1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Deprem ihtimali arttı”
“Deprem ihtimali arttı”

“Deprem ihtimali arttı”

Deprem sonrasında gerilimin nerelerde arttığını gösteren Coulomb Gerilim Değişimi yöntemini Türkiye’de iyi kullanan bilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Ziyadin Çakır, deprem sonrasında Kıbrıs Yayı’nın ucunda bir stres artışı meydana geldiğini söyledi.

A+A-

Ödül Aşık ÜLKER

Deprem sonrasında fayın hareketine bağlı olarak gerilimin nerelerde arttığını veya azaldığını gösteren Coulomb Gerilim Değişimi yöntemini Türkiye’de en iyi kullanan bilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Ziyadin Çakır, Antakya depremi sonrasında Kıbrıs Yayı’nın ucunda bir stres artışı meydana geldiğini söyledi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çakır, “Son depremleri Coulomb stres modellemesi yaptım. En son 6.3, 6.4’lük Antakya depremi Kıbrıs Yayı’nın ucuna tekabül ediyor. Dolayısıyla o uçta bir stres artışı meydana geldi. Bunu gözlemledik. Depremler sonrasında göreceli olarak risk artmıştır, depremler öncesi duruma göre Kıbrıs Yayı’nda deprem olma ihtimali artmış durumda...” diye konuştu.

“Depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Hazırlıklı olmak gerekiyor” diyen Prof. Dr. Çakır, bundan sonra yapılacak binaların depreme dayanıklı yapılmasının ve yapı denetiminin önemine vurgu yaparak, mevcut binaların, özellikle alüvyon zeminlerde olanlardan başlayarak kontrol edilmesi gerektiğini de söyledi.

 

Soru: Doğu Anadolu Fayı’nda sismik aktivite son yıllarda arttı. Tarihsel ölçekte Doğu Akdeniz Fayı’nın Kıbrıs yayına etkisi nedir?

Prof. Dr. Çakır: Doğu Anadolu Fayı’nın bir kolu Hatay civarından Kıbrıs Yayı’na bağlanıyor, bir kolu da güneye iniyor, Ölü Deniz Fayı olarak isimleniyor ve Suriye’den geçiyor. Son depremlerde Doğu Anadolu Fayı’nın Hatay’a kadar olan kısmı kırıldı. Ancak Kıbrıs Yayı’nda en son 1752’de tsunami yapan büyük bir deprem meydana gelmiş, ama uzun zamandır orada büyük deprem yaratan sismik bir aktivite görünmüyor. Sismik aktivite Kıbrıs’ın güneyinde daha sık gözüküyor, dolayısıyla Kıbrıs’la Hatay arasındaki kısımla ilgili çok bilgi sahibi değiliz, bağlantısı çok belli değil. Hatay’dan bir kolun geldiği düşünülüyor. Bazıları Hatay’dan güneye Suriye’ye indirip, Suriye’de Lazkiye’den bağlıyor, ki Lazkiye açıklarındaki fay deniz tabanında çok daha net görülüyor. Ama Hatay’dan bağlantısı, deniz tabanı bilgisi yok, tam bağlantıyı net olarak bilemiyoruz.

 

Soru: Doğu Anadolu Fayı’nda meydana gelen depremlerle ilgili bir enerjinin açığa çıktığından bahsediliyor. Kıbrıs Yayı’na bu enerji nakli gerçekleşti mi?

Prof. Dr. Çakır: Tabi, Hatay’dan bağlanan kesimde bir stres aktarımı oldu ama her stresin aktarıldığı fay kırılacak, deprem olacak diye bir şey yok. Sadece potansiyel olarak kırılma ihtimali arttı. Burada tekrarlanma periyodu önemlidir.


“Kıbrıs Yayı’nın ucunda stres artışı oldu”

Soru: Deprem sonrasında fayın hareketine bağlı olarak gerilimin nerelerde arttığını veya azaldığını teorik olarak bar cinsinden gösteren Coulomb Gerilim Değişimi yöntemini Türkiye’de en iyi kullanan bilim insanlarından biri olarak, sizin veya başka bilim insanlarının son depremler sonrasında Kıbrıs’ın etrafındaki faylarla alakalı bir çalışması var mı?

Prof. Dr. Çakır: Son depremleri Coulomb stres modellemesi yaptım. En son 6.3, 6.4’lük Antakya depremi Kıbrıs Yayı’nın ucuna tekabül ediyor. Dolayısıyla o uçta bir stres artışı meydana geldi. Bunu gözlemledik.

Depremler sonrasında göreceli olarak risk artmıştır, depremler öncesi duruma göre Kıbrıs Yayı’nda deprem olma ihtimali artmış durumda... Depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Hazırlıklı olmak gerekiyor.

