1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Diploma için geldi tabutla döndü”
“Diploma için geldi tabutla döndü”

“Diploma için geldi tabutla döndü”

Ganalı öğrenci Ampomah’ın, iddiaya göre ev sahibinin talimatıyla “yakılarak” hayatını kaybetmesi, yabancı öğrenciler arasında güvenlik kaygısını arttırdı, Vois Kıbrıs’ın Başkanı Tayam Abdelazim YENİDÜZEN’e konuştu.

A+A-

Ebru OSMAN

Kıbrıs’ın kuzeyinde son dönemde yabancı öğrencilere yönelik saldırıların artması, burada yaşayan yabancı uyruklu öğrencilerin güvenliklerinden endişe duymalarına ve yaşam koşullarının giderek daha da zorlaşmasına yol açtı…

Son olarak, yaklaşık üç hafta önce, 24 yaşındaki Ganalı öğrenci Derrick Bamfo Ampomah’ın, iddiaya göre ev sahibinin talimatıyla “yakılarak” hayatını kaybetmesi, yabancı öğrenciler arasında ciddi kaygılara neden oldu.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki yabancı uyruklu öğrencilerin karşılaştığı zorlukları ve insan haklarının korunmasını savunan sivil toplum kuruluşu Vois Cyprus’ın Başkanı Tayam Abdelazim’in YENİDÜZEN’e verdiği röportaj, artan kaygıyı özetledi.

Abdelazim, Derrick’in ölümüne dair yaptığı yorumunda, “Hangi ülkede öğrenciler diplomalarını almak için gelirken, bir tabut içinde ayrılmak zorunda kalıyor? Ne utanç verici…” ifadelerini kullandı.

 

Vois Cyprus Başkanı Tayam Abdelazim:

“En büyük endişe, öğrencilerin güvenliğinden sorumlu olan kurumların, onları riske atan kurumlar olması”

 

Tayam Abdelazim, Kıbrıs’ın Kuzeyinde yaşayan yabancı öğrencilerin güvenlik endişelerinin git gide arttığını belirtti.

Özelikle son yaşanan Derrick olayıyla birlikte, kendilerine karşı ırkçı saldırıların gerçekleştiğini dile getiren Abdelazim, “Sadece burada değil, birçok ülkede son yıllarda yabancı düşmanlığının çok şiddetli bir şekilde arttığını söyleyebilirim. Ancak en büyük endişe, öğrencilerin güvenliğinden sorumlu olan kurumların, onları riske atan kurumlar olması” şeklinde konuştu.

 

“Afrikalı kız öğrenciler her zaman nesneleştirilmekte”

Özellikle yabancı uyruklu kız öğrencilerin en büyük endişesinin iş başvurularında cinsel taciz ve zorlamaya uğrama riskiyle karşı karşıya kaldıklarını ve gece geç saatlerde dışarıda olmaktan korktuklarını dile getiren Abdelazim, “Bu adadaki Afrikalı kız öğrenciler her zaman nesneleştirilmekte ve aşırı cinselleştirilmekte. Siyahi öğrencilere karşı gerçekleştirilen ırkçı saldırılar, bu tür saldırıların sonuçlarına ve yozlaşmasına rağmen, kamuoyu tarafından çok az kabul gören ya da hiç kabul görmeyen, yinelenen bir tehdit olmuştur” diye konuştu.

 

“Derrick Ampomah cinayeti bize, hiç kimsenin güvende olmadığını hissettiriyor”

Derrick Bamfo Ampomah cinayetiyle ilgili konuşan Tayam Abdelazim, “Derrick Bamfo Ampomah’nın ölümünü öğrenmek gerçekten çok şok ediciydi ve oldukça yıkıcıydı. Olayın bir kazadan, iddia edilen bir cinayet vakasına, hatta planlanmış bir cinayete dönüşmesi endişe verici ve korkutucu. Bu bize hiç kimsenin güvende olmadığını, hatta evlerinde bile güvende olmadıklarını hissettiriyor. Bu durum, öğrencilerin haklarına ve onurlarına duyulan genel bir saygısızlık ile ülke içindeki yasaların hiçe sayılmasını gösteriyor. Eğer o ev sahibinin kiracısıyla problemi varsa, onu mahkemeye verebilir ve hakimin karar vermesini sağlayabilirdi. Ama bu durumu kendi başına çözme kararı, toplumun ne hâle geldiğini yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Derrick’in gerçekten hak ettiği adaleti bulacağını umuyorum böylece ruhu huzur içinde yatmış olur” şeklinde konuştu.

