Can Denktaş, dün kendisiyle ilgili bir gazetenin manşetine taşıdığı haberle ilgili basın açıklaması yaptı. Denktaş’ın açıklamasının tam metni şöyle:

“Basın yayın organlarında şahsımla ilgili yer alan haberler ve yanlış yansıtılmış söylemlerim nedeniyle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gereğine inancım çerçevesinde bu basın açıklamasını yapma gereği görmüş bulunmaktayım.

Öncelikle vurgulamak isterim ki, Rauf Denktaş’ın torunu olarak devletin beni mağdur duruma düşürmemesi gerektiğine varacak herhangi bir ima ya da açıklamam olmamıştır, zaten böyle bir düşüncem de yoktur. Yaşamım boyunca kendimi herhangi bir vatandaştan farklı görmediğim gibi konumumdan yararlanarak şahsi çıkarlar gütme amacı içerisinde de bulunmamışımdır.

Ancak mahkeme tarafından belirlenmiş bir kısım taksitimi ödemekte geciktiğim için yaşamış olduğum talihsiz olayın,  sırf  Denktaş ailesinin bir ferdi olmam dolayısı ile tiraji düşük bir gazetede yüz kızartıcı bir suç işlemişim gibi gösterilmeye çalışılarak tam sayfa manşetten verilmesini de tabiki yakışıksız bulurum.

Ülkemizde binlerce kişinin ülke ekonomisinin çökmesi nedeniyle mazbata sıkıntısı çektiği , onbinlerce kişinin borçlarını ödeyemez durumda olduğu bilinmektedir. Yaklaşık 12 yıldır ticaret ve işletmecilik ile iştigal eden biri olarak 2007 yılı içerisinde ülke ekonomisinin çökmüş olması ile bağlantılı olarak girdiğim ekonomik darboğaz dolayısı ile belli maddi sıkıntılar yaşamakta isem de, Allah’a çok şükür tüm yıpratma girişimlerine karşın yılmadım, aksine daha da çok gayret sarf ederek ve çalışarak bulunduğum ekonomik durumumu düzeltme uğraşı içerisinde oldum ve olacağım.

Şahsıma karşı söz konusu basit bir adli işlemin mesai bitiş saatine yakın bir saatte yapılması, telafisine fırsat vermemek amacı güdülerek yapıldığının en açık kanıtıdır.

Lakin konudan henüz bazı aile bireylerinin bile haberi yokken bir iki saatlik bu gözaltına alınmamın adeta yüz kızartıcı bir suçtan dolayı yapılmış gibi abartılı bir şekilde medyaya bildirilmiş olması da tutuklama girişiminin maksatlı olduğunu apaçık ortaya koymaktadır.

 Esasen, K.K.T.C. yasalarının ne kadar eksik, orantısız ve yanlış olduğuna değinilmesi nedeniyle şahsen yaşadığım bu tatsız hadisenin bu şekilde duyurulmasının iyi bir amaca hizmet etmiş olduğu inancındayım. Şöyle ki, hiçbir çağdaş ülkede kasıtlı olarak ödenmediği sürece para borcu hapislik ile cezalandırılmazken, bizim ülkemizde ise hırsızlar, uyuşturucu tacirleri, dolandırıcılar, tecavüzcüler vs. teminat ile serbest bırakılırken, para borcu olan vatandaşın tutuklanması hiç bir suretle kabul edilebilir değildir. Nitekim, borcunu kapamak için çaba gösteren kişi, çalışamamakta, ve hatta tutuklanma korkusuyla ödeyemediği taksitlerinin düşürülmesi talebi için mahkemeye dahi gidememekte olup, çalışma ve kendini savunma hakları kısıtlanmaktadır. 

Kısaca, taksit borcunu ödemek arzu ve isteğinde olan bir kişinin bu isteğini ve çabasını mevcut yasa ve yürütme sekli engellemektedir. Kaldı ki, ağır ceza suçluları bile hapisten çıktıktan sonra herhangi bir yükümlülük altında kalmamakta, fakat şahsi para borcu olan kişiler açısından borç ödenmiş sayılmamakta ve hükümlülük sırasında borç miktarına faiz işlemeye devam etmektedir. Bu durum hayatın olağan akışına aykırı ve diğer suçlara göre orantısızdır.

Hükümetin, K.K.T.C.'ndeki tüm aileleri tek tek sarmakta olan bu toplumsal yarayı kapatacak, adil, orantılı ve çağdaş düzenlemeler yapmaya, borç yasalarından dolayı mağdur olan kişileri ve bu kişilerin yakınlarını da bu konuda yapılacak her türlü girişime destek vermeye davet ediyorum.

Kamuoyuna Saygılarımla,

Can Polat Denktaş”