DİNGİL
“Dingili koptu.”
Çok fazla kullandığımız bir deyimdir bu.
Bir aracı ayakta tutan gövdedir dingil.
Temeldir!
***
“Dingil”in bir anlamı daha var.
Argo.
Aptal, salak insanlara söylenir.
“Guno” der Kıbrıslı…
İkinci anlamı da bir başka yazının konusu olur.
***
Meclis’i dinlerken dün söylendim yine…
“Dingil koptu…”
Arıklı, yurttaşlığını sorguluyordu, Niyazi Kızılyürek’in (!)
***
Biri soruyor, beriki yanıtlıyor, “o doğma büyüme kök Kıbrıslıdır.”
Biri başkan, diğeri Bakan!
Meclis burası!
***
Şimdi diyeceksiniz ki, “yine de gelişme var.”
Geçmişi biliyorsanız eğer…
Çünkü…
“Uzat lan dilini, sigaramı söndürmek istiyorum” da denebilirdi.
***
Ahhhhhh!
***
Sokak eyleminde “boş tenekeler” üzerine vekillerin adları yazıldı ya…
O da yanlış.
Çok genellemeci duruyor.
Böyle böyle seviyesi düşüyor Meclis’in…
Çünkü bu Meclis’te tertemiz insanlar da var, idealist, bilge, yurtsever; o insanların dönüştürücü gücüne de ihtiyaç var.
Üstelik de tümünü aynı kefeye koyduğunuz zaman hayat daralıyor.
Hem “kendi kendimizi yönetecek” bir irade istiyoruz.
“Talimatla yönetilmeye hayır” diyerek.
Hem de kolaycılıkla, üzerini çiziyoruz seçilmiş insanların…
***
Yine dönelim yurttaşlık meselesine…
Ne günlere kaldık!
Arıklı, “yurttaşlık” sorguluyor, yanı başında Bertan dururken, Zaroğlu!
Tek bir gün yatırım yapmadan, çalışmadan, ikamet etmeden, mühür basmadan, askerliği de yırtarak, 'gökten zembille kimlikli milliyetçi…'
Tümüyle yalan ve hileli “yurttaş” partilisi dururken yanıbaşında, bir de üzerinden sorguluyor.
***
İşte “dingil” burada öne çıkıyor.