SEÇİM DEĞERLENDİRMELERİ 1

Yağmur yağıyor.
Hem de bardaktan boşalırcasına...
Komutan diyor ki, “Çiçekleri sula!..”
Asker gökyüzünü gösteriyor...
“Emri uygula” diyor rütbelisi...
“Mantık yürütme !..”
Ve buna “disiplin” diyorlar...
Böyle öğretiyorlar...

***

Birini okudum, eskilerden örnek veriyor.
“Partimiz aday diye odunu gösterse, hiç düşünmeden herkes oyunu verirdi...”
Bir de bununla övünülüyor.
Yağmur altında çiçek sulamak daha iyi !..

***

Kimseye ‘odun’ falan dediğim yok.
Bir de yanlış anlaşılmasın sakın...
Ama anlatmak istediğim şu!..
Artık ‘partinin gösterdiği adaya herkes oy verecek’ anlayışı kalmadı...
Partiler “kendi partililerinin ve en geniş kesimlerin gönül rahatlığı ile oy verebileceği adaylar” gösterecek...
Bugünün ‘aklı’ böyle... Ve yöntem belli...
Daha fazla katılım...
Daha fazla demokrasi...

***

İki gerçek var karşımızda...
Birincisi, hiçbir parti ‘salt’ kendi oyları ile seçim kazanamıyor...
Hani eskiden ‘kemik oylar’ deniyordu ya.
‘Kemik erimesi’ yaşanıyor.
Artık sonucu ‘partisiz’ seçmen belirliyor.
Bir de ‘ittifaklar...’
Son seçimin en az konuşulan ‘farkı’ bu sanırım.
“İttifaklar önemli...”

***

Eğer sadece CTP’lilerin oyunu alsaydı, ne Ahmet Benli belediye başkanı olabilirdi,
ne de Osman Işısal...
Eğer sadece UBP’lilerin oyu olsaydı, Mahmut Özçınar da seçilemezdi...
Velhasıl, bugün ‘vekil’ ya da ‘başkan’ seçilenler...
Hatta bir önceki dönem de...
Birileri ‘partilerini dinlemedi’ diyedir...
Kazanırken de...
Kaybederken de...

***

Bu kadar ‘basit’ mi?
Hem evet, hem de hayır.
Fark şurada...
Bir siyasi partide hem ‘sorumlu’ olacaksınız, yani kendinize pay alacaksınız ‘güç’ten, ‘örgüt’ten, ‘gelenek’ten...
Hem de ‘sorumsuz’...
Olamazsınız !.. Olmamalısınız!..

***

Şimdi yağmur yağmıyorsa çiçekleri sulayınız!..
‘Kin’le ‘bahçe kurur’ sadece...