1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Diyetin Pinokyoları…
Diyetin Pinokyoları…

Diyetin Pinokyoları…

Diyetin Pinokyoları…

A+A-

 

Dilara Topcan

Keşke tatlı birer cadı olsaydık da burnumuzu iki kez kıvırarak fazla yağlarımızdan kurtulabilseydik… Keşke… Fakat ne yazık ki böyle bir şey mümkün değil. Bu tarz vaadlerde bulunanlar da ne yazık ki tatlı görünümlü birer pinokyo…

AKIL SÜZGECİMİZİ KULLANABİLMEK…

Her konuda olduğu gibi diyet konularında da uygulayacağımız sistemin bizler için ne kadar sağlıklı olduğunu akıl süzgecimizden geçirerek sorgulamak çok önemli… Fakat ne yazık ki iş diyete ve güzelliğe gelince bir nebze daha fazla cesuruz sanki… Mevzu güzelliğimiz ve fiziki görünümümüz olunca iç sağlığımızı anında çöpe kolayca atabiliyoruz… Bu nedenle sunulan her alternatif bizi fiziken daha güzele doğru götürecekse hemencecik kabul ediveriyoruz… Hem de hiç sorgulamadan…
Özellikle de yaşımız gençse ve henüz ciddi bir rahatsızlıkla karşı karşıya kalmamışsak bu konularla ilgili cesaretimiz hat safhalarda dahi olabiliyor… Sonuçta sağlıksız olmanın ne demek olduğunu bilemediğimizden ‘bana bir şey olmaz’ düşüncesiyle her şeyi denemeye açığız. Yeter ki daha güzel olalım, hem de hiç beklemeden ve aşırı bir çaba sarfetmeden… İşte belki  tam da bu noktada başvuracağımız yöntemlerin her an sağlığımıza mal olabileceğini gerçek anlamda farketmek ve ‘bana bir şey olmaz’ düşüncesi ve rahatlığından da bir an evvel kurtulabilmek gerekiyor. Unutmayın, ‘ bize her an bir şey olabilir!’
Hayatta bedenimiz sayesinde varolurken onu tümden hiçe sayarak sırf dışını ve dıştan görüntüsünü düşünüp hareket etmek biraz aklımızı kullanmadan ve sorgulamadan hareket etmek olmuyor mu? Lütfen biz biz olalım her zaman için ‘akıl süzgecimizi kullanmadan’ hareket etmekten sakınalım… Çünkü sonra çok geç olabilir ve ne yazık ki son pişmanlık da hiçbir zaman fayda etmez…

AH ŞU RAKAMLI KAĞIT MESELESİ (TİCARİ KAYGI YANİ)…

Unutmayalım ki para işin içerisine girdiği zaman ne yazık ki birçok birey için çoğu şey mübah olabiliyor… Yeter ki daha fazla kazanç olsun da kime ne olursa olsun mentalitesi dünyada almış başını gidiyor… Spiritüel ilgilerden tutun da en maddi şeylere kadarki her süreç için bu ‘rakamlı kağıtlara’ ne yazık ki ihtiyaç duyuluyor…  Evet, para hayatın bir gerçeği… Olmadığı takdirde yaşamak neredeyse imkânsız… Fakat günümüzde paranın geldiği nokta ne yazık ki aşırı derecede ürkütücü ve insanlığı sıfırlayıcı nitelikte… Özellikle de sağlık sektöründe…
Bu nedenle her zaman için varolan sağlığımızı riske etmeyecek şekilde hareket etmek ve her söylenene, her reklama ve her ‘uzmana’ inanmamak gerekiyor… Gözümüzü kulağımızı iyice açmak ve biraz da araştırmayı bilmek de lazım tabii…

