DİN İŞLERİ TSE İLE PROTOKOL İMZALADI
Din İşleri Başkanlığı ile Türk Standartları Enstitüsü (TSE) arasında protokol imzalandı.
Din İşleri Başkanlığı’nın kalite yönetim sistemine geçmesini sağlayacak 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi ile belgelendirilmesi için bugün Din İşleri Başkanlığı ile Türk Standartları Enstitüsü (TSE) arasında protokol imzalandı.
Din Sitesi’ndeki Din İşleri Başkanlığı’nda imzalanan protokole Din İşleri Başkanı Doç. Dr. Talip Atalay ile TSE Başkanı Hulusi Şentürk imza koydu. İmza töreninde TSE KKTC Temsilcisi Osman Sümbül ile TSE heyeti de hazır bulundu.
Protokol, Din İşleri Başkanlığı’nın kaliteli din hizmeti verebilmesi için kalite yönetim sistemine geçmesini ve bunun için personelin eğitiminin sağlanması ve uygulamada destek olunmasını öngörüyor.
Din İşleri Başkanı Talip Atalay, amaçlarının; şeffaf, denetlenebilir ve belirli bir kalite standardında hizmet vermek olduğunu belirterek, “Bizim inancımızla evrensel kalite normları zaten bire bir uyuşuyor. O bakımdan çok rahatız” dedi.
İlk defa bir din kuruluşunun kaliteli yönetim sistemine geçmekte olduğuna dikkat çeken TSE Başkanı Hulusi Şentürk ise, kalite yönetim sisteminin oturduğu değer yargılarının aslında müslümanlığın değer yargıları olduğunu vurguladı.
ATALAY
Din İşleri Başkanı Doç. Dr. Talip Atalay törende yaptığı konuşmada, “Bizim açımızdan çok önemli bir anlaşmanın eşiğindeyiz” diyerek, kurum olarak ölçülebilir hizmet standartlarına sahip olmak istediklerini belirtti.
Atalay, “Şeffaf, denetlenebilir ve belirli bir kalite standardında hizmet vermek istiyoruz” dedi.
Ölçülebilir bir kalite standardı, bir sistem oluşturabilmenin kendi açılarından iyileştirmeyi teşvik edici bir role sahip olurken, kendilerinden hizmet bekleyen insanların güvenini sağlayacağını kaydeden Atalay, “Bizden nasıl hizmet alacaklarını, ne hizmet alacaklarını bilecekler. Gizli kapaklı, nasıl olduğu bilinmeyen bir kurum olmaktan çıkacağız. Ne kadar görünür ve ölçülebilir olursak o kadar ne olduğumuz belli olur” ifadelerini kullandı.
Kurumsallaşmanın birinci ayağının çalışan bir sistem oluşturmak olduğunu anlatan Atalay, amaçlarının; kurumu sistemi olan sağlam bir kurum haline getirmek olduğunu söyledi.
TSE’nin bu bağlamda kendilerine bir kapı açtığını vurgulayan Atalay, aylardır bunun üzerinde çalışıldığını, sonrasında da işin eğitim kısmının geleceğini, TSE’nin işleyiş açısından sistemli hale gelmek için destek vereceğini kaydetti.
İnsanın kendini ölçerek işini yapmasının önemli olduğunu belirten Atalay, personelin yaptığı iş ile inancı arasındaki paralelliği iyi anlaması gerektiğini söyledi.
Atalay, “Bizim inancımızla evrensel kalite normları zaten bire bir uyuşuyor. O bakımdan çok rahatız” dedi.
BİRİNCİ YIL
Görevdeki birinci yılının bugün dolmakta olduğuna da dikkat çeken Doç. Dr. Talip Atalay, birinci yılın sonunda yeni bir binada olduklarını, bazı eksiklikleri giderdiklerini ve sistemli bir yapı için önemli bir anlaşmaya imza atmak üzere olduklarını, bundan mutlu olduğunu ifade etti.
Atalay şöyle devam etti:
“Biz bu anlaşmayla bize TSE’nin kendi konsepti içerisinde sunacağı hizmetlerden çok daha fazlasına farklı şekilde ulaşacağız. Çünkü standart hizmet verebilme alışkanlığını edinebildiğimiz için farklı alanlarda hem kendi özel yaşantımızda içerideki ve dışarıdaki durumumuzda farklılaştıracak bir yapı oluşturacağız ve büyük kazanımlar elde edeceğiz. İnşallah hem kurumumuza hem de KKTC’ye, milletimize hayırlı olur.”
ŞENTÜRK
TSE Başkanı Hulusi Şentürk de konuşmasında, birlikte yapacakları çalışmanın temelinin KKTC’de verilen dini hizmetlerin müşteri memnuniyeti açısından daha kaliteli seviyeye erişmesinin sağlanacağını, standart şekilde hizmet sunulacağını belirtti.
İlk defa bir din kuruluşunun kaliteli yönetim sistemine geçmekte olduğuna dikkat çeken Şentürk, “Aslında kalite yönetim sisteminin temelinde din vardır” dedi.
Kalite yönetim sisteminin temel ayaklarından birinin müşteri memnuniyeti olduğunu, diğerlerinin de kaliteyi yükseltmek, çalışanların sürekli eğitimi, çalışanlar arasında sürekli fikir alışverişi ile beraber karar almak, her gün daha iyi yapmak, yapılan her şeyi ölçmek ve kendini değerlendirmek olarak sıralandığını kaydeden Şentürk, bunların dinin de değerleri olduğunu örneklerle anlattı.
“Biz bu değerlerin önemine vakıf olmadığımız için Japonlar bu değerleri almış, uluslararası yönetim şekli haline getirmiş. Biz de, Japonlar ne güzel yapmış’ diyerek, almışız ve bir de bakmışız ki bizim öz evladımız” diyen Şentürk, “Şimdi öz evlat baba evine geri dönmüş oluyor. Bugün benim için çok anlamlı” dedi.
Şentürk, kalite yönetim sisteminin oturduğu değer yargıların Müslümanlığın değer yargıları olduğunu vurguladı.
İnsanların kaliteli hizmet almaya hakkı olduğunu, bunun insana verilen değerin bir göstergesi olduğunu kaydeden Şentürk, bunun için de kalite altyapısının geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Hizmeti verecek olanın, insanlar olduğu için sistemi yürütecek insanların eğitilmesinin şart olduğunu belirten Şentürk, “Din İşleri Başkanlığı’na bağlı 320 kişi eğitilecek” dedi.