Devlet Hastanesi'nde biyonik kulak ameliyatları yapılıyor
Op. Dr. Mahmut Cankaya, işitme tarama testlerinin, bebeklerin doğumundan sonraki ilk 72 saat içinde yapılması gerektiğini vurguladı.
Özgül Gürkut Mutluyakalı
Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mahmut Cankaya, işitme tarama testlerinin, bebeklerin doğumundan sonraki ilk 72 saat içinde yapılması gerektiğini vurguladı.
Cankaya, yenidoğan bebeklerin işitme bozukluğu açısından taranmasının önemli bir halk sağlığı hizmeti olduğunu ve yılda ortalama bin yenidoğanın taramadan geçirildiğini söyledi.
Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki taramalarda işitme kaybı oranının binde 1 olarak saptandığını belirten Cankaya, bu oranın ABD’de 1500’de 1, İsveç’te 2 binde 1, İsrail’de 800’de 1, Türkiye’de ise binde 1-2 olduğunu bildirdi.
Doğuştan olabileceği gibi sonradan da görülebilen işitme kaybını yaratan faktörlerin başında kalıtsal öykü, anne karnındayken geçirilen enfeksiyon, bazı anomaliler, bakteriyel menenjit geliyor.
İşitme tarama testlerinin zamanında yapılması, tedavi ve rehabilitasyon imkanının artırıyor.
Lefkoşa’daki hastanede, doğumsal işitme kaybı tanısı konulup işitme cihazından fayda görmeyen bebeklere, işiten akranlarıyla eşit düzeyde dil gelişimi gösterebilmelerini sağlayan biyonik kulak ameliyatları da yapılıyor.
Yeni doğan bebeklerde işitme taramasının önemi konusunda TAK muhabirine açıklama yapan Cankaya, erken bebeklik döneminde bebeğin normal işitmeye sahip olması, konuşma ve lisan gelişiminin yanı sıra sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimi açısından da son derece önem taşıdığına işaret etti.
Bebeklerin konuşma ve lisan gelişiminin yaşamın ilk aylarında oldukça hızlı olduğunu, bebeklerin 18 aylıkken basit cümleler kurmaya başladığını kaydeden Cankaya, şöyle konuştu:
“Bu nedenle doğumsal anomaliler arasında sık görülen işitme kaybının yaşamın ilk aylarında fark edilememesi, işitme engelli çocuğun konuşma ve lisan becerisinde gerilik, akademik performansında zayıflık, kişisel ve sosyal uyumsuzluk, duygusal sıkıntılar gibi insanı yaşam boyu etkileyen engellilik durumuna yol açar. Orta derecede işitme kaybına sahip olmak bile çocuğun günlük konuşmaların yüzde 50’sini kaçırmasına neden olur.”
İŞİTME KAYBINDA RİSK FAKTÖRLERİ NELER?
Dr. Mahmut Cankaya, işitme kaybı açısından risk faktörlerini “ailede kalıtsal işitme kaybı öyküsü; prenatal (anne karnında geçirilen) enfeksiyon; kraniofasiyal (kafa-yüz) anomalileri; 1500 gramdan düşük doğum ağırlığı; kan transfüzyonu yapılmasını gerektirecek kadar yüksek serum biliribün düzeyi (sarılık); bakteriyel menenjit; üç günden fazla ototoksik (kulak için zararlı) ilaç kullanımı; yenidoğanda yapılan muayenede beşinci dakika Apgar skorunun dördün altında olması; on günden uzun süren mekanik ventilasyon (alet destekli solunum) ve sensörinöral işitme kaybı ile beraber görülen sendromlar” olarak sıraladı.
