Dinletemedik
Bazı futbolcuların “BAL” ligine gitmesi futbolumuzu tartışır hale getirdi. Belli çevreler KTFF ve TFF’nunun bu konuda işbirliği içerisinde olmasını savunuyor. Hatta ileriye giderek TFF ile bir protokol yapılıp, KKTC’den alınacak futbolcular için yetiştirme parası ödenmesini öneriyor. Bir kere, şunu kimse unutmasın. TFF asla ve asla KTFF’nu resmi anlamda TA-NI-MAZ. Sözlü evet. O da şartlara bağlı. Bu yüzden resmi protokol imzalamaz. Yapacağı “Gentleman Agreement” misali bir antlaşma. Yani, benim çocuğumla yaptığım antlaşma gibi.
Öyle bir hava estiriliyor ki, bütün suçlu “BAL” ligi olmuş. Halbuki, Kıbrıslı Türklerin bir çoğu kendi öz ülkesini unutup yıllardır Türkiye’de yatırım yapmakta. Gayrimenkul almakta. İşimize geldiğinde “güzel” işimize gelmediğinde “tu kaka”.
Bizler kendi ev ödevimizi yapmamış mıyız? Ligimizin değerini arttırmış mıyız? Kulüpleri rahatlatacak, mali disiplini ve kriteri yaratmış mıyız? Kulüplerin “manyakça” denilecek harcamalarını kısıtlaya bilmiş miyiz? Tanınmamış bir ülke olduğumuzu bile bile, Lefkoşa Dikili Taş hukuk sisteminin geçerli olmadığını öğrenmemiş miyiz? Tüm bu sorulara net cevap vermeden, başkalarını suçlayarak bir yerlere varılamayacağını bilmeliyiz.
Çok merak ediyorum! Eğer futbolcularımız Güney’e geçerek futbol oynamak isteseydi ki geçmişte Coşkun örneği var, “yetiştirme parası” veya “KOP” ile protokol veya futbolu boykot etme konusu gündeme gelecek miydi? Bence hayır. Çünkü gerek KOP gerekse TFF’nun statüleri uluslararası alanda belli. Tek farkları, biri RUMCA diğeri İSTANBUL TÜRKÇESİ konuşuyor. Ve yıllarca, biri sağdan bir diğeri soldan bizlere “geçirmeye” devam ediyor.
Şimdi geçmişte söylediklerimizin doğruluğu ortaya çıktı. Zamanında dinletemedik. Ümit ederim yeni dönemde herkes elini ayağını yorganına göre uzatır.
Zamanında ne demiştik hatırlayalım;
KKTC’de futbol oynadığımızı unutmayalım dedik. DİNLETEMEDİK.
Futbolcu hakkı verilsin ama futbolcu şımartılmasın dedik. DİNLETEMEDİK.
Futbol kriter, ödül, ceza, yaptırım dörtgeninde oynanmalı dedik. DİNLETEMEDİK.
Tanınmamış bir ülkede futbola akıtılan bu paralar “deli parasıdır” dedik . DİNLETEMEDİK.
Futbolcuya verilen paralar, trasnsfer ücretleri çok yüksek dedik. DİNLETEMEDİK.
Kulüpler bu ücretlerin altından kalkamaz dedik. DİNLETEMEDİK.
KKTC ligi dünyanın en pahalı ligidir dedik. DİNLETEMEDİK.
Futbol altyapısı bozuk olan bir ülke futbolunun gelişmesi hayaldir dedik. DİNLETEMEDİK.
Olmayan futbolu bireylerin kazanç sağlama sektörü yaptınız dedik. DİNLETEMEDİK.
Siyasiler futbolu siyasi arenaya çevirdi dedik. DİNLETEMEDİK.
Futbol ailesi tepeden tırnağa rant sağlama yeri oldu dedik. DİNLETEMEDİK.
Şimdi ne oldu? Geleceğe yatırım yapmanın önü tıkandı. Peki, ne yapılmalı?
Önerimdir! Kabul görür veya görmez.
Gün geldi çattı. Sistem iflas etti. Futbol dibe vurdu. Verilen emeklerin boşa çıktığı, elini kolunu sallayanın istediği yere istediği an gideceği ortaya çıktı. O zaman ne yapmalı? Ağlamalı mı?
Kesinlikle HAYIR.
Yaşanan “BAL” olayı, KTFF için MİLAT olabilir. “BAL” liginin olumsuz tarafından çok olumlu tarafını da düşünmeli. Akıllı insanların yönettiği kulüpler artık deli paramız yok diyebilmeli. Kulübün belirlediği şartlarda oynamak isteyene kapı açık. İstemeyene kapı kapanmalı. Buna teknik adamlar da dahil edilmeli. Beğenen kalacak. Beğenmeyen gerçek işlerine geri dönecek. Ülke şartlarına göre bütçeler yapılacak. Futbolcu, teknik adam ve hakem lisansının uluslararası alanda geçerli olmadığı bir ülkede futbola akıtılan paranın “fuzili” olduğu kulüplere hatırlatılacak. Bu sistemi savunup, gençliğe hizmet veriyoruz diyenlerin de ağzı kapatılacak.
Bu çerçevede futbol federasyonu derhal TFF ile değil de kulüplerle mevcut konuları tartışıp yeni yol haritasını belirlemeli. Tabi niyet varsa...