Dereboyu Yol Projesi NEDEN ÇÖKTÜ?
Lefkoşa Dereboyu'nda askerle sivil otorite arasında neredeyse krizde dönüşen 'yol' sorununu konuşmaya devam ediyoruz…
Bölgedeki trafiği rahatlatması için Kadri Fellahoğlu döneminde askerle yapılan görüşmelerle gündeme gelen konu şimdilerde çıkmazda…
Zira asker kışlanın geri çekilmesi için 3-4 Milyon TL'ye varan bir kaynak talep ediyor.
Belediyede de böylesi bir para yok.
Hal böyle olunca da derenin diğer tarafında, anayola paralel yapılması düşünülen yol projesi de rafa kalktı.
Peki şimdi ne olacak?
Dün Belediye Başkanı Harmancı ile konuşmuştuk konuyu.
Bu kez, siyasetin yeni isimlerinden, Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Lefkoşa Belediye Meclis Üyesi Onur Olguner'e sordum.
İşte Onur Olguner'in söyledikleri:
***
“Mehmet Akif Caddesi’ne paralel yol konusunda tarihin tekerrürünü yaşıyoruz. Kutlay Erk’in belediye başkanlığında yine askeri yönetim ile konuşulmuş ve açılması ikna edilmiş olan bu yol, Cemal Bulutoğluları’nın projeyi takip etme konusundaki isteksizliği yüzünden 2006 yılında maalesef rafa kaldırılmıştı. Kadri Fellahoğlu döneminde askeri yönetim ile yapılan uzun soluklu görüşmeler sonucunda ilk defa bu yolun açılması ile ilgili protokolü yazılı olarak imzaladık. Hali hazırda güzergahın büyük bir kısmında yolun asfaltlı olduğu bu proje, uygulama açısından pratiklik içeriyordu ve maliyeti azdı. Yalnızca Citroen’in önünde bulunan kavşakta bir düzenleme yapılarak Loop uygulaması yapılabilir. Maliyet askerle de görüşülerek en aza indirilebilir. Böylesi bir proje için 3-4 milyon TL gerekmiyor. Seçim döneminde Sayın Harmancı ve ekibi protokoldeki projenin yanlış, yolun dereye çok yakın olduğunu ve şu anda bölüğün de bulunduğu bölgeden geçecek şekilde tekrar tasarlanması gerektiğini söylemişti. Bölüğün içinden geçen bir proje hazırlamışlardı. Bu dönemin başında, LTB Teknik Komite ve Kentsel Tasarım Komitesinde, projeyi imzalanan projede olduğu gibi çalıştık. İlk etapta yolun açılması, ikinci etapta ise Mehmet Akif Caddesi'ni de kapsayan bir kentsel doku yarışması önerdik. İlerleyen süreçte yol projesi, komitenin gündeminden alındı ve ilgili şubeler tarafından devam ettirildi. Bölüğün içerisinden bir güzergahtan geçirmek üzere askere öneriler gitmesi planlandığı yönünde duyumlar da aldık. Bu görüşmelerin yapılıp yapılmadığı konusunda henüz bir bilgimiz yok. Şu aşamada askeri bölüğün (kışla içinde yer alan dereye yakın bölük binasının) içerisine giren bir yol çalışması, her ne kadar seçimlerde Sayın Harmancı ve ekibi tarafından savunulmuş olsa da, bu projeyi öldürmek anlamına geliyor. Geçen dönem ilk kez yazılı olarak alınan bu yolun en pratik şekilde açılması, LOOP olarak (Dereboyu Caddesi tek gidiş, derenin karşısındaki cadde tek geliş olarak) çalıştırılması ve trafiğin bir an önce rahatlatılması ise artık Lefkoşa artık bir elzem. Bu konuda idareye her türlü yardım için hazırız.”
***
Onur Olguner'in anlattıklarına bakılırsa bu proje biraz da yanlış talep yüzünden çökmüşe benziyor.
Zira, konu tüm kışlayı taşıyarak değil de derenin yakınında bir güzergahla çözülebilir.