“TARAMA ÖNEMLİ BİR HALK SAĞLIĞI HİZMETİ”
Cankaya, yenidoğan bebeklerin işitme bozukluğu açısından taranmasının önemli bir halk sağlığı hizmeti olduğunu belirterek “Sadece riskli olan bebeklerin değil, tüm bebeklerin taranması önemli ve elzemdir. İşitme kaybı olan bebeklerin erken belirlenmesi ve altı aydan önce gerekli müdahalelerin yapılması ile bu çocuklarda konuşma ve dil gelişiminin, işitmesi normal olan yaşıtlarını yakaladığı gösterilmiştir” dedi.
İşitme tarama testlerinin, ilk 72 saat içinde veya bebekler hastaneden taburcu olmadan ve/veya taburcu olurken mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayan Dr. Cankaya, ilk ayda tarama testlerinin tamamlanmasıyla, işitme kaybı şüphesi olan bebeklerde üçüncü ayda ileri tetkikleri tamamlayarak işitme kaybı tanısı alanların altıncı ayda tedavi ve rehabilitasyonlarını sağlamanın amaçlandığını anlattı.
SAĞLIKLI YENİDOĞANLARIN BİNDE 1-3’ÜNDE, YOĞUN BAKIMDA TEDAVİ GÖRENLERİN YÜZDE 2-4’ÜNDE İŞİTME KAYBI VAR
Sağlıklı yenidoğanların binde 1’i ile binde 3’ünde; yoğun bakım ünitesinde tedavi gören bebeklerin ise yüzde 2 ile yüzde 4’ünde her iki kulakta belirgin işitme kaybına rastlandığını belirten Dr. Mahmut Cankaya, bu oranın çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle yüzde 6’ya ulaştığını kaydetti.
NALBANTOĞLU HASTANESİ’NDE YILDA BİN YENİDOĞANA İŞİTME TARAMASI YAPILIYOR
Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Kliniği’ne bağlı bir odyolog ve iki odyometrestin görev yaptığı odyoloji bölümünde yılda ortalama bin hastaya yenidoğan işitme taraması yapıldığını açıklayan Dr. Cankaya, bulgularla ilgili şu rakamları paylaştı:
“Hastanemizde tek taraflı ve/veya iki taraflı geri dönüşümsüz işitme kaybı oranı yaklaşık 1:1000’dir. Amerika Birleşik Devletleri’nde bu oran 1:1500, İsveç’te 1:2000, İsrail’de 1:800, Türkiye’de ise 1:1000 ile 2:1000 civarındadır.
BİYONİK KULAK AMELİYATLARI YAPILIYOR
Tarama merkez, işitme taraması protokollerinin uygulandığı merkezleri, referans merkez ise tarama protokolü tamamlanıp kalan bebeklerin sevk edildiği, ileri tanı tedavi merkezlerini ifade etmektedir. Ülkemizde, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bir referans merkezdir. Ayrıca doğumsal işitme kaybı tanısı konulup işitme cihazından fayda görmeyen bebeklere uygulanan ve işiten akranları ile eşit düzeyde dil gelişimi gösterebilmelerini sağlayan koklear implant (biyonik kulak) ameliyatları Op. Dr. Erol Şeherlioğlu öncülüğünde Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kliniği’nde yapılmaktadır.”
SONRADAN İŞİTME KAYBININ NEDENLERİ
Dr. Mahmut Cankaya, doğuştan işitme kaybı olmayan, doğum sonrasında meydana gelen, sonradan edinilmiş işitme kaybının çok çeşitli faktörlerden kaynaklanabildiğini belirterek faktörler arasında “Travma, kontrolsüz şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, hipotiroidi, ani işitme kayıpları, presbikuzi (yaşa bağlı işitme kaybı), makine veya ateşli silahlardan gelen gürültüye maruz kalma, Meniere hastalığı ve menenjitin” sayılabileceğini söyledi.
Cankaya, kulağa zarar verebilen, ancak hayati tehlike taşıyan tıbbi rahatsızlıkların tedavisi için gerekli olan ototoksik ilaçların da işitme kaybını tetikleyebildiğini ayrıca işitme sinirindeki tümörlerin de daha nadir olarak işitme kaybına sebep olabildiğini ekledi.