“Dizdarköy’de bir bakkaldan alınıp “kayıp” edilmişler…”
*** OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…
Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Önceki gün YENİDÜZEN’de sayfalarınızda yayınladığınız Koççatlı iki Kıbrıslıtürk’ün, Hüseyin İbrahim ve Cemal Mustafa’nın hikayesini okudum. Bu iki genç, bisikletle Koççat’tan çıkarak Nissu’ya yani Dizdarköy’e sigara almaya gittiydiler.
Yazınızda onların Dizdarköy dışında bir barikatta alındıklarını yazdınız. Ancak benim duyduğum onların Dizdarköy’e gittikleri ve orada bir bakkala girdikleri, sigara alırken bu bakkaldan alınıp götürüldükleri ve “kayıp” edildikleri şeklindedir.
Perahorio köyünden bir Kıbrıslırum polisin bu olaya karışmış olduğu yönündeki söylentileri biz de duyduk…”
Bu okurumuza paylaştığı bu bilgiler için çok teşekkür ederiz. Temmuz 2013’te bu sayfalarda, bir Kıbrıslırum okurumuzun bize anlattıklarını yazmıştık. Bu yazımızda şöyle demiştik:
“Koççatlı iki gencin öldürülmesi bizi çok üzmüştü…”
Bir Kıbrıslırum okurumuz bizi arayarak şunları paylaşmak istediğini söyledi:
“Yazdıklarınızın sürekli takipçisiyim ve ben de kendi köyümden bir şeyler paylaşmak istedim. Ben Nissu (Dizdarköy) köyündenim. 1963 yılında bazı Kıbrıslırumlar Koççatlı iki Kıbrıslıtürk genci öldürmüştü – bu durum bizim köyde hiç onaylanmamış ve bizi çok üzmüştü. Bu iki genci öldürenlerden birisi S. adlı bir şahıs idi – aslında bizim köylü değildi – Ayia Varvara’dandı – daha sonra da EOKA-B’ye katılacaktı. Nasıl öldü bilir misiniz? Damdan düştü bir sene önce ve öldü.. Bir da polis vardı bu öldürme olaylarına karışan. O da öldü, kanser olup öldü… Bunlar bölgede terör estiren tiplerdi.
Bu iki Koççatlı genci öldürdükleri zaman – onlar bisikletleriyle sigara almaya gittiydiler ve bu sözünü ettiğim iki kişi ve birkaç kişi daha onları yakalamış ve öldürmüştü – bizim köye gelip traktörü olan bir köylümüzden gidip onları gömmesini istemişlerdi. Fakat traktörü olan bu adam – adı ….’dur – onların bu emirlerini yerine getirmeyi reddetti ve “Yazıklar olsun size, iki genç insanı öldürdünüz, beni bu işe karıştırmayın” dedi.
Bu iki gencin nereye gömülmüş olduğunu bilmiyorum fakat köyde araştırma yapacağım ve birşeyler öğrenmeye çalışacağım. Size bu konuda yardım etmek isterim. Biz böylesi olayları asla onaylamadık… Yaptığınız iş nedeniyle sizi de yürekten kutlarım ve teşekkür ederim.”
Bu okurumuza verdiği bu bilgiler için sonsuz teşekkürler. 25 Aralık 1963’te Koççat’tan Dizdarköy’e (Nissu) sigara almaya giden Hüseyin İbrahim ile Cemal Mustafa kaçırılarak “kayıp” edilmişti…”
Kıbrıs’ta savaş çığırtkanlığı yapanlara ithaf olunur…
Bugünlerde Kıbrıs’ta savaş çığırtkanlığı yapanlara ithaf etmek istediğimiz bu resimlere iyice bakınız…
Savaşın acısı bu fotoğraflarda toplanmış…
Kıbrıslıtürk olsun, Kıbrıslırum olsun, savaşın mağdur ettiği, savaşın sevdiklerini koparıp ellerinden aldığı, savaşın insanları “kayıp” ettiği fotoğraflar bunlar… Savaşın insanları göçmen ettiği, evinden yerinden apar topar sökülüp savrulan, yoksulluğa, zorlu bir hayata zorlanan insanların resimleri…
Biz bu adada bir daha savaş istemiyoruz… Yeni “kayıp” öyküleri yazmak istemiyoruz… Yeni “göçmenlik” hikayeleri kaleme almak istemiyoruz…
Biz insanca yaşayabileceğimiz, adamızın tüm toplumlarının karşılıklı sevgi ve saygı içinde, birlikte yaşayabileceği, birbirinin boğazına sarılmayacağı bir ülke istiyoruz, yıllardır bunun için mücadele ediyoruz…
*** BASINDAN GÜNCEL…
YÜZLEŞME ATÖLYESİ…
“Tokatlıyan Oteli’nin akibeti…”
“M. Tokatlıyan diye bilinir, 1897 yılında inşa edilmiş Tokat’tan İstanbul’a göç etmiş Mıgırdiç Tokatlıyan'a aittir.
11 Kasım 1914’de Meşihat makamınca bütün Müslümanlara hitaben bir Cihad Fetvası hazırlandı ve 3 gün sonra Fatih Cami avlusunda Fetva Emini Ali Haydar Efendi tarafından halka okundu.
Gösteriler sırasında Müslümanlar sadece tek bir binaya, Ermeni Oteli Tokatlıyan'a saldırdılar.”
(YÜZLEŞME ATÖLYESİ – 17.7.2019