 

“Hangi ülkede öğrenciler diplomalarını almak için gelirken, bir tabut içinde ayrılmak zorunda kalıyor?”

Yabancı uyruklu öğrencilere yönelik ırkçı davranışların Kıbrıs’ın kuzeyinde devam ettiğini vurgulayan Abdelazim, özellikle Türk gençleri tarafından yumurta ve diğer maddelerin kendilerine atılmasına maruz kaldıklarını, bu gibi saldırıların bir ya da iki kez gerçekleşmediğini; sürekliliğinin olduğunu dile getirdi.

Tayam Abdelazim duygularını şöyle özetledi:

“Bu vermiş olduğum örnek en az şiddet içereni, en şiddetli olanlar ise, gördüğümüz gibi ölüme yol açtı. Hangi ülkede öğrenciler diplomalarını almak için gelirken, bir tabut içinde ayrılmak zorunda kalıyor? Ne utanç verici…”

 

“Apartman daireleri çok pahalı ve kira ödeme koşulları gerçekçi değil”

Kıbrıs’ın kuzeyinde öğrencilerin temel barınma ihtiyaçlarıyla ilgili olarak kira fiyatlarının fazlasıyla yüksek olduğunun altını çizen Abdelazim, kira koşullarının gerçekçi olmadığını bu sebepten dolayı öğrenci sayısında düşüş yaşandığını vurguladı. Tayam Abdelazim, “Kira fiyatları o kadar ani ve keyfi bir şekilde artıyor ki, başınızı sokacak bir ev tutmak git gide zorlaşıyor. Kampüs yurtları neredeyse her zaman dolu. Geçmiş yıllarda, bir apartman dairesinin aylık kirasını ödemek öğrenciler için uygun bir seçenekti. Ancak şu anda, sayıların azalması nedeniyle, ev sahipleri öğrencilere 6 ay veya 1 yıl peşin ödeme yapmalarını talep ediyor ve dövizle ödeme yapmalarını istiyorlar. Kim, üniversite harçlarını ve diğer giderlerini de öderken, 3 bin USD/GBP'yi peşin olarak ödeyebilir ki?” diye konuştu.

Bu durumun karşılanabilir ve adil bir durum olmadığını savunan Abdelazim, “komisyon almak için birden fazla acentenin sürece dahil olması da sorunlu bir uygulama haline geliyor. Konut sistemi tamamen sömürücü ve ağır düzenlemelere ihtiyaç duyuyor” ifadelerini kullandı.

 

“Görev sahipleri, sorumluluklarını yerine getirme konusunda başarısız”

Geçmişe kıyasla Kıbrıs’ın kuzeyinin artık öğrenciler için uygun bir ada olmadığını belirten Tayam Abdelazim, bu dönüşümün özellikle COVİD’den sonraki süreçte meydana geldiğini ve o dönemden sonra adada her şeyin kötüleştiğini söyledi. Abdelazim, “Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomik kriz derinleşti ve bir şekilde, bu durum yabancıları suçlama eğilimine yol açtı, hâlbuki onlar da bu durumdan etkileniyor. Ancak yükseköğrenim, ülkenin ekonomisinin bel kemiği olmaya devam ediyor. Görev sahipleri, sorumluluklarını yerine getirme konusunda başarısız oldular; bu yüzden üniversiteler artık politikalarını keyfi bir şekilde uygulayabiliyorlar” dedi.

 

“Öğrenciler kendilerini geçindirebilmek için illegal faaliyetlere girebilirler”

Özellikle üniversite ücretlerinin ani bir şekilde artış yaptığını, bu artışın yapıldığına dair kimsenin bilgilendirilmediğini ve öğrencilerin bu durumu kayıt haftasında öğrendiğini vurgulayan Abdelazim bu tarz uygulamaların domino etkisi yarattığını ve öğrencileri zor durumda bıraktığı için farklı yollara başvurduklarının altını çizdi.