 

Soru: Bir dalma batma zonu karakterinde olan Kıbrıs Yayı potansiyel olarak hangi büyüklüklerde depremler üretti? Depremlerin oluşum zamanını, yıl, ay, gün olarak vermenin mümkün olmadığını biliyoruz. Ancak yapılan çalışmalar ışığında Kıbrıs Yayı ne büyüklükte deprem üretebilme kapasitesine sahiptir?

Prof. Dr. Çakır: Bu, Kıbrıs Yayı’nın ne kadarlık bir bölümünün kırılacağına bağlı. Eğer Hatay’dan başlayıp, Kıbrıs açıklarına kadar gelirse rahatlıkla 8’e ulaşan büyüklükte bir deprem yapabilir. Kıbrıs üzerinde ne kadarlık bir birikme olduğunu bilmediğimiz için, sadece uzunluktan bir takım varsayımlar yapabiliriz.

 

Soru: Uzmanlar geçmişte Kıbrıs’ta 7 - 8 büyüklüğünde depremlerin olduğuna dikkat çekiyor...

Prof. Dr. Çakır: Kıbrıs Yayı’nın, sırf uzunluğuna bakarak, 7.5-8 arasında büyüklükte bir deprem yapma potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ama bir depremde bunun tamamı kırılacak diye bir kaide yok, bir kısmı önce, bir kısmı daha sonra kırılabilir. Bu nedenle, Kıbrıs’ın hem depreme hem de tsunamiye karşı önlemleri alması gerekiyor.

 

“Depremin ne zaman olacağı belli değil”

Soru: Kıbrıs Türk yetkililerle görüştünüz. Ne öneriyorsunuz, ne yapmamız gerekiyor? Risk azaltma planlarımız nasıl olmalı?

Prof. Dr. Çakır: Depremin ne zaman olacağı belli değil. Mesela 20 sene sonra olacağını düşünün, bu süre zarfında bina stoklarının ciddi bir kısmı değişecektir, yeni binalar yapılacaktır. En azından bundan sonra yapılan binaların depreme dayanıklı yapılması, inşaatların sıkı kontrollerle tamamlanması gerekiyor. Yapı denetimleri çok sıkı yapılmalı.

Mevcut binaların, özellikle kritik olanların, alüvyon zeminlerde, sahil kenarlarında olanlardan yani kaya zeminde olmayanlardan başlayarak kontrol edilmesi gerekiyor. Yüksek binaların denetlenmesi, zemin iyileştirmelerinin kontrol edilmesi, depreme dayanıklı olup olmadığının tespit edilmesi lazım. Zemin iyileştirmelerinin kontrol edilmesi gerekiyor.

 

Soru: Deprem uzmanları üç fayın kavşak noktasına en yakın yer olan Mağusa Körfezi’nde sıvılaşacak zeminin kalınlığının 50 metreyi, su seviyesinin 3 metreyi bulduğunu söylüyor, ki Longbeach ve Tuzla yerleşim yerlerinde yoğun bir yapılaşma var. Depremler sonrasında bu bölgeyle ilgili endişe yaşanıyor...

Prof. Dr. Çakır: Riskli bir bölge... Özellikle apartmanların kontrol edilmesi lazım.


“Okullar, hastaneler gibi kritik binalara öncelik vererek denetimlerin yapılması lazım”

Soru: Devlet tarafından yaptırılmış bazı sosyal konutlarda sorunlar tespit edildi...

Prof. Dr. Çakır: Ben devletin yaptırdığı binalara güvenmezdim çünkü geçmişte, o zamanlarda maalesef çok kontrol edilmiyordu. Devlet konutlarının, apartmanların denetlenmesi lazım. O zaman kullanılan demir, çimento farklıydı. Okullar, hastaneler gibi kritik binalara öncelik vererek denetimlerin yapılması lazım.

 

“Eğitim önemli”

Soru: Depremlerden ne mesaj almalıyız?

Prof. Dr. Çakır: Eğitim önemli, okullarda depremle ilgili bilgilerin çocuklara aktarılması şart, ki öğrenciler de yaşadığı dünyayı tanısın. Halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor.

foto-alti-006.jpg
Coulomb Gerilim Değişimi yöntemini Türkiye’de en iyi kullanan bilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Ziyadin Çakır, Antakya depreminin Kıbrıs Yayı’nın ucuna tekabül ettiğini ve o uçta bir gerilme artışı meydana geldiğini söyledi.

yd-destek-gorseli-2-991.jpg

 

Bu haber toplam 190435 defa okunmuştur