Devlet mi şey kuyusu mu?
Devlet Piyangosu’nun “Erenköy Direnişi Fiyaskosu” Avrupa Gazetesi haberi sonrası gündemi darmadağın etti...
Büyük hata!
Ve yetkili arkadaşın sorumluluğu üstlenip ayrılması, çok doğru bir hareket...
-*-*-
Aynı hatayı TC Büyükelçiliği de yapmıştı...
Dün sosyal medyada Devlet Piyangosu yetkililerine ve haklı olarak hükümete eleştiri yağdıranlar, istifa çağrısı yapanlar, aynı tepkiyi TC Büyükelçiliği ve ona bağlı malum ofise gösterememişti!
Korkudan!
-*-*-
“Yahu onlar yabancı” da ondan mıydı?
E kusura bakmasın kimse ama “Kıbrıs cahili bu karakterler değil mi ülkeyi yöneten?”...
-*-*-
Neyse, ülkenin nüfus yapısı değiştiğinden beri; benzer tartışmalar sürüyor...
Ama bu tartışma da çok gereksiz çünkü “Kıbrıs’la ilgili genel kültür bilgisi, Cumhurbaşkanı seviyesinden başlayarak neredeyse sıfır...”
-*-*-
Temelde bir hata var!
Evet, doğrudur, Türkiye’de Suriyeli ve Afgan göçmenlere her türlü faşizmi ve ırkçılığı layık görenler, mesele Kıbrıs olduğunda farklı davranıyor...
-*-*-
Çünkü, Türkiye’de ne yazık ki Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu dahil, ülke nüfusunun belki de yüzde 99, 99’u, 1878’de Sultan Abdülhamid’in kiraladığı, 1923’te Lozan’da İngiliz’e hediye edilen Kıbrıs Adası’nın 1974’te geri alındığını düşünüyor...
-*-*-
Öyle olmadığını bilenler var elbette ama onların yani öyleymiş gibi davrananların da elektrik amaçlı akaryakıttan nasıl milyonlar kazandığı ise ayrı bir güzellik!
-*-*-
İngiltere’de milletvekili seçilen bir kişi, neredeyse bin yıllık parlamento tarihini, ülke geçmişini ezbere bilir...
Bilmek zorundadır...
-*-*-
Dünya’da bir çok ülke “vatandaş” olmak için başvuranlardan “dil bilmek” yanında, “ülke tarihini bilmek” şartını da arar...
-*-*-
Oysa düşünün bizde daha geçen hafta Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı olarak atanan şahıs, haritada Kıbrıs’ın yerini gösteremez!
Pendaya’yı bilmez, gologas nedir anlamaz!
Bullez, samarella; yanında zivaniya!
Ama adam ülkenin en önemli kurumunun başında!
Sonra, “işgal işte budur” dediğimizde bir de kızmıyorlar mı?
-*-*-
Efendim Devlet Piyangosu’nda büyük hataya gelelim!
Doğrudur!
Bu hatanın bedelini ilgili kişi ödemiştir.
Ama, bu ülkenin Cumhurbaşkanı da, danışmanlarının veya ahbaplarının büyük çoğunluğu da farklı değildir.
-*-*-
Hatta daha da ötesi; bu ülkede şaibeli akaryakıt alımı konusunda kimse sesini çıkarmamaktadır...
Açık hırsızlık, açık ihmal ve halka atılan açık kazık söz konusudur!
Cumhurbaşkanlığı’nda “ben gezici danışmanım, danışmanım, gezici büyükelçiyim” diye hava basan; neredeyse KKTC’nin yarısına borçlu en az üç kişi görev yapmaktadır... Ve borçlarını da ödememektedirler...
-*-*-
Daha da kötüsünü söyleyeyim; bu ülkenin en yüksek gelirli kurumlarından biri, Devlet Piyangosunu da yöneten ve yürüten “Spor Dairesi”dir...