Tayam Abdelazim, bu konuyla ilgili düşüncelerini şu şekilde aktardı: 

“Öğrenciler ücretlerini ödeyemezse, kayıt yaptıramıyorlar. Kayıt olamazlarsa, oturum izni başvurusu yapamazlar, bu da düzensiz ikametle sonuçlanır. Bu durumda, sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kalırlar ve borçlarını ödemek ve ikametlerini uzatmak için her türlü işte çalışmak zorunda kalırlar. Kendilerini geçindirebilmek için illegal faaliyetlere girebilirler. Fiyat artışları genel tabloda önemsiz gibi görünse de her şey birbiriyle bağlantılı. Bence göremediğimiz şey, hepimizin aynı sorunlarla karşı karşıya olduğumuz, dolayısıyla sürdürülebilir çözümler üzerinde çalışmanın kolektif bir çaba olması gerektiği. Ne yazık ki, görev sahipleriyle yapıcı diyalog başlatma çabalarımız defalarca reddedildi. KKTC, öğrenciler için bir destinasyon olarak varlığını sağlamlaştırmıştır. Bunu korumak ve en iyi şekilde değerlendirmek için bütünlüklü bir entegrasyon planı ortaya konmalıdır.”

 

“Buradaki öğrenciler her açıdan sistematik sömürüye maruz kalıyor”

Öğrenci nüfusunun yüksek olduğu diğer ülkelerde, uluslararası öğrencileri değerli bir varlık olarak görüldüğünü belirten Abdelazim, diğer ülkelerde öğrencilerin çeşitli avantajlarının ve korumalarının olduğunu fakat Kıbrıs’ın kuzeyinde bu gibi önemlerin alınmadığını belirtti. Abdelazim, yurt dışından okumaya gelen yabancı uyruklu öğrencilerin burada kendilerini yabancılaşmış veya hedef alınmış gibi hissetmemesi gerektiğini savundu ve ekledi; “buradaki öğrenciler her açıdan sistematik sömürüye maruz kalıyor.”

 

Ne yaşanmıştı?

23 Ekim'de Haspolat’taki bir apartmanda, merdiven boşluğundaki eşyaların ateşe verilmesi sonucu 24 yaşındaki Derrick Bamfo Ampomah hayatını kaybetti. Olayla ilgili olarak zanlılar S.M.A.E. (25), I.E.G. (20) ve apartman sahibi M.T. (42) tutuklandı. Mahkeme, zanlıların ‘adam öldürme, kundaklama, binalardaki eşyaları ateşe verme ve ağır yaralama’ suçlamalarıyla cezaevine gönderilmesine karar verdi.

Tahkikat Memuru Şengil, zanlıların apartmanda yangın çıkarmak için alkol döküp ateşe verdiklerini ve bu yangında Ampomah’ın hayatını kaybettiğini, Jonathan Maukle Adjabeng’in ise ağır yaralandığını ortaya koydu. Zanlı M.T.’nin apartmanda kalan Afrika uyruklu kiracıların elektriklerini ve sularını kestirerek tahliye etmeye çalıştığı ve olayla ilgili S.M.A.E., arasında kuvvetli bir bağ olduğu ifade edildi.

Tahkikat Memuru Şengil, olay günü zanlı S.M.A.E., ile zanlı I.E.G’nin dört defa apartmana girdiklerini, birinin gözcülük yaptığını, diğerinin ise saf alkolü apartmanın giriş kısmında, merdiven boşluğundaki eşyaların üzerine döküp ateşe vermek suretiyle binayı kundakladıklarını kaydetti. Yangının çıktığı esnada maktulün apartmanın 6 numaralı dairesinde uyuduğunu belirten Tahkikat Memuru Şengil, hayatını kaybeden şahsın yanıklar içinde yardım istediğini dile getirdi.

Söz konusu olayla ilgili kamera görüntüleri ve ifade alınan 70 kişiyle soruşturma hala devam etmektedir.

Savcı Behrat Mavioğlu, zanlıların toplumda infial yaratan bu suç nedeniyle üç ay süreyle cezaevine gönderilmesini talep etti. Zanlıların avukatları, soruşturmanın eksik olduğunu ve suçlamaların yeterince somut olmadığını belirtti. Mahkeme, zanlıların iki ayı aşmamak kaydıyla cezaevine gönderilmesine karar verdi.


 

 

Bu haber toplam 1859 defa okunmuştur