POPÜLER MUCİZE VAADLERİ…

Kısacası artık her türlü ‘görünürde sağlık dostu’ ürünün altında ciddi bir para tuzağı mekanizması gizli. Tabii sağlık da bu durumdan nasibini almış durumda. Nereye baksak bize mucizeyi sunduğunu söyleyen spor aletleri, diyet alternatifleri vb. olgularla karşı karşıyayız… Hatta doğanın bize sunduklarını bile ‘mucize besin’ adı altında ciddi pahalılıkta insanlara pazarlama ağı bile oluşmuş durumda. Bu nedenle her sene x bir besin seçilerek onu yüceltme durumu ve bundan kâr gütme mekanizması da almış başını gidiyor… Çünkü biz tüketiciler halen daha sunulan o popüler mucizelere inanıyoruz! İnandıkça da kazandırıyoruz! Bu sayede de bu sistemi yaratanların ekmeğine okkayla bal, kaymak sürmeye de devam ediyoruz… 

SAĞLIĞINIZI KUMAR MASASINA YATIRACAK KADAR ŞANSLI MISINIZ?

Hepsini geçelim de acaba biz kendimize ne kadar değer veriyoruz sorgusunu iyice bir düşünelim diyorum… Özellikle artık bazı bireyler  ‘şunu uygulayım kilolar bir an evvel gitsin de sağlık kısmını sonra size gelip halletsek olur mu’ diyecek kıvamda ne yazık ki… Ne acı değil mi… Dış güzellik yerine gelsin de sağlık kısmını sonra düşünürüz mentalitesinden kurtulamazsak birçok sağlık problemi riskiyle ciddi anlamda karşılaşma olasılığımız da her zaman için yüksek olacak… Fakat sanırım bunun farkında bile değiliz ya da farkında olmak istemiyoruz…
Bakın şöyle düşünün… Dedeniz 90 yaşında ve ömrünce günde 2 paket sigara içmiş olsun… Başına da ufak tefek hastalıklar dışında herhangi bir sağlık sorunu gelmemiş olsun… Evet, sigaranın sağlığa zararlarını ve oluşturabileceği riskleri biliyoruz. Söz konusu dede şanslı çıkmış ve sigaranın zararlarından nasibini almamış olabilir ama bu durum sigaranın zararlı olmadığı gerçeğini değiştirmez! Aynı mantık şu anda sağlık sisteminin sunduğu ticari alternatiflerde de gizli aslında… Evet siz o sistemleri uygulayıp sağlığınızı kaybetmeyebilir ve dilediğiniz amaca ulaşabilirsiniz ama bu sizin şansınız olur ve o sistemlerin potansiyel riskini kesinlikle yoketmez…
Bu nedenle risk alırken şansınızı da göz önünde bulundurun. Kumar oynamayı sevenlerdenseniz de buyrun oynayın, hayat sizin…

HEDEF BİREYİ ‘SAĞLIK ÇERÇEVESİNDE’ MUTLU EDEBİLMEK OLMALI…

Biz diyetisyenlerin ve herhangi bir sağlık çalışanının her zaman için hedefi ticari kaygılardan evvel sağlığı esas alarak ilerlemek olmalı… Ne olursa olsun sağlık sektöründe ticaretçi mantığıyla düşünmek kesinlikle etik değildir… Dünyada şu anda sağlık konusunda yaşanan karmaşaların da esas sebebi ne yazık ki sağlık sektöründe ticari kaygı güden kişi sayısının artmış olmasından ileri geliyor…
Bu nedenle sağlık sektöründe sunulan her türlü hizmetin olması gerektiği gibi ‘sağlığı’ ön planda tutması ve bireylerin sağlık durumunu olabilecek optimum seviyede tutmak/ seviyeye getirmek koşuluyla bireye bedenen mutlululuk vaadleri sunması gerekiyor…


DİYET PİNOKYOLARINA SAĞLIĞINIZI EMANET ETMEYİN…

Kısacası gözlerimizi açalım, akıl süzgecimizi kullanalım ve sağlık pinokyolarına uymayarak onları da dürüstlüğe ve etik çalışmaya davet ederek pinokyoluktan kurtaralım.
Hepimize sağlık ve güzelliklerle dolu bir gün diliyorum…

Bu haber toplam 1754 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 265. Sayısı

Adres Kıbrıs 265. Sayısı