Hafta içi Mağusa Türk Gücü yönetiminin aldığı kararlar sonrası yaşanan depremin takım üzerindeki etkileri maçtan önce en merak edilen konulardan biriydi. Mağusa derbisinde iki takımın da amacı galibiyet almak ve prestij kazanmaktı. Rakibinin kan ve güç kaybettiğini düşünen konuk ekip Y.Boğaziçi maça daha baskılı başlayan taraftı. Ancak ilerleyen dakikalarda oyunda denge sağlandı ve ev sahibinin gol pozisyonu açısından daha başarılı olduğu bir karşılaşma izledik.

Mağusa Türk Gücü'nde genç Emre Özsin ileride yalnız kalırken ona top taşıma uğraşı gösteren tek oyuncu Uğur Gök'tü. Hüseyin Kayalılar ve diğer orta alan oyuncuları bu ikiliye gereken desteği vermekten uzaktı.  Kendisinden çok şey beklenen Hüseyin Kayalılar güçsüz ve sorumluluk almaktan uzak bir görüntüdeydi.  Evsahibi ekibin ofansif anlamda büyük sıkıntılar yaşadığını ve ileride çoğalamadığını gören Y.Boğaziçi rakibinin üzerine gitse de gol bulmayı başaramadı. Lewis Mike'ın Mağusa Türk Gücü savunmasında sergilediği dikkatli ve etkili futbolun da bunda etkisi büyüktü. 90 dakika boyunca rakip forvetlere göz açtırmayan siyahi oyuncu kendisine alternatif arayanlara da bir bakıma bu futboluyla mesaj vermiş oldu. Evsahibi ekipte genç oyuncular arasında mücadelesi ve tekniği ile ön plana Hakan Tunççağ'ı çok beğendim. İnatçılığı ve mücadeleden yılmayan yapısıyla, ilerleyen haftalarda, kırılgan bir görüntü veren sarı-yeşilli ortaalana direniş gücü ve dinamizm katacağına inanıyorum. Erol Aksunlar ve Sami Ergazi de kanatlarda sergiledikleri futbolla 3 puanın alınmasında önemli rol oynayan diğer oyunculardı.

Haftalardır disiplinden uzaklaşmadan, takım savunmasını başarıyla yapan ve kompakt bir futbol anlayışıyla 40-45 metrede futbol oynamaya çalışan Y.Boğaziçi'ni ilk kez bu anlayıştan ve disiplinden uzak bir formatta izledim. Klasik olarak nitelendirilen, orta sahada kümelenmiş ve kanatları fazla kullanmayan, sarkık liberolu bir 4-4-2 ile sahaya yayılan Y.Boğaziçi'nde savunma ve orta alan geçmiş maçlara oranla daha vasat bir futbol ortaya koyarken, ileride oynayan üçlü etkili olmaktan uzaktı. Savunmada Mustafa Tekakpınar'ın eksikliği haftalardır istikrarlı bir görüntü çizen Y.Boğaziçi savunmasının özellikle sol kanattan önemli gedikler vermesine neden oldu. Ousseynau Ndoye ve Mohammadou Diallo'nun sakatlık nedeniyle oyun dışı kalması zaten sıkıntılı olan ofansif gücü iyiden sekteye uğrattı ve ikinci yarı Y.Boğaziçi tek bir net gol pozisyonu bile yakalayamadı. Yedek kulübesinden gelip maçın kaderini değiştirebilecek nitelikli bir forvet oyuncusu olmayan konuk ekibin ligin devre arasında bu soruna bir çözüm bulması gerekiyor. Yoksa teknik direktör Bülent Aytaç'ın tüm taktiksel başarısına rağmen uzun maratonda işler bir anda terse dönebilir.

Maçın orta hakemi Fehim Dayı, maçın genelinde sertliklere göz yumarken kartına fazla başvurmadı. Yardımcı hakemlerle olan uyumsuzluk bazı pozisyonlarda yanlış kararlar vermesine neden oldu.

Maçta daha sakin kalan Mağusa Türk Gücü, beraberlik kokan bir mücadeleden 3 puanla ayrılarak haftayı en karlı kapatan takımlardan biri oldu. Üstüste ikinci yenilgisini alan Y.Boğaziçi'nde tehlike çanlarının çalmaya başladığını düşünüyorum. Devre arasının yaklaşması iki takımın da toparlanması adına büyük bir fırsat olacaktır.