1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Denetim yok, belgeler imzasız, savcılık göreve”
“Denetim yok,  belgeler imzasız,  savcılık göreve”

“Denetim yok, belgeler imzasız, savcılık göreve”

Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, elektrik arz güvenliğinin neden sağlanamadığını ve enerji üretim politikalarının nasıl oluşturulması gerektiğini YENİDÜZEN’e yorumladı, AKSA tehlikesine dikkat çekti.

A+A-

Aygün Bahar ÖKMEN

Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, elektrik arz güvenliğinin neden sağlanamadığını ve enerji üretim politikalarının nasıl oluşturulması gerektiğini YENİDÜZEN’e değerlendirdi.

AKSA’yı ‘ KKTC ’nin boynunda bir pranga’ benzetmesini yapan Yarkıner, solar enerjiye yönelinmesi gereğinin altını çizdi.

Yaşanan arızalara ve bunların sebeplerine değinen Yarkıner, makinelerin neden bozulduğunu, bakımlarının kimlere ve ne şekilde yaptırıldığını sorguladı. Yarkıner, KIB-TEK’in yok edilmeye çalışdığına vurgu yaparak, “Hükümet KIB-TEK’ten elini çeksin” şeklinde konuştu.

“Minimum 50 megawatt’lık bir solar enerji sistemi kurup, depolamayı da yaptığımız zaman bizim AKSA’ya da ihtiyacımız kalmaz” diyen Yarkıner, yaşanan arızaların sebebinin soruşturulması gerektiğini kaydetti, arızaların AKSA’ya gelir elde ettirdiğini belirtti.

 

“15 misline yakın para ödüyoruz”

YENİDÜZEN’e açıklamalarda bulunan Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, “Ülkenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi, çevre ve insan sağlığına en uygun koşullarda, en rekabetçi fiyatlarla istenilen yerde ve istenilen zamanda tüketiciye sunulmasıdır.  “Peki, biz buna bakıyor muyuz?” sorusunu sordu.

“Enerji arz güvenliğinde insan sağlığına ve çevreye dikkat ediyor muyuz? sorusuna da dikkat çeken Yarkıner, 25 yılını doldurmuş, 2 santralin AKSA bünyesine kurulduğunu, motorinle çalışan gaz tribünlerinin insan sağlığı ve çevreye geri döndürülemeyecek etkileri olduğunu kaydetti.

“Biz elektrik arz güvenliği ile ilgili strateji belirleyememişiz. Belirlenen stratejiler uygun değildir.” diyen Yarkıner, ekonomik yönden de uygun olmadığını belirtti, “Enerjiyi 22 cent’e üretiyor. Bu, normal bir üretim teknolojisinin yaklaşık 2 mislinden fazlası.” dedi.

KIB-TEK’in bu santrallerin ekonomik ömürlerini 15 yıl olarak hesaplandığını ancak 30 yıl olduğunu ifade eden Yarkıner, “30 yıla göre değerlendirdiğimizde, bu santrallerin amortisman maliyeti senede 600 Bin Dolar ediyor. Biz her ay 4 Milyon Dolar kira ödüyoruz. Biz aslında fazladan 15 misline yakın para ödüyoruz.” açıklamalarında bulundu.

 

“Ne kadar kötü karar varsa alındı”

“Ne kadar kötü karar varsa alındı.” diyen Yarkıner,  “Biz 175 megawatt’lık bir kapasiteyi kiraladık. Aldığımız kapasite karşılığı 90 megawatt. Biz bunun üzerine çıktığımızda kira bedelini arttırıyoruz. Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerde olamaz.” ifadelerini kullandı.

KIB-TEK’te AKSA’nın hazırladığı faturaların denetlenmediğinin altını çizen Yarkıner, mali veya hukuki belgelerin imzasız olduğunu belirtti, “Savcılık harekete geçmelidir.” dedi.

