Doğru
Her zaman ve her koşulda önemli olan ‘doğru’nun ne olduğu. Mesele inatlaşma meselesi değil. ‘Doğru’ olan nedir meselesidir.
* * *
Türkiye, nedeni hala çok da net olmayan bir karar aldı. “Ben artık Dünya-Avrupa saatine uymayacağım” dedi. Bu kararı alanlardan da, ‘Neden ?’ konusunda düzgün bir açıklama yapılmadı. Ama bu karar aslında bizi doğrudan ilgilendirmezdi. Bizi ilgilendiren ‘doğru’ idi. Ne var ki, Türkiyede alınan kararın üzerinden daha 24 saat geçmeden KKTC Hükümeti de, “Bizde de aynı olacak” deyiverdi. Neden ? Hiç açıklama yok... Sadece ‘Ben böyle karar verdim böyle olacak’ der gibiydiler. Bugün oldu, hala ‘neden’ konusunda, gevelemeler dışında, doğru düzgün bir açıklama yok.
Bu durumda biz de, kendi kendimize gerekçeler aramaya, bulmaya çalışıyoruz ister istemez.
* * *
Türkiye’den, “Siz de aynen uygulayın” emri mi gelmişti ? Yetkililerimiz, eğer bir açıklama yapmaz, mantıklı bir gerekçe ileri sürmezse, böyle olduğunun düşünülmesi doğal değil mi ?
Eğer Türkiye’den böyle bir ‘emir’ gelmediyseydi, ilerisini, gerisini düşünmeksizin, karara balıklama dalmanın nedeni ne olabilirdi ? Sadece ‘yalakalık” mı ? (Not: Türkiyeden ne böyle bir emir ne de böyle bir talep gelmediği söylentilerinin yaygın olduğunu da belirtelim.)
Başbakan “teknik olarak bazı sorunlar...” diyor. Hangi teknik ? Ne tekniği ? Dünyanın düşünerek, taşınarak, hesaplayarak başlattığı bilimsel bir uygulamada sadece bize özgü (!) ‘teknik’ (!!!) sorunlar ne olabilirdi ? Uygularken ‘teknik’ (!!!) sorunlar yaşamayan diğer ülkelerden bizim farkımız neydi ki biz ‘teknik’ (!!!) sorunlar yaşayacaktık ?
Başbakan “güneyin, başpapazın saatini istiyorlar...”, gibi birşeyler söyledi... Sn.Başbakan... Güney, bir ‘Dünya’ uygulamasının içinde... Başpapazın değil... İnsanlarımızın istediği güney’deki veya ‘başpapazın’ saati değil Sn. Başbakan... Sadece dünyadaki, Avrupa’daki uygulamanın devamıdır... İnsanlarımız, bu konuda olsun Avrupalı olmak isteğinde, Suudi Arabistanlı değil...
‘Doğru’ yine bulunamadı. Görüntüye göre ‘Doğru’nun bulunması için hiç gayret de gösterilmedi.
* * *
Akort
Önemli müzik adamlarımızdan biri olan Turgay Hilmi, ülkedeki genel durumu ‘müzik dili’ ile açıkladı. “Ülkenin akordu kaçtı” dedi. Çok da güzel söyledi.
Sevgili Turgay... Akort çoktaan kaçtı. Her ama her yerde, her şeyde. Hem de seslerin bütününde.
Her telden farklı sesler çıkıyor... Aynı çalgıların sesleri bile birbirini hiç ama hiç tutmuyor. Farklı çalgıları hiç sormayın... Orkestrada tam bir kaos var. Ama galiba durumdan memnun olanlar da var. İtiraz eden az. İşin garibi, itiraz edenler, “Neler oluyor ?” diyenler arasında bile akort uyumu yok.
İtiraz etmeyenler mi ? Onlar, her biri birer virtüöz maşallah. Ellerindeki kemanın kaç teli olduğunu, zurnalarının kaç deliği olduğunun bile farkına değiller ama yine de her biri kendinin, ‘virtüöz’ ve ‘tek’ olduğunu sanmaya devam ediyor.
En büyük merak konusu, akordu iyice bozulmuş bu aleti, kimin düzgün ve doğru hale getireceği.
**************************************************************************
Sokak Ağzı
• Şaştım kaldım... Başbakanımızın Güney’in saatine bile tahammülü yok...Es kaza bir barış olursa bunlar ve buna banzeyenler nereye kaçacak çok merak ediyorum. Ama kaçmazlaaaar... Bukalemun gibidirler. Hemen renk değiştirmede uzmandırlar...
• Kim uydurur be amma bunnarı ? Denktaş ben öyle birşey söylemedim der... Üstüne üstlük, % 7,5 kesinti değil maaş artışı verileceğini duyurur. Vallahi en üstten en alta tımarhaneye döndü memleket...
• Başbakan “Acılar üzerine politika yapılıyor” demiş.. Yapılır Sayın Başbakan yapılır. Neden şaşırdınız ? Siz hatalar yapmaya devam ederseniz, ağzınızdan çıkanı kulağınız duymazsa, hem daha çook acılar yaşanır hem de kararlarınız üzerine çook politikalar yapılır...
• Bilmediğimiz birşey daha öğrendik. Meğerse saat uygulaması Başpapazın maharetiymiş... Bizim seçimimiz ise, Başpapaz’ın uygulaması değil Baş İmamın uygulamasıymış...
• Biz galiba Devlet olma yükünü kaldıramadık. Bir zamanlar Kıbrıs Türk Yönetimi’ydik. Vallahi o zamanlar, tüm berbat koşullara rağmen herşey daha iyi yönetilirdi.