Dikkat! Tehlike
Adi suçların artması karşısında insan irkiliyor.
Hele bir de neredeyse her gün girip çıktığı yerlerde hırsızlık, darp, bıçak çekme, silah çekme, ateş etme gibi olayları duyduğunda daha bir irkiliyor, korkuyor…
Hem kendisi, hem ailesi, hem de toplum için endişe duyuyor.
***
Mahkemeler önünde olaylar eksik değil…
Bazen taraflar birbirine saldırıyor, bazen zanlılar sinirlerini gazeteci arkadaşlarımızdan çıkarmaya çalışıyor…
En son Mağusa’da iki çete mensuplarının birbiriyle kavgaları, sivil polisin de tabancasını alıp silah çekmeleri, ardından bu kavganın devamının Mağusa Hastanesi’nde yaşanması can güvenliğimizin ne durumda olduğunun bir ispatı gibiydi.
***
Ve benim mahallemde, Girne’de devamlı girdiğim markette yaşanan son olay… Market muhasebecisinin elindeki yüklü parayı almak için maskeli kişilerin kadına saldırmaları, birinin kadının boğazına bıçağı dayaması, ona rağmen kadının elindeki çantayı vermemek için direnmesi, çevredekilerin olaya müdahaleleri…
Güpegündüz yaşanan bir olay daha… İnsan ‘adi’liğin nereden çıkacağını bilemiyor. Markete girip çıkanlar, atıştırmalık almak için markete gelen çocuklar ve tabii ki marketin çalışanları…
Herkesin canı tehlikede… Ortalıkta dolaşan kimliği ve ne olduğu belirsiz kişiler çoğaldıkça ve böyle olaylar arttıkça her birey kendi önlemini almak durumunda kalacaklar.
Öyle de oluyor zaten…
Kadınlar çantalarında göz yaşartıcı spreyler taşımaya başladılar… Savunma için dövüş sporlarına başlayanlar var… Ve daha da tehlikelisi silah taşıyanlarda da artış var. Hem onu kullanmak için, hem de yine savunmak için…
Belki artık yollara, marketlerin, bankaların girişlerine ‘Dikkat! Tehlike’ yazıları da asılabilir!
Kötü bir gidiş var yani… Tamamen bu kötü gidişi geriye aldırmak gibi bir şey mümkün değil ama tedbirleri artırmak, vatandaşın kendini güvende hissetmesi için gereken çalışmaları güvenlik güçlerinin alması veya alabilmesi için ihtiyaçların karşılanması da şart.
-------------------------------------------------------------------------------------------
Tekrar seçim
Türkiye’de 1 Kasım’da tekrarlanacak seçim sürecine tekrar girilirken TC Cumhurbaşkanı Erdoğan da yine parti lideri gibi seçimlerin içinde olmaya başladı bile… AKP’ye oy toplamanın ilk konuşmasını (seçim süreci için söylüyorum çünkü zaten her zaman için bunu yapıyor) dün alışkanlık haline getirdiği muhtarlarla toplantısında yaptı. Kaçak Saray’ını niçin yaptırdığını ispatlıyor Erdoğan… Saray’daki koskocaman konferans salonuna topladığı konuklarına ve bütün tv kanallarını da aracı yaparak canlı yayında bütün Türkiye’ye mesajlarını verirken istediklerine oy topluyor, istediklerine veriyor-veriştiriyor, istediklerini terörist ilan ediyor, bir çeşit tatmin oluyor. Erdoğan koalisyonu kurdurtmadı, seçimin tarihini belirledi!, belki şimdi geçici hükümette yer alacak isimleri de o belirliyor ve belki de yine meydanlara inecek.
Şimdiki anketler 1 Kasım’da da 7 Haziran seçimlerinden farklı bir sonuç çıkmayacağını söylüyor. Hatta barajın altında bıraktırmaya çalıştığı HDP’nin bu seçimlerde daha güçlü çıkacağı da belirtiliyor. Peki o zaman 2 Kasım’da ne olacak!?