1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Doğadaki canlılar hiç kimsenin malı değildir"
"Doğadaki canlılar hiç kimsenin malı değildir"

"Doğadaki canlılar hiç kimsenin malı değildir"

Yeşil Barış Hareketi, ülkemizde devam eden av tartışmaları ile ilgili basın açıklaması yaptı.

A+A-

Yeşil Barış Hareketi, ülkemizde devam eden av tartışmaları ile ilgili basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, gelinen noktada avcı sayısının kontrol altına alınması gerektiği belirtilerek, yeni av alanlarının açılmasının talep edilmesi ve açmak uygun olmadığı ifade edildi.

Yeşi Barış Hareketi'nden yapılan yazılı açıklamanın tam metni şu şekilde:

  • Herkes sınırını bilmeli. “Özel mülkler” ve “Tarım alanları”, “Haneye Tecavüz” suçları işlenerek avlak olarak kullanılamaz.
  • Doğal alanların giderek daraldığı, avcıların ise tam tersine arttığı küçük adamızda bu faaliyetin taşınamaz olduğu artık sırıtan bir gerçektir.
  • Av günlerinde can güvenliği nedeni ile çiftçiler tarlasındaki ürünlerle ilgilenemiyor, insanlar çocukları ile doğaya ve/veya pikniğe çıkamıyor.
  • Bu faaliyetin masaya yatırılıp yeniden değerlendirilmesi kanaatimizce çok zaruri bir görev haline gelmiştir.

Yeşil Barış Hareketi olarak, ülkemizde avcılık ve av ile ilgili ciddi politikaların üretilmesi gerektiği gerçeğinin artık ivedi bir durum arz ettiğini defalarca dile getirdik. Bu konuda çok geç kalmak üzereyiz. Sağlıklı ve kararlı bir politika geliştirilmemesi nedeni iledir ki av ve avcılığı düzenleyen yasalar “Popülist bakışla” sürekli olarak gündeme gelmekte ve ellenmektedir. Bu noktada, doğru bir teşhise ihtiyaç olduğu, yapılacak müdahalelerin doğru olabilmesi için doğamızda yaşanan gerçekler ve değişimler ile yüzleşerek, cesaretle radikal kararlar üretilmesi gerekmektedir. Doğal alanların giderek daraldığı, avcıların ise tam tersine arttığı küçük adamızda bu faaliyetin taşınamaz olduğu artık sırıtan bir gerçektir. Yeterli alan olmadığı için “Özel mülkler” ve “Tarım alanları”, “Haneye Tecavüz” suçları işlenerek avlak olarak kullanılmakta, ürünlere ve ağaçlara zarlar verilerek hukuki problemler doğurulmakta, toplumsal barışın bozulmasına da neden olmaktadır. Doğanın ve yaşamın olmazsa olmaz paydaşları olan canlıların “yaşama hakkı” neredeyse “hiç dikkate alınmadan”, bu canlılar “birilerinin malıymış” gibi bunların nasıl paylaşılacağı yönünde bir bakış açısı sürmektedir. Avlanacak yeteri kadar canlı olmadığından, Özel Çevre Koruma Bölgeleri dahi avlanmaya açılmaktadır. Av günlerinde can güvenliği nedeni ile çiftçilerin tarlasındaki ürünlerle ilgilenemediği, insanların çocukları ile doğaya ve/veya pikniğe çıkamadığı bugünkü koşullarda, özgürlüklerin kullanılması da göz önünde bulundurularak bu faaliyetin masaya yatırılıp yeniden değerlendirilmesi kanaatimizce çok zaruri bir görev haline gelmiştir.

Geldiğimiz noktada avcı sayısının kontrol altına alınması gerekirken, yeni av alanlarının açılmasının talep edilmesi ve açmak sağlıklı hiçbir akla uygun değildir. Mevcut durum sürdürülebilir değildir, denetimden yoksundur. Böyle bir faaliyet yapılırken, bilen bilmeyen kişilerin doğanın ensesinde kendi zevkleri(!) için oynaması, başka canlıları yok etmesi ve yaşam dengelerini alt üst etmesi, haneye tecavüz etmesi, başka insanların özgürlüğünü kısıtlaması, bir karar veya bir yasa ile de olsa bir hak olamaz.

Bu yanlışın yapılmaması, alınan kararların akıl yoluyla gözden geçirilmesi ve derhal bu faaliyet konusunda bir çalışma başlatılarak, ivedilikle kalıcı ve gerçekçi çözümler üretilmesi şarttır.

Bu haber toplam 1563 defa okunmuştur