisi ve Disiplin Kurulu için ise, seçim ile belirlenmesi gereken üye sayısı kadar aday çıkınca seçim yapılmadı.
Genel başkan olarak sekizinci döneme giren Serdar Denktaş, DP Genel Başkanı olarak son dönemi olacağını açıkladı.
Lefkoşa Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen kurultayda tüzükte değişiklik yapılarak, Demokrat Parti Ulusal Güçler ismi Demokrat Parti olarak değiştirildi.
Kurultaya 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Fatih Şahin, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Hilmi Yarayıcı, DP Kurucu Başkanı Mustafa Adaoğlu, DP Onursal Başkanı Hakkı Atun, DP eski Genel Başkan Salih Coşar ve bazı siyasi parti başkanları ve milletvekilleri katıldı.
Kurultay, nisabın sağlanmasıyla başladı. Divan Başkanlığını Hüseyin Avkıran Alanlı, Başkan Yardımcılığını Eribe Yaycıoğlu, Divan Katipliğini Gülsüm Ruso, İnci Tüccaroğlu, Benal Ilık ve Özlem Kayıkcı yaptı.
TÜZÜK DEĞİŞİKLİKLERİ
Kurultayda ilk olarak tüzükte değişiklik yapıldı. Onaylanan tüzük değişikliği ile parti ismi Demokrat Parti olarak değiştirildi. Tüzükte parti logosu, Parti Meclisi seçimi, parti gelir kaynakları ve genel ve yerel seçimlerde adayların saptanması ilgili maddelerde de değişiklik yapıldı. Kurultayda Çalışma Raporu ve Kesin Hesap Raporu da aklandı.
DENKTAŞ
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş kurultayda yaptığı konuşmada, “Bugün dünden çok daha güçlü, çok daha etkili, sorun çözen, halkı mutlu etmek için uğraşan, gülümsettiğimiz bir yüz nedeniyle daha çok gayret ederek çalışan, demokrasimizin vazgeçilemez Demokrat Partisi konumuna geldik” dedi.
Denktaş, kurultayda tüzük değişikliğini öne çekmesinin nedenin de DP Genel Başkanı olarak konuşmasını yapmak istemesinden dolayı olduğunu kaydetti.
DP olarak çıkılan yoldan hiç vazgeçmediklerini kaydeden Denktaş, “Benim yolum bağımsız KKTC’nin yaşatılması, güçlendirilmesi yoludur. Benim yolum, yüzleri gülen mutlu insanların içinde yaşadığı, dünya ile bütünleşmiş KKTC ye ulaşma hayalini kuran bir yoldur” dedi.
SON DÖNEM
Hedefinin çok iyi yönetilemeyen devleti daha iyi, daha refah, daha güçlü bir noktaya taşımak olduğunu kaydeden Denktaş, “Bu karşınıza aday olarak çıktığım son kurultaydır” dedi ve 3 yıl sonraki kurultayda yeni bir başkanla partinin daha da ileri taşınacağına inandığını söyledi.
“X. kurultayımızı gerçekleştirdiğimiz bugün, yeni yarınları yaratmanın, yarınları daha iyi kılmanın yeni bir başlangıcını yapıyoruz” diyen Denktaş, yarınları iyileştirmenin tek yolunun, bugüne kadar neyin yanlış yapıldığını bilmekten geçtiğini kaydetti.
Denktaş, “Demokrat Parti’yi bu ülkenin en güçlü partisi konumuna getirmek, insanımıza sahip çıkmanın, devletimize sahip çıkmak olduğunun bilinciyle hareket etmek, bu adanın gerçek sahipleri olduğumuzu unutmadan yolumuza devam ederek, vatandaşı mutlu, devleti güçlü kılmak adına var gücümüzle çalışmaya yemin ediyoruz” dedi.
Kurucu Cumhurbaşkanı ve babası Rauf Raif Denktaş’ın yolundan hiç çıkmadıklarını kaydeden Denktaş, “O’nun kurduğu devletin bir vatandaşı olmaktan gurur duyduk, başka bir yerin yaması olarak yaşamaya özenmedik. Bu nedenledir ki, kendi iç sorunlarımızı çözmek için çaba gösteriyoruz” dedi.
KIBRIS MÜZAKERELERİ...
