1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. DİRENİŞ NE ZAMAN VE KİME KARŞI?
DİRENİŞ NE ZAMAN VE KİME KARŞI?

DİRENİŞ NE ZAMAN VE KİME KARŞI?

Doğarken başlıyor mücadele anlamında her şey; ana karnındaki mücadeleyi görmesek bile. İlk ağlayış ilk direniş aslında. Ve sürüyor bu direniş bizimle beraber. Ve masallar başlıyor, “zaman zaman içinde kalbur saman içinde…” diye süren avu

A+A-

 

 

 

Doğarken başlıyor mücadele anlamında her şey; ana karnındaki mücadeleyi görmesek bile. İlk ağlayış ilk direniş aslında. Ve sürüyor bu direniş bizimle beraber. Ve masallar başlıyor, “zaman zaman içinde kalbur saman içinde…” diye süren avutmacalar.

İnsanın olduğu her yerde direniş de varlığını gösteriyor; kandırmacalar, alavere dalavereler de. Çünkü insan olmak ben hayata karşı sorumluyum diyebilmekle ilgili. Ve kimi insanlar da “ben hayata karşı sorumlu değilim, doyumlu olmalıyım” diyor. İşte, direniş de büyüklere masallar da burada başlıyor!

Duruş dediğimiz şey, podyumda yürümekle ilgili değil. Duruş dediğimiz şey hayatı algılama şeklimizle ilgili… Hayata ne söylediğimiz, hayata ne bıraktığımız önemli. Duruş önemli bir şey çünkü kemikli olmayı bu anlamda eğilip bükülmemeyi gerektiriyor. Haksızlığa karşı durabilmek mesela, ezilenden yana olabilmek, işsiz için iş istemek kendi işi varken, aç için aş istemek kendi karnı tokken, her çocuğa ayrımsız eğitim hakkı istemek…

İktidarlar neden direnişi sevmez? Neden uyuşmaz iktidarların hırslarıyla direnişin iç dinamikleri? Çünkü iktidarların ezme mantığı varsa ezilen de halktır. Bu sorunun yanıtı en yalın açılımıyla budur.

Peki, halkın direnişe yönelmesini sağlayan nedir? Bu daha ayrıntılı analiz ve gözlem gerektiren bir yapıyla irdelenmelidir. İktidarların, adam kayırma, torpil, usulsüz işler, devlet adabına sığmayan üstü örtülü ama ayan beyan ortada olan kirlenmiş çıkar ilişkileri, peşkeş çekme yapısı içinde çanak yalayan bir sürü sırtlan yaratması, akbabalarla dolu bir atmosferi devreye sokmak, korku imparatorluğunu ilan eden üniformalı güçlere orantısız güç kullanma özgürlüğü getirmek, insanları evde, işte, yaşam alanlarında güvensizleştirmek bence temel nedenler.  

Bir devlet ve o devleti yönetmeye gelen iktidar sahipleri yönetim aczi içindeyse, hırslarının kurbanı olmuşlarsa, birbirleriyle ve kendilerine muhalif olan ve/veya olabilecek herkesle “savaşmaya” varacak derecede kavgalılarsa; bu noktada ne yöneten yönetilen ilişkisinden söz etmek olasıdır ne demokrasiden ne de insan haklarından… Amacınız rant sağlamaksa hedefiniz ve bireysel güç derdindeyseniz, zaten çalışmaya fırsat bulamıyorsunuz demektir bu halkınız için, insanınız için. Bakınız meclis sıralarına; iktidar milletvekilleri partisel, zümresel ve partizan işleri başından aşkın olmalı ki iktidar tarafındaki boş sandalyelerde boş masalarda “kürsü hizmeti” denen bir sistemle bir halk yönetiliyor! Ve diğer muhalefet siyasal partileri bunu dile getirince, sağlanan kalabalık (!), iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalaletle, mecliste bulunmayı bir boş zaman etkinliği veya mesai anlayışı ile değerlendirircesine algılayarak telefonla iş bulma, vatandaşlık dağıtma, ihale konuları, nemalanma çalışmaları yapmaktadır…

Ve halk sokakta! Direniş böyle başlar. Direniş sadece hak aramak paydasında şekillenmez. Haksızlıkların önüne geçip dur demek ister. Sokağa çadır kurup rahatsız etmek direnmektir evinde yatanların yaptıklarına karşı! Mesela yazmak bir direniştir, okuyanları huzursuz edersiniz, aynadır kelimeler. Düşünmek direniştir hele ki hakça, adaletten yana ve eşitlikse istediğiniz. Korkutursunuz koltuklarına alışanları, koltuklarına yapışanları, koltukları olmayınca kimliksizleşenleri, koltuklarıyla bütünleşenleri… Şeytanın bile aklına gelmez o koltuğu korumak için insanoğlunun yaptıkları/yapmadıkları/yapabilecekleri… Şeytanı bile ürkütür iktidardaki bir âdemin gözünü diktikleri.

Direniş insanla başlar ve insanda biter.

Ve iktidarlar yıldırmak için, susturmak için, bıktırıp vazgeçirmek için bilgece (!) taktikler uygulasalar da, geldikleri gibi davullu zurnalı değil mahkemeli kadılı bir süreçle giderler ve gelenler gidişlerinin nasıl olacağını hiiiçççç düşünmeden hep kalacakmış gibidirler.

Ama halk unutmaz. Çünkü halk olmak da direnişten geçer. Sözüm meclisten içeriye dersem iktidarda bulunanlardan üstüne alınıp da kendine çeki düzen vermek isteyen bulunur mu? Bunu da ben bilmem ama Allahtan ümit kesilmez!

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1782 defa okunmuştur