Kalecik 3’te imzalanan belgelerin yasal olmadığını ve enerji arz güvenliğinin dikkate alınmadığını kaydeden Ayer Yarkıner, “İmzalanan o kapasite, hiçbir zaman ülkemizin ihtiyacına sunulabilecek bir kapasite değildi, sunulmadı. Ortalamasını aldığımızda ihtiyacın en fazla %40’ını karşıladı. Kiralanan gerçek kapasitenin %53’ünün üzerine çıkmadı.” dedi.

Kalecik 3 sözleşmesi için hiçbir teknik inceleme ve ihtiyacın karşılanması ile ilgili ekonomik planlar yapılmadan imzalandığını belirten Yarkıner, “Tekelci bir zihniyetle, vahşi bir kar yöntemi kurulması düşünüldü.” şeklinde konuştu.

“Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir şekilde böyle bir enerji planlaması olamaz.” diyen Yarkıner, “Ortaya koyduğumuz iddiaların yanlış olduğunu da söylemiyorlar. Sadece sessizlik var. Bu sessizlik, ciddi bir şaibenin, derinliği olan bir usulsüzlüğün toplumun önüne yansımış halidir.” diye konuştu.

 

 “Ülke AKSA’nın kontrolüne girdi”

Oda olarak 2023-2024 yılları arasında KIB-TEK’in enerji üretim kapasitesine dair çizelge hazırladıklarını anlatan Yarkıner, 2003 yılında KIB-TEK, enerji ihtiyacının %95'ini karşılayabiliyorken, bu oran 2000 yılında yapılan anlaşmalarla düştüğüne işaret ederek “Ülke olduğu gibi, siyasetiyle birlikte AKSA’nın kontrolüne girdi.” dedi.  2004 yılında enerji ihtiyacının %24’ü AKSA tarafından karşılandığını ifade eden Yarkıner, KIB-TEK’in üretim kapasitesinin yatırımlara rağmen azaldığını ve makinelerden yararlanma oranı %50-60 seviyelerine gerilediğini belirtti.

 

“Sözleşmedeki amaç; AKSA’nın gelirini sürdürebilir hale getirmektir”

İhalesiz imzalanan enerji sözleşmelerine ve bu süreçte Ticaret ve Sanayi Odalarının sessiz kalmasına da tepki gösteren Yarkıner, Sanho adlı bir şirketin kurulmasıyla ilgili adaletsizliğe de dikkat çekti. KIB-TEK’in güneş enerjisi için ayırdığı araziye yapılan müdahaleyi mahkeme kararıyla durdurduklarını belirten Yarkıner, Kalecik 3 projesine de dava açtıklarını ve AKSA’nın müdafaasını beklediklerini ifade etti. Yarkıner şunları kaydetti:

“Onlar için hedef elektrik arz güvenliği değil, hedef AKSA’nın kazancı. Bu sistem Kalecik 3’te 19. Maddeye de yazıldı. Tüm enerji ihtiyacının kablo ile AKSA’dan alınacağını söylediler. Tüm bunlara sessiz kalmak ya da bunları göz ardı etmek bir ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir. Elektrik arz güvenliğinin neden sağlanamadığı sorusunun yanıtı budur. Prensiplerimiz yok. Sözleşmede ‘KKTC’nin elektrik arz güvenliğini sağlamak için’ diye bir ibare yoktur. Sözleşmedeki amaç; AKSA’nın gelirini sürdürebilir hale getirmektir.”

 

 “AKSA’yı, KKTC’nin boynuna pranga gibi asalım

“2023 yılında 2027’ye kadar Kalecik 2 devam ediyordu, 2023 yılından itibaren biz akıllı ve prensiplere bağlı olarak enerji yatırım planlamalarımızı yapmalıydık.” tavsiyelerinde bulunan Yarkıner,

“KIB-TEK bağımsız olacak ve KIB-TEK yönetimi yatırımlarında bağımsız karar alabilecek hale getirilmeliydi.” dedi.

