Mağusa Türk Gücü bu sezon iç sahada elde ettiği yüzde yüzlük performansı ve aldığı puanların kredisini, dış sahada tüketmeye devam ediyor. Şampiyonluk adaylarından biri olan MTG, kadro anlamında kendisinden daha alt bir seviyede olan Bostancı Bağcıl’ın kalabalık savunma anlayışını açamazken, skoru değiştirme adına bulduğu penaltı atışını da değerlendiremedi, günün sonunda dış sahadada bir puan kaybı daha yaşadı.

Bostancı Bağcıl için ilk söyleyebileceğim cümle, haddini bilerek oynuyorlar. Geniş bir kadroları yok. Bunun sıkıntılarını bazı maçlar yaşadılar. Savunma yetenekleri yüksek oyuncuları çok olan bir takım oldukları için, bu maçta güçlü hücum ayaklarına sahip rakipleri karşısında öncelikleri savunma oldu. Boş alan bırakıldığında elde edilen pozisyonları affetmeyecek bir takım karşısında çok fazla geriye çekilmeleri maçın büyük bölümünü baskı altında oynamalarına neden oldu. Ancak yaptıkları alan daraltma, rakibe boş alan vermeme ve hava toplarındaki hakimiyetleri bu maçta 1 puanı getiren unsurlar.

Bağcıl’da hücum hattının zayıf oluşu handikap. Yedek kulübesinde oyuna müdahale yapılabilecek eleman sayısı da keza öyle. Ender bulunan 1-2 pozisyonun kaçması da ayrı bir detay. Bağcıl’ın şansı, golü yedikten sonra rakibin hediye ettiği penaltı. 5-1 kaybedilen bir maçın ardından güçlü bir rakipten puan almak önemliydi. İlk yarıyı bu kadro ile iyi götürdüler, transfer döneminde özellikle hücum ve orta alana yapılacak 1-2 takviye Bağcıl’a büyük katkı yapar.

MTG’ye gelince. Takımlar kendi yerlerinde MTG karşısında haklı olarak savunma tedbirlerini ön planda tutuyor. MTG’de kalabalık savunmayı aşmakta zorlanıyor. Binatlı maçı da böyle bir maçtı. Tekniği yüksek bir takım olan MTG, bu gibi zeminlerde de iyi futbol oynayamıyor. Savunma elemanları iyi iş çıkarsa da 8-9 kişi savunma yapan rakibini hem yerden hem havadan aşmakta zorlandılar. Tamam, Bağcıl’ın net pozisyonu yok denecek kadar az ancak MTG’nin de baskısı var ama net pozisyonu 1-2’den çok değil. Duran toptan buldukları golün üstünlüğünü hediye ettikleri penaltı ile elden yitirdiler. Açamadıkları bir rakip önünde öne geçme şansını da Yasin’in kaçırdığı, Ufuk’un kurtardığı penaltı ile değerlendiremediler. Maçın kırılma anı bu kaçan penaltıydı. Şampiyonluğun ciddi favorilerinden biri olan MTG’de eksik bir yön de kulübeden gelerek oyunun seyrini değiştirebilecek bir oyuncunun olmamasıdır diye düşünüyorum.

Herkesin herkesten puan alabileceği bir ligde dış sahada elde edilen galibiyetlerin bir o kadar daha önemli olduğunu görüyoruz. MTG, içerde elde ettiği galibiyetlerin kredisini dış sahada tüketiyor. Deplasmanda kaybedilen 4 maçın iki tanesinden galibiyet çıkarsalar, bugün onların liderliğini konuşuyor olurduk.

Maçın hakemi Utku Hamamcıoğlu, yardımcıları ile iyi bir maç çıkardı. Verilen iki penaltı kararı doğruydu. MTG’nin attığı golde yardımcı Mehmet Tarım büyük bir kararlılıkla orta alana koştu, Utku Hamamcıoğlu da golü verdi ancak bu pozisyon için net bir şey söylemek mümkün değil. Kaan’ın Kabore’yi çektiği pozisyonda faul veya kart göstermemesi, tek göze çarpan andı. Bunun dışında iyi bir yönetim gösterdiler...