1. YAZARLAR

  2. Niyazi Kızılyürek

  3. Derya: “Kıbrıs Yüreğimdir”, Averof: “Yunanistan Yüreğimizdir!”
Niyazi Kızılyürek

Niyazi Kızılyürek

Derya: “Kıbrıs Yüreğimdir”, Averof: “Yunanistan Yüreğimizdir!”

A+A-

Kıbrıs Evimiz, Yunanistan Yüreğimizdir...”

Böyle diyor DİSİ’nin başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Averof Neofitos...

Geçtiğimiz hafta sonu Partisinin 2023 seçimlerine hazırlık ve ideolojik yenilenme kurultayında bol bol Yunan bayrağı ile, göze batan tek tük Kıbrıs bayrağı arasında ağlamaklı ses tonuyla attığı milliyetçi nutukta, “Kıbrıs Evimiz, Yunanistan Yüreğimiz, Avrupa Birliği de Geleceğimizdir” diye buyurdu!

Kurultayda hazır bulunan Yunanistan başbakanı Kiriakos Mitsotakis de uzun uzun “Helenizm’den” dem vurdu.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun Yunanlı başkan yardımcısı Margaritas Hinas ise, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kast ederek “iki Helen devletine” dair nutuklar attı.

(Oysa daha birkaç hafta önce Atina’da “Bir Hınç ve Şiddet Tarihinin” tanıtımında söz almış ve Yunanistan ve Türkiye’yi kast ederek, “anavatanların Kıbrıs için iyi şeyler yapmadığını, bu yüzden Kıbrıs’ı rahat bırakmalarının iyi olacağını” söylemişti.)

Milliyetçi nutuklar geçidine Nikos Anastasiadis de katıldı. Geçen hafta sonu Limasol ile Pire arasında başlayan feribot seferlerinin açılış töreninde yaptığı bir konuşmada  “Yunanistan ile denizcilik sayesinde göbek bağı ile bağlandık” anlamına gelen sözler sarf etti.

Bu milliyetçi söylemler, ne günümüzün gerçekleriyle, ne de yarına dair sürdürülen arayışlarla bağdaşıyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti tam bir “ikinci Helen devleti” değildir.

Böyle olması için geçmişte çok mücadele edildi ama bu yönde atılan her adım, Kıbrıs’ı bölünmeye bir adım daha yaklaştırdı. Bugün çok istenirse, ancak “yarım bir Helen devleti” olabilir ki, Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğu buna karşıdır.

Eğer yarım bir Kıbrıs devleti olacaksa, bunun bir Kıbrıs Rum devleti olmasını tercih ederler.

Nikos Anastasiadis’in göbek bağına dair biyo-milliyetçi söylemi de Kıbrıslı Rumların günümüzdeki eğilimleri ile bağdaşmıyor. Onları heyecanlandırmıyor.

Bugün Yunanistan’a bağlanmak için bir referandum yapılsa, sonuç kesin olarak “hayır” çıkar.

O zaman, şöyle bir soru sorulabilir: “Eğer bu türden söylemler kitleleri heyecanlandırmıyorsa, neden milliyetçi popülistler böyle nutuklar atıyorlar?”

Yanıtı basittir. Çünkü başka bir dil bilmiyorlar.

Anavatan Milliyetçiliği (Enosis) yenilmiş olsa da, bıraktığı kültürel ve sembolik dil, milliyetçi elitlerin söylemlerine sinmiştir.

Kendilerini boş bir nostaljiyle, “mazi kalbimde yaradır” türünden bir sızlanmayla avutuyorlar. Geleceğin dilini konuşmayı bilmiyorlar.

Türk ve Kıbrıs Türk milliyetçileri de benzer bir dil kullanıyorlar. Yerine göre, “Tek Millet İki Devlet” veya “Tek Millet Üç Devlet” diyorlar.

Kıbrıs, “göbek bağı ile Türkiye’ye bağlıdır” diyorlar.

Kısacası milliyetçiler, Rum-Yunan olsun, veya Kıbrıslı Türk-Türk, hiç fark etmez. Birbirlerini taklit ediyor ve bu ülkeyi mahveden söylemleri tekrarlıyorlar.

Bu ülkenin geçmişini mahvettikleri yetmezmiş gibi, geleceğini de karartmak istiyorlar.

Oysa, Gelecek Başka Yerdedir!

Doğuş Derya’nın bir televizyon programında, “Kıbrıs” sizde ne çağrıştırıyor sorusuna verdiği yanıttadır:  “Kıbrıs Yurdumdur, Yüreğimdir...”

 

İşte Averof, Doğuş farkı...

İşte, milliyetçilik ile post-milliyetçiliğin yurt anlayışı arasındaki farklar...

İşte, Anavatan Milliyetçiliğinin dili ile, ona karşı Kıbrıs’ı yurt yapma mücadelesinin dili...

Birinin yüzü geçmişe, ötekinin ise geleceğe dönüktür...

 

 

Bu yazı toplam 3746 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar