DEVEKUŞU siyaseti
Dünyalar güzeli insanlar, gencecik göçüyor aramızdan...
Bir avuç ülkede, çok 'tanıdık' tüm acılar...
Ve hayat, yine dönüyor ekseninde...
En yakınlarına kalıyor o ateş, hep kor.
...
Polisi, bakanlık, birlik “özel bir hastanede” dedi, ameliyatta yaşanan ölümün ardından...
Peki sormak isterim, eğer “devlet hastanesi” olsa, yine gizlenir miydi?
“Hekim kim” sorduk polise, sustu!
Peki ne oldu, öğrenilmedi mi?
...
İnsan sağlığı başkadır!
Ama 'sağlık sistemi'nde çorap söküğü gibi büyüyor savrukluk...
Diyorlar ki, kamuda, tüm sektörler öyle!
Öyle de telefon teknisyeni bir kabloyu yanlış bağladı diye, ölmüyor kimse!
...
Sağlık Bakanlığı özel klinikleri, hastaneleri denetleyemez
'Öylesine' olur, denetlese de...
Ne dedi bakan mahkemede:
- "Benim bilgim yok!"
Bir bakan, böylesi büyük yalan söyler mi?
Bilgisi yok dediği, kamu hekimlerinin işi!
Peki, bir iş 'yasa dışı'ysa, yani aslında olmaması gereken bir yerdeyse uzman, nasıl denetlenecek ki?
...
Senelerdir o nedenle sorguluyoruz bu meseleyi, bambaşka yerlere çekiliyor.
İsteyen herkes, hayatını, özelde, emeğiyle, bir değil isterse bin iş yaparak kazanabilir...
Engel yoktur.
Ama eğer "ben toplumun kaynakları ile topluma ücretsiz hizmet vereceğim" diyerek kendisi aday oluyorsa kamuda çalışmaya...
Ve hatta, bu yasalara “yeterli” olduğuna dair sınava giriyorsa.
En önce kendiyle çelişmiyor mu?
...
Disiplin bir yerinden söküldü, otorite bir kez kırıldı mı, gerisi geliyor!
Başhekimin röportajın okudum, diyor ki, "İki bin kusur maaşla nasıl bulacağız hekim"...
Bu yeni dönem maaşlar ülkenin ayıbı!
Öyle de, sevgili doktor, sağlıkta 'köşe başları'nı tutanlar, bu yeni yasayla işe girenler değil ki!
Üstelik devlet, sözleşmeyle de hizmet alabilir...
Yüzleşir gerçeğiyle, bu 'maaş sistemi' de ancak bu yüzleşme ile değişir, dönüşür belki.
...
En son kim ölmüştü, kimi tartışmıştık, hangi rapor ya da yaptırımı okumuştuk, kime ağlamıştık unutuyoruz.
‘Deve kuşu’ siyasetinin sürdüğü ve yalanın bu kadar büyük oynandığı; ‘körlüğün’ böylesine ilerlediği bir ortamda, yol alamıyoruz.
Yaşadığımız bin bir sorunun kaynağını halen ‘çözüm’ görüyoruz ya, buna yanıyorum.