Elektrik kesintilerini de hatırlatan Yarkıner, bunun AKSA’ya yarar sağladığını 1,5 santral alacak kadar gelir elde ettiğini söyledi. Elektrik kesintilerine neden olan arızanın sebebinin gerekli yakıt tedariki yapılamadığından kaynaklandığını ifade eden Yarkıner,  “KIB-TEK’i bitirelim ve AKSA’ya sonsuz kazanç kapısı sağlayalım derdindeler. KKTC’nin boynuna pranga gibi AKSA’yı asalım, KKTC hiçbir zaman elini ayağını kullanamasın, ekonomik bağımsızlığına kavuşamasın, sürekli sömürülsün ve muhtaç olsun prensibi hakimdir.” ifadelerine yer verdi.

 

“Hükümet, KIB-TEK’ten elini çeksin”

Solar enerji sistemi ile mevcut durumdan çıkılabileceğini kaydeden Yarkıner, “Sayın Başbakan açıklama yaptı. 80 megawatt’lık enerji satın alıyorum, 50 megawatt’lık motorin yakıtlı... Bir ülkeye saygısı olan normal koşullarda enerji üretmesi için kendisine motorin yakıtlı santral hibe etmez.” dedi.

Deprem veya felaket koşullarında bunun olabileceğini ancak bunun  ‘hiçbir zaman ayakların üstünde durmana müsade etmem’ anlamına geldiğine işaret eden Yarkıner, bunu Türkiye’nin değil, siyasilerin yaptığını vurguladı.

“Bizim fosil yakıtlı santrale ihtiyacımız yoktur.” diyen Yarkıner, “Bize neden sürekli fosil yakıtlı santraller geliyor? Hurdalık mı burası?” sorusunu sordu, çağdaş ülkelerde fosil yakıtlı santral kullanılmadığını kaydetti.

KIB-TEK’in depolama ve yenilenebilir enerji kaynağı kurma imkânı olduğunu ancak hükümetin engel olduğuna dikkat çeken Yarkıner, “Hükümet, KIB-TEK’ten elini çeksin” şeklinde konuştu.

Yarkıner şunları kaydetti:

“İlk yapmamız gereken iş, Teknecik’e bu atıl kapasiteyi değerlendirecek kadar enerji depolama tesisi kurulmasıdır. Bu tesis kurulduğunda halk ne gerilim kaynaklı sıkıntılardan etkilenecek, ne arızalardan etkilenecektir. Çünkü depolanmış enerji tesisinden beslenecektir. Oradan eksilen enerji de fosil yakıtlı santrallerden tamamlanacaktır. Fosil yakıt yatırımı da artık yapılmayacaktır. Bu, gelecek beş yılın tüm ihtiyacını karşılayabilecek kapasitedir ama AKSA’yı da denklemden çıkarmayı planlıyorsak hemen KIB-TEK’in Hisarköy’deki 1 milyon metre karelik minimum 50 megawatt’lık bir solar enerji sistemi kurup, depolamayı da yaptığımız zaman AKSA’ya ihtiyacımız kalmayacaktır.”

 

“Acilen kendi menfaatini düşünmeyen, ilkeli yöneticilere ihtiyacımız var”

Başkan Ayer Yarkıner, 2020-2021 yıllarında ihalesiz yapılan bakım sözleşmelerinin maliyetlerinin astronomik seviyelere ulaştığını belirtti ve bu sözleşmelerin mahkemeye taşındığını vurguladı.

“Normal bakımlar 700-800 Bin Dolar iken, 4 Milyon 600 Bin Dolar’a bir makinenin bakımı için ihalesiz sözleşme yapıldı. 8 numaralı makinenin ana milinin kırılma sebebi hatalı bakım ve onarımdı” diyen Yarkıner,EÜAŞ ile yapılan anlaşmaların denetimsiz ve garantisiz olduğunu, bu süreçte makinelerde ciddi hasarlar oluştuğunu ve bu hataların maliyetinin halka yüklendiğini söyledi.Yarkıner, kötü yönetim nedeniyle sorumluların yargılanması gerektiğini kaydetti.

Yarkıner, enerji sektöründe acilen ilkeli ve halkın menfaatini gözeten yöneticilere ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.

Bu haber toplam 2011 defa okunmuştur