Serdar Denktaş, devletin şehitler sayesinde var olduğunu vurgulayarak, şehit çocukları ve gazilere devlet madalyası vermek için 10 milyon TL ayrıldığını açıkladı.
“Çözüme ilke defa bu kadar yaklaşıldı” gibi ifadelerin kullanıldığı Kıbrıs müzakereleri konusunda ise Denktaş, sosyal medyada ortada metin yokken niye “hayır” dediğinin sorulduğunu, buna yanıtının da “Siyasi eşitlik konusunda varılan mutabakat beni tatmin etmiyor..Egemenlik konusundaki yaklaşım beni tatmin etmiyor. Bu nedenle ben hayır diyorum” dedi.
Denktaş, “Rum ekonomisi ile aradaki farka baktığımda, yıllardan beridir bizi izole yaşama mahkum ederek, dünya pazarında rekabet etme kabiliyetimizi gerileten ortamı izlediğimde, dört özgürlük denerek ortaya konan AB zemini içerisinde iki kesimlilik ve iki toplumluluk olgusunun kısa sürede ortadan kalkacağını gördüğümde, mülkiyetteki belirsizlik ortamının devam edeceğini, toprak konusundaki bonkör yaklaşımı izlediğimde, ortaya çıkacak metni görememe gerek kalmaksızın cevabım hayır olur” dedi. DP Genel Başkanı Denktaş, bunun “hayır kampanyası” başlattığı anlamına da gelmediğini söyledi.
HAKLARI KALICI KILACAK UNSURLAR ANLAŞMADA YOK
Kıbrıslı Türklere bırakılacak olan “hakları kalıcı kılabilecek iki unsurun” anlaşmada yer almayacağının net olduğunu kaydeden Denktaş, “Bu anlaşma, AB birincil hukuku haline gelmeyecek. Bu da demektir ki, ileride herhangi biri bu haklardan birini AB mahkemelerine taşırsa o hakkı kaybetmemiz mümkün olacak. Oluşturulacak sistemi koruyacak olan diğer bir husus; 63-64-67-68 ve 74’te güvenliğimizi koruyan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin sulandırılacağıdır. Yerine ikame edilerek bizi avutmaya çalışacakları yeni garanti sisteminde ise, hiç denemediğimiz için sorun çıkarsa ne olacağını bilemeyeceğiz” dedi.
Garantiler konusunda Denktaş, “Acemilikler nedeniyle veya bilerek ve isteyerek top son kavşakta Türkiye’nin kucağında bırakılmıştır. Önerilecek değişikliğe Türkiye evet derse vay demezse vay... Her iki koşulda buradaki çözüm hamasiyeti yapan kesimlerle karşı karşıya kalacak olan bizleriz” dedi.
VERİLEN SÖZLER UNUTULDU BİLE
Annan planı döneminde Kıbrıslı Türklere pek çok sözler verildiğini anımsatan Denktaş, “O vaatlerde bulunanların hiçbiri artık ortalarda yok... De Soto, Verhaugen, Weston, Lord Hanay, Annan ve adını unuttuğumuz daha niceleri... Hiçbiri artık buralarda değil, ama biz Kıbrıslı Türkler hala buradayız, verilen sözler ve vaatler ise unutuldu bile” dedi.
DP’LİLERİN ASLİ GÖREVİ...
Müzakerelerden bir sonuç çıkmaması halinde yapılması gerekenin “yarım asırlık masayı ortadan kaldırarak belirsizlik kelepçesini kırmak” olması gerektiğini ifade eden Denktaş, “Anavatan Türkiye ile karşılıklı anlaşmalar imzalamak suretiyle ve Türkiye pazarına dahil olarak yıllardan beridir 300 bin kişiyle sınırlandırılmış pazarımızı 85 milyon 300 bine genişleterek önümüzü açacağız” dedi.
Bağımsız KKTC’den asla ve asla vazgeçmeyeceklerini kaydeden Serdar Denktaş, “KKTC’yi belki de yeniden kurarak, düzenlemeye de aklımızı, fikrimizi açık ve hazır tutmalıyız. DP’lilerin asli görevi budur” dedi.
EROĞLU
3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da konuşmasında, Kıbrıs konusunda çok önemli bir dönemece gelindiğini, gençlerin geçmişi çok iyi bilmesi gerektiğini kaydetti. Eroğlu, “Çünkü tarihi bilmezseniz tarihi de başkası yazar, coğrafyayı da başkası” dedi.
