Dobbs v Johnson Women’s Health Organization: ABD’de Kürtaj Yasağı
Davada kürtajı yasaklayan bir kararın anayasallığı sorgulanmış ve Yüksek Mahkeme kürtaj anayasal bir hak olmadığından yasaklanmasında bir sakınca olmadığına karar vermiştir.
Tuna Arkın
[email protected]
24 Haziran 2022 tarihinde ABD Yüksek Mahkemesi Dobbs v Johnson Women’s Health Organization kararıyla 50 yıllık Roe v Wade emsal kararını geçersiz kılmıştır.
Roe v Wade 1973 yılında geçirilmiş ve kürtaj hakkını ABD Anayasası’nın 14. Maddesi gereğince koruyan bir emsal karardır. Bu karar 50 yıl boyunca ABD’de kürtaj haklarını korumuş ve 24 Haziran’da Dobbs v Johnson kararıyla geçersiz kılınmıştır. Eyaletlerde kürtajın 24. haftadan önce kısıtlanmasını yasaklayan uygulamalar alt mahkemeler tarafından Roe v Wade’de olduğu gibi Anayasa’nın 14. maddesi sebep gösterilerek uygulanmaktaydı.
Dava 2018 yılında Mississippi eyaletinde 15. haftadan sonra kürtajın yasaklanması üzerine eyaletteki tek kürtaj kliniği olan Jackson Women’s Health Organization tarafından bu karardan sorumlu Thomas Dobbs’a karşı açılmıştır. Davada kürtajı yasaklayan bir kararın anayasallığı sorgulanmış ve Yüksek Mahkeme kürtaj anayasal bir hak olmadığından yasaklanmasında bir sakınca olmadığına karar vermiştir. Bu kararın hemen ardından ABD’deki eyaletlerin neredeyse yarısında kürtajı kısıtlayan ya da tamamen yasaklayan yasalar geçirilmiştir.
Bu karar ABD’deki kürtaj karşıtı gelişmeler göz önüne alındığında pek de şaşırtıcı değildir. 2021 yılında Teksas’ta kürtajı fetüsün kalp ritminin oluştuğu altıncı haftada sınırlayan “Heartbeat Act" geçirildiğinde kürtaj savunucuları bunun ülke geneline yayılacağını öngörmüştü. Yine Dobbs v Johnson Women’s Health Organization kararının taslağı da mayıs ayında Politico[1] tarafından sızdırılmıştı. Ancak kararın öngörülmesi insanların öfkesini hafifletmemiş, kararın açıklandığı gün protestocuların hem Yüksek Mahkemenin önüne yığılmalarını hem de yargıçların güvenliğini sağlamak adına çok sıkı polis önlemleri alınmıştı.
Bu karar, Mississippi eyaleti özelinde kürtajın 15. haftada yasaklayan yasanın anayasallığının onanması ancak kürtaj hakkının anayasallığıyla alakalı bir kararın geçirilmemesi şeklinde verilmiş olsaydı hem Amerikan halkının çoğunluğunun kürtajla ilgili fikirleriyle uyumlu olur hem de kadınların çocuk doğurmayı seçip seçmeme hakkını daha az kısıtlardı. Ancak bu tartışmanın Mississippi eyaletinde kürtaj süresinin üst sınırının düşürülmesinden kürtajın anayasal hak ve özgürlükler içerisinde bulunup bulunmadığına çekilmesi kararın arkasındaki politik motivasyonları gözler önüne sermektedir.
Karar, Donald Trump’ın başkanlığı süresince atanmış üç yargıcın da arasında bulunduğu beş kişilik bir çoğunluk tarafından verilmiştir. Bu yargıçlardan Brett Kavanaugh daha önce de hakkındaki cinsel istismar suçlamalarıyla gündeme gelmişti. [3] Ülkenin politik liderinin yargıya ilişkin bu derece önemli kararlar almasına izin verilmesi, doğal olarak yargının politik emellerin gerçekleştirilebilmesi için bir araç olarak kullanılmasına yol açacaktır.
Zaten yükselişte olan muhafazakâr eğilimler bilhassa kadınların ve cinsel azınlıkların yıllarca uğraşarak kazandıkları özgürlükleri kısıtlanmasına sebep olmaktadır. ABD’de ve hemen her ülkede bu kararın geçirilmesi için son elli yıldır en uygun politik zemin şu an oluşmuştur. Dezenformasyonun daha kolay yayılabilmesi ise kürtaj karşıtı gruplarda Amerika’da yaygın olan radikal Hristiyan argümanlarının daha rahat yer bulabilmesine sebep olmuştur. Buna rağmen ABD’de kürtajın tamamen yasaklanmasını isteyen gruplar hâlâ azınlıktadır.
