Dileğim…
Özge Yorulmaz; Kısa bir yazı hazırladım. Hani dilekler kısa olur ya… Bu “bizim” dileğimiz olsun
Özge Yorulmaz
Kısa bir yazı hazırladım. Hani dilekler kısa olur ya… Bu “bizim” dileğimiz olsun.
Bazı şeyler vardır olmasını çok isteriz. Aklımızdan hiç çıkmaz, her şey bize onu çağrıştırır. Şöyle bir duygudur; illa ki o kişi, o şey bizim olmalı ya da o olay gerçekleşmeli. Her an onu düşleyerek yaşarsınız ve hayatınız ona programlıdır. O, henüz sizin olmasa da…
Sizin de var mıdır böyle bir dileğiniz?
Sahip olmak için uğrunda pek çok şey feda edebileceğiniz?
Tüm kalbinizle ve bıkmadan, usanmadan düşlediğiniz?
Peki, dileğinizi elde etmek için aklınızın karıştığı oldu mu; yüreğinizde buruk bir acı hissettiniz mi? Umutsuzluğa kapıldığınız ve umutlarınızın yeniden yeşerdiği…? “Evet” dediğinizi duyar gibiyim.
Bir çocuk için bu; bisiklet, bebek, sıcak bir yuva, gezmek-eğlenmek, lunapark, hayvanat bahçesi…
Kimisi için; hayalini kurduğu bir ev, araba, eş, çocuk, arkadaş, dost,
Kimisi içinse; hayvanları koruma, doğaya sahip çıkma, saygınlık, kariyer…
İsteklerimiz, bedenlerimizle büyüyor sanki… Ve daha dün biz isteğimize/dileğimize sahip olma fikrine bile sahip değildik, öyle değil mi?
Yaşadığımız bu duygular bize bir şeyler öğretmeli. Ne olduğunu bilmek ister misiniz?
Sabretmeyi, inanmayı ve çalışmayı sürdürmeyi… Belki de biraz zamana ihtiyacımız var. Uğruna ter dökmeye, mücadeleye ve gerçekleşmesi için gayret etmeye…
Hayat bazen bize diğerlerine davrandığı gibi davranmıyor. Başkaları, bizim o çok arzuladığımız ve olmasını istediğimize sahip ama biz çabalamak ve didinmek zorundayız. Hayattan hesap sormak istiyoruz; Neden ben? Neden biz? diye. Neden hala beklemek zorundayız?
Adada özlediğimiz ve uğruna çok şey verebileceğimiz bir şey var: Barışın sağlanması. Yine, 1 Eylül geçti, yine dileğimiz aynı, yine adada barış yok! Barışı gerçekten istiyor muyuz peki? Ötekileştirdiğinizin düşüncelerini bir an için bırakın, önce kendinizi dinleyin, kendinizi eleştirin.
Barış istediğini ifade edenler, bu adada barış adına ne yapıyorlar? Ümit etmekten başka… Vicdanınızla berabersiniz şimdi. Bir adım attınız mı barış uğruna? Bir yürüyüşe katılıp, bir yazı yazıp barış için çalışmaya hazır olduğunuzu anlattınız mı arkadaşlarınıza? En azından destek verdiniz mi bu konuda çalışanlara? Gönüllü müsünüz peki?
Belki de gerçekleşmesi için birlikte çalışmalı, onu birlikte istemeliyiz. Ne de olsa “Birlikten kuvvet doğar.” değil mi? Birlikte çaba harcarsak becerebilir miyiz? Hep beraber kenetlensek BARIŞ için…
Savaştan ve çatışmadan yana olanları barıştan yana değiştireceğimiz, kişisel menfaatlerin bir sonuç getirmediğine/getirmeyeceğine onları inandıracağımız günleri görme dileğiyle…