UBP ve DP’nin hükümet ortağı olmasının büyük bir fırsat olduğunu kaydederek, her iki partiye de her alanda işbirliği yapma çağrısı yapan Eroğlu, sorunların asgariye indirilebileceğine inandığını söyledi.
Kıbrıs müzakerelerinde gelinen aşamada çözüm formülleri karşısında çok dikkatli olunması gerektiğini kaydeden Eroğlu, “Çok cömert davrandıklarını düşünüyorum ve endişeliyim” dedi.
“Tavizkar politikaları izleyen taraf biziz” diyen Eroğlu, Kıbrıs sorununda bugün iktidardaki iki partiye çok önemli görevler düştüğünü ifade etti.
Müzakerelerle ilgili elde edilen bilgilerin kendisini tatmin etmediğini ifade eden Eroğlu, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin gözden çıkarılamayacağını, Kıbrıs Rum tarafının adanın güneyindeki denizin altında bulunan doğal gaz kaynaklarını büyük şirketlerle birlikte çıkarma düşünceleri içerisine girdiği bir dönemde Kıbrıs Türk tarafının da derin düşünmesi gerektiğini söyledi.
Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının bir çözüme zorlanması gerektiği gibi bir düşünce içerisine girilmesi halinde bugünlerin çok aranacağını ifade etti.
ŞAHİN
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Fatih Şahin de konuşmasında, Türkiye’nin kalbinin kardeş Kıbrıs Türk halkı ile birlikte attığını, Kıbrıs Türk halkının davasını her zaman desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini kaydetti.
Türkiye’nin her zaman uluslararası görüşmelerde Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarını savunduğunu, bu yaklaşımın artarak devam edeceğini ifade eden Şahin, Kıbrıs sorununun artık sonlanmasını istediklerini söyledi.
Türkiye olarak tarihi bir süreçten geçmekte olduklarını, Türkiye’nin hasımhane tutumlarla yolundan çevrilmeye çalışıldığını kaydeden Şahin, bu gibi oyunlara hem Türkiye hem de Kıbrıs’ta pek çok kez şahit olduklarını belirtti.
Şahin, Kıbrıs’ın kaderinin Türkiye’nin kaderi ile ortak olduğunu söyledi.
YARAYICI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Hilmi Yarayıcı da konuşmasında, Kıbrıs davasının Türkiye’de partiler üstü bir konu olduğunu belirtti.
Yarayıcı, Türkiye’nin özgürlüğün ve bağımsızlığın tesisi adına Kıbrıs Türk halkının her zaman yanında olduğunu vurguladı.
ADAOĞLU
DP Kurucu Genel Başkanı Mustafa Adaoğlu da konuşmasında, “DP’nin sancılı günlerin partisi; partizanlığa karşı, hukukun üstünlüğüne inanan 9 arkadaşın başlangıç yürüyüşü olduğunu” söyledi.
KKTC ve TC’nin et ve tırnak gibi olduğunu, ancak bugün bu ilişkiyi bozmaya çalışanlar olduğunu kaydeden Adaoğlu, uzlaşının DP’nin en önemli özelliklerinden biri olduğunu ifade etti.
ATUN
DP Onursal Başkanı Hakkı Atun da, DP’nin her zaman önemli ve kritik görevler üstlendiğini, bugün Kıbrıs sorununda en kritik aşamada bulunulduğunu, DP’nin bir denge unsuru olarak görev yapması gerektiğini söyledi.
Atun, müzakerelerde çok endişe duyulan noktalar bulunduğunu, “devletin yaşatılmasına inanmayan bir zihniyetle karşı karşıya bulunulduğunu” savundu.
KKTC’den ödün verilmemesi gerektiğini, bunun çözüm istememek anlamında olmadığını kaydeden Atun, Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki çıkarlarının da Türkiye’nin savunması açısından da çok önemli olduğunu belirtti.
Konuşmaların tamamlamasının ardından parti meclisi ve yüksek disiplin kurulunun seçimine geçildi.
Yüksek Disiplin Kurulu şu isimlerden oluştu:
Tevfik Mut, Altan Erdağ, Halil Kara, Hurşit Eminer, Dr. İsmail Başarır, Hüseyin Öztoprak, Erdal Andız, Mehmet Zeki Yıldırım, Mustafa Tunçalp, Kemal Özçakır.”