Hem de çok daha ucuza…
Bunun için de yeniden müzakereye ve niyete ihtiyaç var.
Başka yolu yok…
-----------------------------------
ÖĞRETMEN-ADALET (!)
Öğretmen Ahmet Billuroğlu ilginç bir görüş ortaya attı, dikkate değer…
Bakın ne diyor:
“Hafta sonu Açık Ögretim Fakültesi'nin sınavları vardı. Bu sınavlar dönemlik derslerden dolayı yılda 4 kez olmak üzere hafta sonları yapılıyor. Her sınav haftası iki gün ve cumartesi pazar ikişer oturum seklinde olmak üzere 4 oturum. Yani bir öğretim yılında toplamda 16 oturum. Bu oturumlarda gözetmen 120 TL, salon başkanı 130 TL alıyor. Sınavlar Lefkoşa'da genelde 4-5 okulda yapılıyor. Toplamda yaklaşık 150 sınıf ve 300 gözetmen görevli. Bu gözetmenlerin seçimi ise belirsiz. Ancak genelde aynı insanlar ve çoğu 2010 yılında geçirilen ve Göç Yasası dediğimiz yasa öncesi öğretmen olan arkadaşlar. Veya idareci pozisyonundakiler… Acaba diyorum, kendi içimizde olsun (öğretmenler arasında) adaleti sağlamak adına, elimizi taşın altına koymak adına, Göç Yasası ile ezilen öğretmen arkadaşlarımıza destek olmak adına, samimiyet adına, dayanışma ve özverinin tükenmediğini göstermek adına; bu AÖF sınavlarında gözetmenlik görevlerine ilk öncelik, 170 kişi civarında olan mağdur arkadaşlara verilse doğru olmaz mı?
Geriye kalan gözcülüklere de, isteyenlere göre bir sıra uygulansa daha adaletli olmaz mı?”
Bence elle tutulur, mantıklı güzel bir görüş…
Umarım bakanlık ve ilgili sendikalar konunun üzerine gider.
Umarım uygulanması için birileri harekete geçer…
--------------------------------------
UBP-GKK-DİSİ
-Gündemin en ilginç haberi UBP ile DISI'nin “ortak komite” kurma kararı oldu. UBP açısından ümit verici bir gelişme… Ancak UBP denen parti çelişkiler partisi be canım kardeşim… Genel Başkanı Özgürgün DISI ile “çözümü” konuşurken vekili Töre mecliste asıp kesiyordu dün… Töre Rumların adayı Helen adası olarak gördüğünü söylerken “Gönül ister ki GKK bütçesi daha yüksek olsun” diye konuşuyordu… Tuhaf parti, tuhaf kişiler, tuhaf açıklamalar vesselam.
---------------------------------------------
YENİDEN ASKERLİK
GKK Bütçesi'nin konuşulduğu meclis oturumunda milletvekili Zeki Çeler'in sarf ettiği sözler kayda değer cinsten…
“Askerliğin zaman harcama olduğunu düşünüyorum” - “Sınırların askersizleştirilmesi güven yaratıcı bir önlem olarak hayata geçmesi gerekiyor”
----------------------------------------------
TDP FOTOĞRAFI
Hafta sonu TDP kurultayı var... İki başkan adayı... Biri mevcut başkan, Özyiğit... Diğeri Emiroğluları... Özyiğit dün bir basın toplantısı düzenledi, kurultaya yönelik... Yanında da ‘destekçileri’... LTB Başkanı Harmancı, milletvekilleri Angolemli ve Çeler... TDP’li bir diğer milletvekili-Eski TDP Başkanı Çakıcı bu fotoğrafta yoktu... Acaba Çakıcı Emiroğluları’nı mı destekliyor? Henüz bir açıklama yok, göreceğiz...
------------------------------------------------
NE OLDU?
“Güven yaratıcı önlemler” kapsamında ele alınan ve iki tarafın elektrik şebekelerinin birleştirilmesi için başlatılan çalışmalar ne oldu? Duyan, bilen var mı?