Destek değil, köstek
Kapılar açılıyor. Hem kara geçiş kapıları, hem de hava ve deniz yolları ile gelecek olanlar artık garantinasız gelebilecek.
Pandeminin başladığı Mart 2020’den bu yana kapalı olan sınırlar nihayet açılıyor. Elbette başta ekonomi ve ekonomik örgütler olmak üzere tüm toplum kesimleri bundan mutlu oldular.
Ama azınlık hükümetinin aldığı ciddiyetten uzak ve ikircikli kararlar sayesinde başta turizm örgütleri olmak üzere hemen herkes rahatsızdır.
Bir öyle, bir böyle karar alırsanız ve aldığınız kararı bazan aynı gün, bazan bir-iki gün sonra değiştirirseniz bu karar ekonomiye katkı yerine köstek olur.
Azınlık hükümetinin aldığı kararlar tam da böyledir.
Kara sınır kapıları bugün açılıyor. Geçişler için aşılı olsun olmasın herkesten negatif PCR veya Antijen test sonucunu yazılı olarak ibraz etmesi şartı aranacak.
Rum tarafı 2 doz aşı olmuş kişilerin, negatif PCR veya antijen testi ibraz etmekten muaf tutulmalarını önerdiğini ancak bunun Kıbrıslı Türk tarafından reddedildiğini söyledi.
Cyprus Mail’in haberine gore İki Toplumlu Sağlık Komitesi Eş Başkanı, konunun, kuzeyde yaygın olarak kullanılan Çin Sinovac aşısının güneyde onaylandıktan sonra yeniden ele alınacağını da aktardı.
Burada Türk tarafının göremediği, ya da görmek istemediği sorun Rum tarafından gelecek ve KKTC ekonomisine katkı yapacak kişilerin PCR testini kişi başı 40-50 Euro’ya yaptırabilecek olmalarıdır.
Dünya Sağlık Örgütü geçtiğimiz günlerde Sinovac aşısını onayladığı biliniyor. Bu durumda Rum tarafının bu aşıyı onaylamama gibi bir tavrı olamaz. Belki biraz gecikebilir, belki de Avrupa İlaç Ajansı’nın bu yöndeki kararını bekleyecektir.
Zaten kuzeyde PCR testi devlet tarafından bedava, özelde de 100 TL civarı olduğuna göre bu kuzeyde yaşayanları maddi olarak fazla rahatsız etmeyebilir. Ama siz güneyden gerek Rumların, gerekse de güneyde yaşayan AB ve 3. ülke vatandaşları ile Larnaka’dan gelecek turistlerin gelişlerini kolaylaştırabilirdiniz.
KKTC ekonomisinin nefes alabilmesi için buna acilen ihtiyaç var.
Bu ihtiyacı Türkiye’den dilenerek karşılayamazsınız.
Neden anlamıyor, ya da anlamamakta ısrar ediyorsunuz?
Türkiye ekonomisi bizimkinden kat kat daha kötüdür. Bu nedenle ekonomik protokolda yazdığınız ve imzaladığınız taahhütler lafta kalıyor. “Kelin merhemi olsa, kendi başına sürer” derddi atalarımız.
Bu arada dışa da aynı biçimde açılıyoruz. Yine ülke kategorileri açıklandı. Ülkeler 6 kategoriye ayrıldı. Sanki bize dünyanın her yerinde uçaklar gider gelir.
Vazgeçin bu takıntılardan. Pratik düşünün. Bize Türkiye’den başka hiçbir yerden uçak gelmez. Gelirse ancak Türkiye’nin bir hava alanine “Touch down” yaparak gelebilir.
Bu gerçek varken biz ülke turizminin yaşamasını istiyorsak hem Türkiye’den, hem de Larnaka’dan gelecek turistlerin KKTC’ye girişlerini kolaylaştırmalıyız. Prosedürleri basitleştirmeli, maliyetleri minimize etmeliyiz. Yoksa niye bizi tercih etsinler.
Bugünkü pandemic koşullarında sağlık olmazsa olmazımızdır. Ama aradan neredeyse 15 ay geçti. Bu zamana kadar başka ülkelerin başardığı gibi biz de pandemic koşullarında tedbir alarak normal yaşama dönmenin koşullarını çoktan yaratmalıydık.
Olmadı. Başaramadık.
Bir ileri, iki geri giderek ülkeyi kaderine terk ettik. Böylesi gayrı ciddi yönetim anlayışıyla bu kadar olur. Sadece azınlık hükümeti döneminde değil, pandeminin başladığı ilk günden bugüne kadar bütün tüm yetkililer sayesinde batma noktasına geldik.
Artık yeter. Biraz da halka, onların örgütlerine ve ekonomik sektörlerin taleplerine kulak verin. Bu gidişle hepsini batıracaksınız.