Kararı kaleme alan Yargıç Alito, kürtaj hakkının ABD Anayasası’nın herhangi bir maddesinde açıkça veya dolaylı olarak korunmadığını, Roe v Wade’in dayandırıldığı ve kişisel hak ve özgürlükleri kısıtlayan yasaların geçirilmesine engel olan Anayasa’nın 14. Maddesi’nin bile kürtaj hakkını garantilemediğini, bu sebeple kürtajın federal devlet tarafından korunmasına gerek olmadığını ifade etmiştir. ABD Anayasası’nın 10. Maddesi’ne göre federal devlet sadece kendisine Anayasa tarafından tanınan haklar çerçevesinde karar alma hakkına sahiptir, aksi hâlde karar alma hakkı eyaletlerindir. Kürtajın Anayasa tarafından korunmaması demek Devletin bu hakkı gözetememesi demektir. Yani Dobbs v Johnson Women’s Health Organization kararının yasal dayanağı ABD Anayasası’nda kürtaj hakkının açıkça korunmuyor olmasıdır. Bu Anayasa’nın oldukça katı bir yorumudur ve bu tutucu tavırla 21. yüzyılın ahlak anlayışının ve ihtiyaçlarının yargılanması tabi ki adil olmayacaktır.
Bu karar, anayasal hak olarak tanınan bazı kişisel özgürlüklerin de anayasal hak olmaktan çıkabileceği konusunda haklı endişeler de doğurmuştur.[4] Bu endişelerin en başındaysa eş cinsel evliliklerin Anayasal hak statüsünden çıkarılması gelmektedir. Eğer Yüksek Mahkeme Anayasa’nın 14. Maddesi’nin kürtaj hakkını korumadığına hüküm verebiliyorsa aynı hükmü eş cinsel evlilikler için de verebilir. Bunun olması, Yargıç Alito’nun kararını “insan hayatının” söz konusu olduğu kürtaj kararı özelinde vermesinden dolayı pek olası görünmese de bu kadar tutucu bir yorumlamanın ileride doğurabileceği sonuçlar iç açıcı değildir.
Her ne kadar bazı bölgelerde yasaklanması ülke çapında yasaklanması demek olmasa da, Roe v Wade kararında Davacının argümanı kürtaj için kendi eyaleti sınırları dışına çıkmanın zor ve masraflı olmasıydı. Aynı şekilde Anayasa tarafından açıkça korunmayan doğum kontrolüne erişimin de kısıtlanmasından endişelenilen haklardan olduğu düşünüldüğünde, kişisel hak ve özgürlükleri eyaletlerin inisiyatifine bırakmanın riski anlaşılabilir.
KKTC ve Türkiye’de de kürtaj hakkı uygulamada oldukça fazla kısıtlanmaktadır. Devlet hastanelerinde kürtaja erişim imkânsız olduğundan kürtaj hakkı ancak parayla sahip olunan ve herkes tarafından erişilemeyen bir özgürlüktür. Kadınların seçme hakkının kısıtlanmaması adına bu tür kararların politik motivasyonlarla değil bilim ve sağduyu ışığında verilmesi gerekmektedir.
Kaynakça
[1] William A Galston 24/06/2022 Roe v. Wade overturned despite public opinion, Brookings.com
https://www.brookings.edu/blog/fixgov/2022/06/24/roe-v-wade-overturned-despite-public-opinion/amp/
[2] Masood Farivar ‘Conservative Supermajority on US Supreme Court Asserts Itself’, voanews.com 04/07/2021 https://www.voanews.com/a/usa_conservative-supermajority-us-supreme-court-asserts-itself/6207778.html
[3] BBC US & Canada editörleri ‘Brett Kavanaugh 'sexual assault victim' speaks out’ 17/09/2022 https://www.bbc.com/news/world-us-canada-45542415
[4] Reuters.com Andrew Chung ‘Gay marriage, other rights at risk after U.S. Supreme Court abortion move’ 05/05/2022 https://www.reuters.com/world/us/gay-marriage-other-rights-risk-after-us-supreme-court-abortion-move-2022-05-04/