1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. DEREBOYU ORMANI İÇİN YILMAZ BÜYÜKERŞEN GİBİ DÜŞÜNMEYE İHTİYACIMIZ VAR
Onur Olguner

Onur Olguner

DEREBOYU ORMANI İÇİN YILMAZ BÜYÜKERŞEN GİBİ DÜŞÜNMEYE İHTİYACIMIZ VAR

A+A-

Geçtiğimiz hafta ülkenin gündeminde Lefkoşa’da Kent Parkı konusu vardı. Lefkoşa Türk Belediyesi’nde geçirdiğim 6 yıl boyunca Teknik İşler ve Kentsel Tasarım Komitesi’nde mücadelesini verdiğim ve hayata geçmesi için etüt yaptığım bir vizyon olduğundan dolayı, proje benim de ilgimi çekmişti.

Bu ülkede sıkça yapılan “ilk benim aklıma geldi” sahiplenmesi ve “benim projem” yaklaşımını yapmamak için kendimi frenledim. Çünkü proje önemli bir projeydi. Uygulanması Lefkoşa için ciddi bir artı olacaktı. Tam destek vererek hepimiz izledik.

Ardından projenin yurt dışında yapıldığını öğrenmek bir KTMMOB üyesi olarak diğer bütün meslektaşlarım gibi beni de üzdü. Bu ülkenin en yetkin sivil toplum örgütlerinden biri olan meslek odaları ve birliğimiz es geçilmiş ve ülkeyi bilmeyen, oradaki doğal hayatı tanımayan, Kanlıdere’de bir kez bile yürümemiş ithal mimar ve mühendislere proje çizdirilmişti.

Bu konu meslektaşlarım gibi beni de derinden üzdü. Fakat bu tatsız durumun aksine ben esas üzüntümü farklı bir konuda yaşıyordum.

Seçim kitaplarında bolca gördüğümüz ama icraat döneminde genelde unutulan “seçim projeciliği” vardı yine önümde. Afişlere yerleştirir gibi 3 boyutlu bir proje hazırlanmış ve göz boyama yöntemine gidilmişti.

Çünkü VİZYON VARMIŞ GİBİ yapmak, ülkemizde siyasi kariyer elde etmek için en faydalı kamuflajlardan biri haline gelmişti.

Halbuki 2013 “LEFKOŞA SURLARİÇİ GECELERİ DE GÜNDÜZLERİ KADAR CANLI OLACAK” vizyonuyla hayata geçirdiğimiz Asmaaltı, Arasta ve İplik Pazarı Yayalaştırma Projesi’nden bu işin bu kadar kolay olmadığını ben biliyordum.

Kadri Fellahoğlu’nun belediye başkanı olduğu dönemde gecemizi ve gündüzümüzü en az altı ay boyunca Lefkoşa Surlariçi’ne ayırmıştık. Projeyi hayata geçiren LTB Teknik İşler ve Kentsel Tasarım Komitesi’nin başkanı olarak ben bütün öğünlerimi bu bölgede yiyor, kahvelerimi projeyi eleştiren esnaf ile içiyor ve tüm belediyedeki zamanımı bu projeyi canlandırmak için harcıyordum.

Bugün dönüp Lefkoşa Surlariçi’ne baktığımda sadece “iyi ki” diyorum. Bir ekip olarak o sürece iyi ki emek vermişiz de bugün güneyden gelen akın akın turistin gidebileceği bir Lefkoşa Surlariçi’nin hayata geçmesine katkıda bulunmuşuz.

O yüzden biraz yayalaştırma projesinden edindiğim tecrübe ile biraz Eskişehir gibi dönüşüm süreçlerini incelememden edindiğim bilgi ile ve biraz da Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gibi öğüt aldığımız insanların  bilgisiyle birkaç adımda bir kent parkının nasıl yapılabileceğini kendimce anlatmaya çalışacağım:

  • Öncelikle bu vizyon projeleri sadece seçim öncelerinde veya medyanın gündemine geldiğinde aklınıza gelmeyecek. Döneminizin ana hedefleri arasında olacak!
     
  • En az 6 ay gibi bir sürenizi o çok sevdiğiniz siyasi entrikalarla uğraşmak yerine bu projeye adayacaksınız. Köy gezisi değil, arazi gezisi yapacaksınız!
     
  • Kafanızda “Önümüzdeki seçimde kazanır mıyım?” sorusu yerine “Bu parkı dönemim bitmeden nasıl hayata geçirebilirim?” olacak. Yemek yerken, tuvalete giderken, geceleri uykunuzda dahi bu projenin detayları ile meşgul olacaksınız!
     
  • O kent parkını da o Kanlıdere’yi de en az benim kadar etüt edeceksiniz. Dereyi kuruyken de taşarken de arşın arşın gezecek ve suyun akış yönünü ezberleyeceksiniz. Doğal çevreyi tanımak için askeri alanın çevresini gezip, en az birkaç kez nöbetçilerden “uzaklaş” diye azar yiyeceksiniz!
     
  • Dünyadaki değişik kent parkı örneklerinin projelerini inceleyeceksiniz. Su ile yapılan doğal mücadeleleri de mühendislerinizle birlikte etüt edeceksiniz. Ormanı nasıl hayatta tutarım, doğal hayata nasıl katkıda bulunurum ve bu bölgeyi nasıl dönüştürürüm diye gayle edineceksiniz!.
     
  • Projeyi sadece göz boyayan üç boyutları ile birlikte değil, uygulama projesi ile çizeceksiniz. Bunu yaparken de bir avuç insan ile değil, sivil toplum örgütleri ile projeyi mutfakta pişirerek ilerleyeceksiniz. KTMMOB’yi, çevre örgütlerini ve uzmanları komitenize dahil edeceksiniz!
     
  • Projeyi tamamladığınız andan itibaren ise artık oy derdini unutacaksınız. Uzmanlar ve sivil toplum örgütleri ile birlikte projeyi tamamladıktan sonra siyasi kariyerinize bile mal ülkenize fayda sağlayacağına emin olduğunuz adımı hataya geçirmek için mücadele vereceksiniz. Vizyona inanacaksınız!

Özellikle Eskişehir’i dönüştüren Yılmaz Büyükerşen’in ilk dönemlerinde hazırladığı stratejik planları incelediğimde gerek Porsuk çayının, gerek tramvay projesinin, gerek Sazova Kent Parkı’nın ve gerekse Eskişehir’e plaj getirebilme başarısının ilk günden itibaren bu vizyonlara inanarak ilerlemesi olduğunu gördüm.

Umuyorum ki bir gün bizim yaşadığımız bu topraklarda da artık “seçim projeciliği” bir kenara bırakılacak ve gerçek anlamda inanarak, çalışarak ve hayatımızı adayarak gerçekleştirebileceğimiz vizyonların hayata geçtiğini görebileceğiz.

 

 

Bu yazı toplam 1920 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar