1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Dışişleri Bakanlığı Bütçesi onaylandı
Dışişleri Bakanlığı Bütçesi onaylandı

Dışişleri Bakanlığı Bütçesi onaylandı

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 50 milyon 309 bin 500 TL olarak öngörülen Dışişleri Bakanlığı bütçesini onayladı

A+A-

2017 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nı görüşen Meclis Genel Kurulu’nun dünkü toplantısında ele alınan Dışişleri Bakanlığı bütçesiyle ilgili ilk sözü, CTP Grubu adına Armağan Candan aldı. Candan, Dışişleri Bakanlığı’nın önemli bir bakanlık olduğunu, bakanlığın Kıbrıs müzakere süreci ile de doğrudan ilgili olduğuna işaret etti.

5’li konferans tarihinin alınması yanında diğer süreçleri anlatan Candan, müzakerecilerin de sürekli görüştüğünü ve anlaşılmayan konularda çalıştığını, ayrıca liderlerin de Ocak ayı öncesi görüşeceklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türkiye ve AB’de temaslarda bulunduğunu ifade eden Candan, Türkiye’nin görüşmelere verdiği önemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zirveye katılacağını açıklamasıyla görüldüğüne, bu zirveye İngiltere ve Yunanistan’ın da katılmasının muhtemel olduğuna işaret etti.

5’li konferans öncesi tarafların görüşmesinin sürece olumlu yansıyacağına inanç belirten Candan, 5’li konferansa davet gelmesi durumunda, CTP’nin, Kıbrıs Türk halkının kaderinin belirleneceği bu önemli süreçte Cumhurbaşkanı’nın yanında olacağını söyledi.

Bu sürecin olumlu bir şekilde yürümesi durumunda referanduma gidileceğini ifade eden Candan,  AB’nin de bu süreçte üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini ve çözümle birlikte Kıbrıs Türk halkının AB’de yerini alması için atılması gereken adımları tüm görüşmelerinde sürekli anlattıklarını dile getirdi.

Kıbrıs Türk halkının çözümle birlikte AB fonlarına doğrudan ulaşmaya başlayacağını ifade eden Candan, tüm alanlarda AB ile birlikte işbirliğinde çalışmaya hazır olduklarını kaydetti.

Uluslararası konferansın uzun süredir talepleri olduğunu ve bu talebin yerine gelmesinden memnun olduklarını belirten Candan, konferansın nasıl yapılacağı hakkında bilgi verdi ve bu konuda BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Eide’nin açıklamalarına değindi.

Candan, çözümün maliyetinin 10-12 milyar Euro’luk bir tutar olabileceğine, buna da herkesin gerekli katkıyı koyması gerekliliğine inanç belirtti.

Dışişleri Bakanlığı’nda eksikliklerin olduğunu, ancak burada çalışanların, görev yapanların cefakar bir şekilde çalıştıklarını, Kıbrıs Türk halkının sesini duyurduklarını, yüzü olduklarını belirten Candan, tüm görevlilere teşekkür etti, çalışmalarında başarılar diledi, yeni alınacak 20 meslek memuruna daha detaylı bir sınav yapılmasını ve İngilizce’ye gerçekten hakim olmalarını istedi.

Federal bir cumhuriyet kurulması veya kurulmaması durumunda da bunlara önem verilmesinin şart olduğunu belirten Candan, yurtdışında görev yapan personelin diğer diplomatlardan eksikleri olmadan görevlerini icra etmesinin önemine vurgu yaptı.

AB ile ilişkilere de önem verilmesi gerektiğini, AB fonları ile ilgili tartışmalar yaşandığını, bunların sürekli gündeme getirildiğini ifade eden Candan, bu konuda bazı vatandaşlara “satılık”, “AB’nin parasını aldı sokaklara döküldü” dendiğini, bunun ayıp olduğunu söyledi.

AB’den gelen 450 milyon Euro desteğin yüzde 50’sinin altyapıya, devlete, belediyelere, okullara, kurumlara, tarıma, burslara, yasa çalışmalarına, toplumların yeniden birleşmesi çalışmalarına, ara bölgelerdeki mayın temizliğine, kayıp arama çalışmalarına, kültürel mirasın geliştirilmesine gittiğini ifade eden Candan, bu konularda siyaset yapılmasının yanlış olduğunu kaydetti.

Candan, bankacılık sektörünün denetlenmesine yönelik çalışmaların uluslararası alana açılmadığını, hükümetin de bu yönde çalışma yapmadığını, müzakerelerde de bu konuda ciddi bir şekilde sıkıntı yaşandığını çünkü iki ülke arasındaki ekonomik yakınlaşmada Kıbrıs Türk tarafından nasıl taleplerin geleceğinin bilinmediğini kaydetti.

Çeler: "AB'den gelen yardımlar başka yönlere çekilmemelidir"

TDP Girne Milletvekili Zeki Çeler de, Türkiye’nin ülkeye her alanda çok büyük yatırımları olduğunu, bunları inkar etmediklerini ancak AB’den gelen yardımların başka yönlere çekilmesinin yanlış olduğunu belirtti.

Çeler, Türkiye’den gelen yardımlarla AB’den gelen yardımların farklı olduğunu, denetlemelerin de farklı olduğunu ifade ederek, bu konudaki görüş ve düşüncelerini anlattı.

Meclis AB Komisyonu ile sürekli dış temaslara gittiğini, bu ziyaretlerde gördüğünün lobicilik konusunda çok geri oldukları olduğunu belirten Çeler, yurtdışı temsilciliklerine gerekli önemin verilmesi gerektiğini söyledi,eksiklikleri ve gözlemlerini anlattı.

Çeler, araç gereç ihtiyaçlarının giderilmesi ve temsilciliklerin geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, her yerde her noktada seslerinin duyurulması için temsilciliklere önem verilmesini istedi.

Cenevre’de yapılacak konferansta da olumlu sonuçlar ortaya çıkmasını temenni eden Çeler, temsilciliklerde görev yapanlara başarılar diledi.

Serdaroğlu: "Türkiye buraya daha fazla yatırım yapıyor"

UBP Girne Milletvekili Ergün Serdaroğlu da, AB yardımlarının ülkeye projeler bazında değil, belli bir kaynak verilerek yapılması gerektiğini, ülkeye yapılan kültürel yatırımların sadece Kıbrıs Türk tarafına değil Rum tarafına da yapıldığını, hatta AB’nin Güney’e belki de Kuzey’in 5 misli yardım yaptığını kaydetti.

Serdaroğlu, AB yetkilileri ile yardımlar konusunda yaptığı görüşmelerden örnekler vererek, çözümden yana olduğunu ancak Türkiye’nin ülkeye yaptığı yatırımların AB yardımları ile kıyaslanamayacağını söyledi.

Kıbrıs Türk halkının barış yanlısı olduğunu, bunu referandum döneminde ortaya koyduğunu ifade eden Serdaroğlu, Kıbrıs Türk halkının çıkarlarının korunacağı, güvenliğinin sağlanacağı bir plana “evet” veya çıkarlarına ters bir plana “hayır” diyeceklerini kaydetti.

Bu konuda halkı kandırmaya gerek olmadığını, ortaya çıkan plana göre okuyup karar vereceklerini ifade eden Serdaroğlu, görüşmelerde Rumların niyeti varsa çözüm olabileceğini, ancak çözüm olmazsa Meclisin toplanıp bu konuda bir karar üretmesinin gerekli olduğunu dile getirdi.

Serdaroğlu, temsilciliklerde görev yapan personellere de gerekli önemin verilmesini istedi.

Çağlar: "CTP olarak çözüm sürecine her türlü katkıyı yapıyoruz" 

CTP Güzelyurt Milletvekili Mehmet Çağlar da, Kıbrıs müzakere sürecinde önemli bir noktada olduklarını belirterek, Dışişleri Bakanlığının bu süreçte önemli yer tuttuğunu, çünkü Cumhurbaşkanı’nın yürüttüğü müzakere sürecine katkı koyduğunu söyledi.

Çağlar, Annan Planı döneminde yaşananları anlatarak, yeni sürece CTP olarak gereken her türlü katkıyı koyacaklarını kaydetti.

Kıbrıslı Türklerin AB’de 6 komiteye üye olduğunu ve toplantılara Meclisten 2 kişi gitmelerinden dolayı sıkıntılar yaşadıklarını anlatan Çağlar, burada gerekli işlerin sürekli yürütülmesi için bir koordinasyon kurulması gerekliliğine işaret etti ve Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda gerekli adımı atacağına inanç belirtti.

Çağlar, Meclis’ten Kıbrıs Türk halkını temsilen gittikleri AB’de hem Meclis hem de Dışişleri Bakanlığından görevlilerin kendilerine eşlik etmesinin verimliliği artıracağına inandığını söyledi.

Kıbrıs müzakere sürecinde görev yapan tüm liderlerin görüşme süreçlerini ve müzakerelerde yaşanan ilerlemeleri anlatan Çağlar, son gelinen aşamada ortaya çıkacak anlaşmada aynı yapının süreceğini, Kıbrıs Türk halkının Cumhurbaşkanı ve Meclisinin olacağını, ancak federal yapıda da yer alacağını kaydetti.

Çağlar, Kıbrıs’ta var olan durumun uluslararası alana taşınmasının, bölge için de önem taşıdığını, doğal kaynakların Avrupa’ya taşınması çalışmaları, suyun adaya gelmesi gibi olayların bölgede önemli gelişmeler olduğunu söyleyerek, çözümün bölgeye barış iklimini, ekonomik katkıyı, istikrarı getireceğine inanç belirtti.

9 0cak’ta liderlerin Cenevre’de yapacağı görüşmede haritaların BM’ye sunulacağını, ilk kez 5’li zirvenin yapılacağını, bu zirveye Türkiye Cumhurbaşkanı’nın da katılacağını açıkladığını ve bunun bir domino taşı etkisi yarattığını ifade eden Çağlar, zirveye İngiltere ve Yunanistan’ın da katılacağına inanç belirtti.

Çağlar, sürecin olumlu tamamlanmasını temenni ederek, toplumun ve toplumların ortak federal kültüre şimdiden hazırlanması gerekliliğine değindi, bu konuda gerekli girişimlerin yapılmasının gelecek için önem taşıdığını kaydetti. Çağlar, önlerindeki sürecin “Evet” yada “Hayır” için değil Cumhurbaşkanı’na destek için kullanılmasını istedi.

Çağlar, Dışişleri Bakanlığı’nın bir sonraki bütçesini federal devlette görüşme dileğinde bulundu ve bütçeye olumsuz oy kullanacaklarını söyledi.

Töre: "Türkiye,KKTC'ye her alanda destek veriyor"

UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre ise, Rum Yunan ikilisinin Kıbrıs’ta bitmeyen bir Enosis hayali olduğunu, bu yüzden bu gerçek görülmeden Kıbrıs’ta bir çözüm sağlanamayacağına inanç belirtti.

Töre, müzakerelerde Rum halkının mallarına geri dönmesinin öngörüldüğünü, referanduma gidildiğinde KKTC tapularının geçmeyeceğini, bankaların, ekonominin çökeceğini, toprak verilmesi halinde insanların göçmen olacağını, ancak bunların söylenmediğini, AB yardımlarının söylendiğini, fakat Rum tarafına 10 kat fazla yardım yapıldığını savundu.

Türkiye’nin KKTC’ye her alanda destek verdiğini, her alana yatırım yaptığını, yardımları sürdürdüğünü ülkenin gelişimine katkı koyduğunu ifade eden Töre, Kıbrıs müzakere sürecinde Rumların “Evet” noktasına gelmesi için Cumhurbaşkanı Akıncı’nın taviz verdiğini iddia etti.

Töre, müzakerelerde belli başlıkların bazı maddelerinde anlaşıldığını, ancak tamamen anlaşma olmadığını ifade ederek, sürece yönelik endişelerini anlattı, konferansın bile yapılamama ihtimali olduğunu, toplansa bile anlaşma olamayacağının belli olacağının görüleceğini kaydetti.

Töre, o yüzden hayal kurulmaması tavsiyesinde bulundu.

Ertuğruloğlu: "Bakanlığa 02 meslek memuru alınacak"

Konuşmaları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise, bakanlığının teknik olarak yaşadığı sıkıntıların dile getirildiği konuşmalara teşekkür etti, bakanlık bütçesinin geçmişteki görüşmelerinde yaptığı konuşmaları anımsattı.

Bu bakanlığına ayrılan bütçenin Kıbrıs Türk siyasetinin Dışişleri Bakanlığına verdiği değeri ortaya koyduğunu, bu bütçenin yeterli olmadığını, Güney’deki bakanlığın büyüklüğünün kendi bakanlıklarının yüzde 70 fazla olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, bakanlığının toplamda 24 misyonu olduğunu işaret etti, Ankara ve İstanbul dışındaki misyonların yeterli olmadığını anlattı.

Amaçlarının bütün misyonların en az 4 kişi olacağı şekle getirmek olduğunu belirten Ertuğruloğlu, bakanlığa 20 meslek memuru alınacağını, ancak sınav şeklinin yeterli olmadığını, bu sınav sistemi ile bir kişinin yeterliliğinin ölçülemeyeceğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yapacağı sınava girişte yeterli evrak istenmediğini, bu yüzden sınavın sıkıntılı olduğunu, yeterli sonuç alamayacaklarına inanç belirtti.

Bakanlığın Kıbrıs müzakere sürecine yönelik egemen eşitliğe dayalı, Türkiye’nin etkin garantörlüğünün bulunduğu ve çözümün AB’nin birincil hukuku olması görüşünü dile getiren Ertuğruloğlu, görevinin konuşmak olduğunu ve konuşacağını ifade ederek, egemenlik hakkının korunması gerektiğini vurguladı.

İngiltere’nin referanduma gidip AB’ye girdiğini, sonra referanduma gidip AB’den çıkma kararı aldığını ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkına bu hakkın verilmek istenmediğini, anlaşmada siyasi eşitlik egemen eşitliğe dayandırılmıyorsa siyasi eşitliğin de olmadığını, anlaşmanın AB’nin birincil hukuku haline getirilmezse de o anlaşmanın anlaşma olamayacağını kaydetti.

Kıbrıs müzakere sürecini tökezletmek gibi bir düşüncesinin olmadığını, ancak birincil hukuk taleplerine olumlu yanıt gelmesinde iyi yönde düşüncesi olmadığını anlatan Ertuğruloğlu, tek egemenlik tek uluslararası kimlik konusunda da, tek egemenliği reddetmediklerini, ancak tek egemenliğe iki kurucu devletin egemenliğinin karar vermesi gerektiğini söyledi.

Ertuğruloğlu, Avrupa Konseyi toplantılarına katıldıklarını, 2 sandalyeleri bulunduğunu, gerektiğinde konuşma yapabildiklerini ancak oy haklarının olmadığını anlattı.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Rumların AB üyesi Kıbrıs Türk tarafının da toplum olarak masada yer aldığı mevcut müzakere sürecinden elde edilecek olanın ancak azınlık hakları olduğunu kaydetti.

AB’nin Rum tarafını üyeliğe kabul etmesinden pişman olduğunu, hata yaptığını, bu hatayı da Kıbrıslı Türklere ödetmek istediğini ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ın bu coğrafyada çok önemli bir yere sahip olduğunu, çözümün önünde olmadıklarını ancak endişeleri de dile getirdiklerini belirtti.

Ertuğruloğlu, Alman Büyükelçisinin bir okula gittiğini ve okulda çocuklardan referandumda “Evet” demesini istediğini, bu konuda şikayet aldıklarını, gerekli girişimin yapıldığını, Büyükelçinin bakanlığa çağrıldığını ancak gelmediğini anlattı.

Ertuğruloğlu, Rumların mecbur bırakılıp “evet” diyebileceğine ancak gönülsüz bir ortaklığı bozmak için çalışacaklarına da inanç belirtti.

Konuşmaların ardından Dışişleri Bakanlığı bütçesini onaylayıp dünkü toplantısını tamamlayan Meclis Genel Kurulu, bütçe görüşmelerine Salı günü devam edecek.

 

Bu haber toplam 1959 defa okunmuştur
Etiketler : ,