Bet dünyamızın gelirinden buraya servet akmaktadır...
Ve bu servet, nedendir kimse çözebilmiş değil ama tam 19 adet ayrı banka hesabında tutulmaktadır...
En çok müşavir besleyen kurumlardan biri de burasıdır...
Tüm müdür ve müşavirlerin maaşları, emekli olduklarında alacakları ikramiyeler de bu hesaplardadır ve devletin maliyesine asla verilmemektedir...
-*-*-
Efendim, gelelim asıl meseleye; Türkiyeli yetkililerin suçu mu?
Bu ülkeyi bu şekilde yöneten, daha doğrusu yönetemeyen onlardır...
-*-*-
Bir de “Biz gelmeseydik Rum sizi kesecekti; şimdi de gidersek kesinlikle sizi keserler” diyenler yine onlardır... Onlar ve buradaki destekçileri...
Bunları söyleye söyleye geldiğimiz – getirildiğimiz nokta da budur!
Bu yalanlara inana inana bulunduğumuz kanalizasyon çukuru da KKTC diye adlandırılmıştır ve “eşit egemen” olduğu öne sürülmektedir!
-*-*-
Kimse kusura bakmasın; eskiden köy evlerinin dışında bir “mok kuyusu” vardı... Köy sakinleri gider, büyük ve de küçük abdestini o kuyuya yapardı...
KKTC’nin içine düşürüldüğü durumu en iyi açıklayan, o kuyulardır!
Çok üzgünüm!
-*-*-
Haydi saldırın, “devletimize mok kuyusu dedi”...
“Rumcudur, Rumdur, haindir” deyin!
-*-*-
Ne isterseniz söyleyin; iki gerçek var; devlet dediğiniz şey koskocaman bir yalandır ve siz de hırsızsınız!
Sonsuza kadar yalan, sonsuza kadar ganimet; yaşasın KKTC!
Ortalık dün yine velveleye verildi...
Erenköy fotoğrafı faciası çok konuşuldu...
Cumhurbaşkanı da anlamak için üç dört kez okuduğum ama yine de anlayamadığım bir açıklama yaptı...
Gerçekten ne demek istedi?
-*-*-
Neyse, biz bu tartışmalarla uğraşırken, öte yandan bir adet daha ihalesiz akaryakıt alımı gerçekleştirildi...
Yine en pahalısından...
İhalesiz...
Kalite belgesiz...
-*-*-
Verilmek istenen mesaj mı?
Çok üzgünüm ama sadece KKTC tarihinin değil, belki de 10 bin yıllık Kıbrıs geçmişinin görmediği kalitesizlikte bir “yönetim” bu ve benzeri “hırsızlık – rüşvet” kokan işlerle bize şu mesajı vermektedir:
“... Kanserden geberin, biz zengin oluyoruz!”...
-*-*-
Ve ahali hala uyumaktadır!
Biz uyudukça, onlar umarsızca çalmaya ve ülüşmeye devam edecekler!
Yaşasın KKTC tabii ki!
Forever!
Sonsuza kadar yalan!
Sonsuza kadar ganimet!
Fotoğraftaki kişi kimdir? Şanlı Erenköy direnişi sırasında, mücahitlere bir süre komutanlık yapan bu kişi... Değil tabii ki... Fotoğraftaki kişi, KKTC Sivil Savunma Teşkilatı eski başkanı... Yok o da değil... Vakıflar İdaresi yönetim kurulunun yeni başkanı olmasın sakın... Yok yok değil! Din İşleri Dairesi Başkanı olmasın sakın? Kimdi yahu bu adam? İyi ki KKTC para basmıyor, “bıyıklarını çok beğendik, bastık” da diyebilirler altına da “mücadele yıllarından bir direnişçi...” falan diye yazarlardı... Gözün kör olsun cehalet! Amma hale düşürdüler Kıbrıs Türk toplumunu be gavollem! Uyumaya devaaaaam!