Dış Yardımların Etkin Kullanımı ve Kurumsal Kalite
Hepimizin malumudur ki, ülkemiz dış yardımlara bağımlı bir ekonomik ve sosyal yapıya sahiptir. Ayrıca ülkemizin kurumsal yapısı içerisinde, ekonomik ve sosyal yapının gelişimine yönelik dış yardımlardan elde edilen faydanın olması gereken kadar olup olmadığı bir tartışma konusudur. Tabii ki dış yardım kullanımından elde edilen sonuçları etkileyen temel unsurlar vardır. Bu unsurların başında dış yardımı kullanma şartlarının yanı sıra bu yardımı alan ülkenin kurumsal kalitesi de gelmektedir.
Yurtdışı kaynaklı ekonomik kalkınma amaçlı sağlanan yardımlarının ülkemiz özelinden çıkıp dünya genelindeki örneklerine de bir göz atacak olursak, geçtiğimiz on yılda farklı ekonomilerde dış yardımların ekonomik büyümeye katkısının farklı oranlarda yansıdığını görürüz. Bu bağlamda söyleyebiliriz ki, bazı ülkeler dış yardımlarla kendi kalkınma hedeflerine ulaşabilme imkânı elde ederken, bazı ülkeler için ise ekonomik kalkınma hedefine ulaşama imkânı söz konusu olmamıştır. Dış yardımların ekonomik büyümeyi teşvik etmede etkili olduğuna dair artan bir inanca rağmen, dış yardımların ekonomik büyümeye sağladığı katkı ile ilgili hala ciddi endişeler de söz konusudur. Dış yardım alanında çalışan bazı araştırmacılara göre dış yardım akışlarındaki iniş çıkışların ve gecikmelerin makro-ekonomik etkinlik sağlama açısından olumsuz bir etki yarattığı belirtilmektedir. Ayrıca bu alanda yer alan araştırmalarda, kamu sektörünün tutarlı yatırım programları hazırlama kapasitesinin yetersiz ve maliye politikası uygulama yeteneğinin sınırlı olan ülkelerde dış yardımın olumlu etkisinin çok azaldığı gerçeğine dikkat çekilmektedir.
Yardımın neden etkili olmadığı, hatta bazı uygulamalarda zararlı bile olabileceğini anlamak için, yardım alan ülkelerde dış yardımla ilgili karar verme ve uygulama mekanizmalarını çok iyi anlamamız gerekir. Bahse konu karar verme ve uygulama mekanizmasının başköşesinde hükümet eden politikacıların yer aldığı herkesin malumudur. Bu bağlamda politikacılarımıza dış yardımların kullanılması sırasında büyük bir görev düşmektedir. Karar verme ve uygulama noktasında yönetim mekanizmasının içerisinde yer alan politikacılarımız rasyonel olmalı ve popülizmden uzak durması son derece önemlidir. Sorumlu konum veya makamlarda olanların ekonomik kararlar üretip uygulamasını yaparken, kendi siyasi çıkarlarından etkilenmeden bu kararları almaları çok önemlidir. Ayrıca sorumlu makamlardaki bürokratlar öncelikle kendi konumlarını koruma endişesiyle değil fedakâr ve ilkeli olarak alınan kararlara ve uygulamalara katkı koymaları gerekmektedir. Bu ilkeler çerçevesinde yapılanmış bir idare, dış yardımların etkin olarak uygulanmasını sağlayacak ve sonucunda da dış yardımın ekonomik hedeflere ulaşılmasında olumlu rol oynamasını sağlayacaktır. Aksine bir yönetişim şeklinde ise dış yardımların yaygın olarak, siyasi sorunlara, rant arayışının ön planda olmasına, yolsuzluklara, hesap verebilirlikten uzaklaşılmasına neden olduğu görülmektedir.
Özetle ekonomik ve sosyal kalkınma hedefiyle dış yardım imkânları kullanılırken, ülkenin yönetişim kültürünün ve kurumsal yapısının yozlaşmasıyla karşılaşılması dış yardım kullanan ülkelerde sıklıkla görülen bir sonuçtur. Son on yıldaki kalkınma deneyimlerini gözden geçirirken, verimsiz kamu yönetimleri, zayıf kurumsal yapılar ve uygun olmayan ekonomik politikaların, ekonominin genel performansını nasıl olumsuz bir şekilde etkilediğini hep birlikte izlemekte ve görmekteyiz. Temel işlevleri yerine getirmeye yönelik oluşturulmuş kurumsal kapasiteler, ekonomik kalkınmadaki başarı veya başarısızlığa diğer tüm unsurlara göre çok daha fazla etki yapmaktadır.
Sonuç olarak söylemek isterim ki, diş yardım olanağına sahip olmak ülkelerin ekonomik kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi için önemli bir imkândır. Ancak dış yardım imkânını etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak ve ekonomik kalkınma hedeflerinize ulaşmanız sadece dış yardımın mevcudiyetiyle ilişkili değildir. Dış yardımlardan fayda elde etmenin temelinde güçlü kurumlar ve bu kurumları yöneten ilkeli siyasetçilerin ve ehliyetli bürokratların bulunması bulunur. Kurumsal ve yönetişim kalitesinin düşük olduğu idari yapıya sahip ülkelerde, dış yardımlar yukarıda belirttiğim yozlaşmalara ve ekonomik yapının bozulmasına sebep olmasıyla karşılaşılması sürpriz değil kanımca kaçınılmaz sondur. Dolayısıyla dış yardıma oldukça bağımlı hale gelmiş bir ülkenin vatandaşları olarak, oy vererek seçtiğimiz siyasetçilerimizde aramamız gereken özellik ve vizyon yukarıda bahsettiğim yönetişim kalitesini ortaya koyabilme kabiliyetleri çerçevesinde olmalıdır diye düşünmekteyim.