Hani bazen Osmanpaşa Caddesinde ilerlerken karşınızda aniden trafik sıkışıklığı bulursunuz ya. Çaresizce saatinize bakarsınız ve özel veya kamu sektörünün iş çıkış saatine denk geldiğinizi fark edersiniz. Bunalarak bu sıkışıklıktan kurtulmak için bir çare ararsınız. İşte bugünkü köşe yazım tam da bu konu ile ilgili olacak.

Aslında biz farkında olmasak da bu sorun yaklaşık 6 yıl kadar önce çözülmüş durumdadır! Dereboyu Caddesine (Mehmet Akif Caddesi) paralel, askerin içerisinden geçip Osman Örek Caddesine (Metehan’a giden yol) bağlanan yolun protokolü 6 yıl önce dönemin belediye başkanı Kadri Fellahoğlu ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı tarafından imzalanmıştır.

Bu yol basit bir adım gibi görünse de aslında çok önemlidir. Şu anda şehrin merkezinden çıkan birçok memur ve özel sektör çalışanı Yenkent’e, Alayköy’e, Girne’ye, Omorfo’ya, Lefke’ye ve Girne Boğaz’a gitmek için bir anda Osman Örek Caddesine doğru ilerler ve Dereboyu’nda sıkışır.

Proje, bu araçların Dereboyu Caddesinde sıkışması yerine, Osmanpaşa Caddesinden ilerleyerek şu anda askeri alan olan bölgeye geçmesini ve dereye paralel yol ile Osman Örek Caddesine ulaşmasını öngörür. Yani trafik sıkışıklığını bypass eder.

Dahası, proje bu yeni yolun tek yön gidiş olarak kullanılmasını ve Dereboyu Caddesinin ise diğer yönde tek yön geliş olarak çalışmasını da öngörür. Böylece Girne Kapısı önünde olduğu gibi bir döngü (loop) oluşturulacak ve şehir içi trafiği ciddi oranda rahatlayacaktır. Buna ek olarak, en ticari caddemiz olan Dereboyu Caddemizin kaldırımları bu sayede 3-4 metreye kadar genişletilip gerçek anlamda bir bulvar haline getirilecektir.

2013 yılında, Fellahoğlu’nun aldığı inisiyatif ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına yapılan bir seri ziyaret ile ilk defa bu yol resmi bir protokol ile onaylanmış ve yapılması onaylanmıştır.

Ardından yaşanan seçimler ve sonrasında geçen 5 yıllık sürede mevcut belediye başkanı Mehmet Harmancı bu yolu tamamlamayı maalesef başaramamıştır. Özellikle geçtiğimiz dönemde mecliste konuyu sorduğumuzda bizlere “asker bize yolu vermiyor, derenin iç köşesine yeni yol yapmamız gerektiğini söylüyor” mazeretini sunmuştur.

Son günlerde edindiğim bilgiler ışığında konunun aslının böyle olmadığını öğrendim: Yol Fellahoğlu’nun döneminde tarafların anlaştığı gibi verilmeye hazır bir durumda bekliyor. Şu anki belediye yönetiminin ise bölgede çevre düzenlemesi yapmak adı altında daha geniş bir alan alıp, bu alana dükkanlar ve betonlaşma yapma talebi var.

GKK ise dükkan ve konut yapılması için bu doğal alanı vermek taraftarı değil. Ki bu yaklaşımında bence GKK çok haklıdır.

Özellikle bu derenin aktif florasını ve bölge trafiğini göz önüne alacak olursak, derenin diğer tarafına yapılacak bu yapılaşma şehrimizin ender yeşil kalmış bölgelerinden birini rantlaştıracak ve Lefkoşa’ya yapılan en büyük kötülüklerden biri olacaktır.

İşin doğrusu aslında Lefkoşa trafiğini rahatlatacak yeni yol projesinin 5 yıldır “askerin vermemesinden” dolayı değil, mevcut belediye idaresinin rant yaratma çabasından dolayı bekliyor olduğudur.

Dahası bu rant hem Dereboyu Deresinin canlı hayatını öldürmek, hem Lefkoşa’ya ek trafik yükü bindirmek, hem de Lefkoşa’da ender kalmış yeşil alanlardan birini betonlaştırmak tehlikesini taşıyor.

Peki ne uğruna? Burada betonlaşmanın dükkan ve konut dağıtarak siyasi gelir elde etmeden başka ne faydası olacak Lefkoşa’mıza?

Bu noktada bir Lefkoşalı olarak  Lefkoşa Türk Belediyesi Meclisindeki tüm seçilmiş arkadaşlara çağrımdır: Lütfen idarenin bu hatasından vazgeçmesini ve Lefkoşa’nın acilen ihtiyacı olan bu yolu hayata geçirmesini talep ediniz. Takipçisi olunuz. Çünkü Lefkoşa’nın trafiği rahatlamak için bu yola çok ihtiyacı vardır.

Bu yolu, rant için yeşil kalmış bölgeyi betonlaştırmadan hayata geçirmek mümkündür.

Bunu başarmak için ise Lefkoşa’nın tek ihtiyacı biraz istek, biraz irade, bolca da VİZYONDUR!