Dingil Koptu!
Bir yerlerde bir iş yürümediğinde hatta “berbatlaştığında” bizim memleket dilinde; “dingili koptu bu işin” derler.
Nedir ki bu “dingil”? Türkçe meailini verelim müsadenizle...
Google amcaya sordum dedi ki: “Tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş mil, aks. Dönen işlerge parçaları taşıyan ve aygıtın eksenini oluşturan metal çubuk.”
Nolur kopunca dingil?
Tekerlekler kendi kafasına göre takılır, biri sağa biri sola ya da ikiside yere yan yatarak araban “totalos” olur. Bu arada “totalos” dediğimiz kelimenin de ingilizceden; “Total Lost”(tümden kayıp-yok) anlamında olduğunu da hatırlatarak geçelim memleketin dingiline...
Yok, hükümet icraatları, devlet anlayışları, hukuk falan filandan bahsedecek değilim. İnsanların dingilinden bahsedeceğim bu kez. Hani hergün karşılaştığımız, sırasında sövüp saydığımız o insan dingillerinden.
Girne’den Lefkoşa’ya geldiğinizde karşınıza çıkan Gönyeli Çemberi; birçoğumuzun sabahleyin merhaba dediği bir çember. İki şeritli bu çemberde soldan gidenler YDÜ-Mağusa tarafına, sağ şeridi takip edenler de Lefkoşa merkez veya sağa dönerek Güzelyurt yolunu alırlar.
Alırlar derim de aslında “alması ve uygulaması” gerekendir. Peki öyle mi oluyor. Hayır...
Kuyrukta bu kurala uyan ve adım adım ilerleyenlerden “akıllı” olan bazı dingili kopuk insanlar napıyor? Mağusa tarafına dönecekse, sağ şerit de hızlı akıyorsa sağdan ilerler, son noktaya geldiğinde de soldaki şeride girmeye çalışır. İzin verirseniz ne ala ama izin vermezseniz ki “verilmemelidir”, size laf bile söyleyebilir. Bu kadar dingili kopuk-fırsatçı insan var işte. Siz doğru birşeyi yaparken sizi aptal yerine koyan aklınca akıllıların yüzsüzlüğüne böylesi tavırlar da eklenebiliyor.
Yollarda “zebra” denilen yaya geçitleri vardır. Aman ha! Bir yayaya izin vermeden önce arkanızdan sizi takip eden aracı da bir kontrol edin. Çünkü arkanızdan gelen “yaya geçidi”nin ne anlama geldiğini sallamayan bir dingili kopuk biri olabilir. Nitekin geçtiğimiz akşam üzeri, Girne Lemar önündeki yaya geçidinde duran 3 turiste yavaşlayıp yol verme gafletinde bulundum. Evet bir “gaflet” olmuştu çünkü arkamdan gelen dingili bozuk araç sahibi beni geçerek neredeyse insanları eziyordu. Elimi kaldırdım “tüh senin insanlığına” dedim. Hani görseydi bu hareketimi eminim duracak, inecek ve “ne diyon lan” diyerek birbirimize girişeceğiz. Çünkü voyvodalık doğru-yanlış tanımaz. “ne diyon lan” diyerek hareketine karşı çıkmak zorunluluğu vardır bu tip dingili bozukların.
Arayın da birine arkadan korna çalın.
Mesela siz bir yerlere yetişmeye çalışıyorsunuz. Önünüzdeki araba ise olması gerektiği hızdan hayli yavaş gidiyor. Bir de yan dikiz aynasından elindeki telefonla mesajlaştığını görmüyor musunuz? Basarsınız kornaya “sür be kardeşim” dersiniz. Sağdaki açık pencereden bir kol çıkar, bilek havada yarım daire çizerek “ne var lan” diye üstünden de çıkar dingili bozuklar.
Hep trafikten gittik ama demek ki trafikte dingili bozuklarla karşılaşmak çok oluyor muş. Ve son bir hâl daha...
Önünüzdeki araba rolantide gidiyor, sürat sınırının altında. Siz süratinizi artırıp kontrollü bir şekilde öndeki arabayı geçmeye çalışıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz öndeki araba da hızını artırıyor. Nerdeyse bir yarışa dönüşen bu süreçte karşıdan araba da geliyorsa vay halinize.
İşte böylesine insan hayatına bile gamaşa dingili bozukların yaptıkları müdahaleler vardır.
Bundandır ki memleketin dingili koptu.
İnsan saygısının kalmadığı bir memlekette ne düzen düzelir ne de devlet işleri... dingil kopmuş bir kere. Ha çözüm mü?
Düzen bakımından hükümetlerin beş yıllık planlarına kaldınız işte.