Böyle bir gündemin içinde ne yazılabilir ki!
Neyi yazsan yazamadığın kalacaktır…
Tam bir kaos yaşanıyor memlekette…
Dibi gören bir ülke…
“Daha da dibi yoktur artık” dersiniz ama ‘dibin de dibi’ görülüyor yaşadığımız topraklarda…
***
“Burdan girmeyin, yakıt yoktur galmadı”
Diye bağırdı bir akaryakıt istasyonu görevlisi sosyal medyadaki bir videoda…
Kıbrıs Türk Petrolleri ve Alpet son çıkan dövizle birlikte, daha doğrusu TL’nin erimesi ile zarar ettiklerini söyleyip istasyonlara akaryakıt vermeyi durduracaklarını ilan edince vatandaş istasyonlar önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
Yetiştiren aldı ama akaryakıt bitti tabii sonunda… Kuyrukta bekleyenler dönmek zorunda kaldı.
Ne olacak peki?
Nasıl çözülür bu sorun?
Tabii ki ithalatçıların istediği zam talebi verilirse iş çözülür, biz de bugün akaryakıtı zamlı yeni fiyatından almaya devam ederiz.
Tüp gaz dağıtımının da durdurulacağı söylendi, tüp gaz almaya koşanlar da oldu, bugün tüp gaz bulabilir miyiz, durduruldu mu yoksa o da yine ithalatçıların istediği gibi zamlı mı oldu, sabahleyin gözümüzü açtığımızda bugün anlamış olacağız herhalde…
***
Bu olaylardan önce dün geceden başlayarak sosyal medyada yayılmaya başlayan Ersan Saner’in videosu vardı.
Özel hayattı elbette ama videodaki bir Başbakandı. O yüzden siyasetçi de vatandaş da tepkisiz kalamazdı.
Bu videodan sonra beklenen Ersan Saner’in hemen istifasıydı.
Akşam saatlerinde gelir mi bu istifa, olabilir.
Bir videoda cinsel hayatla ilgili görüntülenen bir kişinin ailesi olması hasebiyle bu konuyu fazla irdelememekte yarar var.
Ancak bu olayın başka bir boyutu var ki, o da siyasetin mafyayla içli dışlı halde hareket etmesi, siyasi amaçlar uğruna mafyanın desteğini arkasına alması ama mafya açısından zamanı geldiğinde de siyasetçinin daha önce de örnekleri görüldüğü gibi etkisiz hale getirilmesidir.
“Kurgulanmış bir video ile çirkin bir kişilik suikastının hedefi olduğunu” söyledi Ersan Saner ancak istifa etmekle ilgili bir şey belirtmedi.

Sonuç olarak ‘eşit egemen devlet’ olarak lanse edilmeye çalışılan KKTC’de siyaset, yer altı dünyasının boyunduruğunda yürüyormuş.
İyi ilişkiler bir anda altüst oldu.
Çıkarlar çatıştı. 
Gündeme düşen video örneklerinin burada ve Türkiye’deki siyasetçilerle ilgili az olmadığı ve yer altı dünyasının elinde oldukları iddia ediliyor.
Hiç kimse güvende değil.
Mafya ile ilişkileri yardımıyla bir yerlere gelenler güvende olmadığı gibi halkın her bireyinin de güven içinde olmadığı açıktır.
Böyle bir ilişki modeli ile yönetilmeye çalışılan bir ülkenin insanlarının güven içinde olması mümkün mü?