Dohni’den iki yakın arkadaş: Akile ve Effie… Ve ardından gelen trajedi…(2)
Dohni’den bir Kıbrıslıtürk ve bir Kıbrıslırum ailenin geçmişten gelen yakın dostluğu, yıllara meydan okudu…
Dohnili iki yakın arkadaştı Akile ve Effie… Effie, 1963’te Avustralya’ya göç etmişti ancak Akile’yle 1959 yılında evlerinin önünde çektirdikleri fotoğrafı hep saklamıştı…
Hatta bundan birkaç yıl önce Kıbrıs’a ziyarete geldiği zaman, bu fotoğraf çantasındaydı… Effie, Akile’yle birlikte çektirdikleri bu fotoğrafı yanında taşımaktaydı…
Kıbrıs’taki köy panayırları – ya da festivalleri – yaz aylarında yapılır… Dohni’de de böyle bir festival vardı… Effie hanım işte bu festivale eşi George Thomas’la birlikte gitmişti…
Bu panayırda Dohnili bir Kıbrıslıtürk de vardı: Yıldan Sedef Gülakdeniz… Onun da kardeşleri Yüksel ve Ahmet Hamza, Dohni katliamında EOKA-B’ciler tarafından öldürülmüştü… Yıldan Sedef Gülakdeniz’in kardeşlerinden Ahmet Hamza’dan geride kalanlar Kayıplar Komitesi’nin Pareklişa madeninde yürüttüğü kazılarda bulunmuş ancak Yüksel Hamza’nın izine rastlanmamıştı… Bu konuda Yıldan Sedef Gülakdeniz’le geniş röportajımız bu sayfalarda yayımlanmıştı…
EFFİE HANIM, YILDAN SEDEF GÜLAKDENİZ’LE KARŞILAŞIYOR…
İşte üç yıl önceki Dohni panayırına giden Effie hanım ve eşi, burada tesadüfen Yıldan Sedef Gülakdeniz’le karşılaşmıştı…
Yıldan Sedef Gülakdeniz, bu karşılaşmayı şöyle anlattı bize:
“Dohni panayırında Avusturalya’dan gelen bir çiftle karşılaştık. Kendilerinin fotoğrafını çekmemi istemeleri, tanışmamıza vesile oldu.
Türk olduğumu anlayınca bana nereli olduğumu sordular, ben de “Buralıyım, Dohniliyim” deyince kadın çantasından kendinin ve Akile ablanın olduğu bir fotoğraf çıkardı ve bana Akile ablayı ve ailesini sordu… Kendilerini çok görmek istediğini, Avustralya’da yaşadığını ve fotoğrafı onlara vermemi söyledi… Bu Effie Hanım idi, Akile ablanın yakın arkadaşı…
Effie Hanım, Akile ablanın vefat etmiş olduğunu işte o gün benden öğrendi…
Benim oğlum aramızda İngilizce tercümanlık yapardı… Akile ablanın vefat ettiğini öğrenince kadın çok üzüldü… Yanında bulunan diğer kızkardeşi, Rahme ablayı sordu… İyi olduklarını, Vuno’da oturduklarını söyledim…
Effie Hanım, panayırda belki bir Türk köylü bulur ümidiyle çantasında kendinin, Akile’nin ve annelerinin birlikte çekilmiş fotoğraflarını tutuyordu. Akile ablanın annesi Afet abla ile Effie Hanım’ın annesi Anna Hanım’ın resminde en dikkatimi çeken şey, Akile’nin annesi ile Effie’nin annesinin giydikleri elbisenin aynı kumaştan dikilmiş olmasıydı… İkisi de aynı kumaştan elbise dikmiş ve giymişlerdi…
“BANA DÜNYALARI BAĞIŞLADIN…”
Effie Hanım bana bu iki fotoğrafı vererek, bunları Rahme ablaya vermemi istedi… Tekrar irtibat kurmak için Effie’nin eşiyle Facebook’tan arkadaş oldum ve bu vesile ile Akile ablanın ailesini onlarla görüştürdüm.
Köye döndüğümde Rahme ablaya fotoğrafları verdiğim zaman öyle bir duygulandı ki… “Hayatta aldığım en güzel hediye” dedi. Akile ablanın o yaşta çekilmiş fotoğrafı, kendisinde hiç yoktu. Hatta Rahme abla “Bana dünyaları bağışladın… Akile’nin bu yaşta fotoğrafı bende yoktu” dedi ve çok ağladı o an…
Sonra Rahme ablalarla Effie hanımları Larnaka’da buluşturduk…
Avustralyalı bu aileyle her zaman mesajlaşırız. Bu sayede Dohnili köylülerimizle de şimdi görüşüyorlar ve bana fotoğraf yolluyorlar. Avustralya’daki Dohnili akrabalarımızla da görüşüyorlar ve onlarla çektikleri fotoğraflarını da bana yolladılar.”
DÜZELTME VE ÖZÜR
Dünkü yazımızda kerhen bir hata yaparak Larnaka’da Effie Hanım’la Akile Hanım’ın buluşturulduğundan bahsettik. Bu hata nedeniyle okurlarımızdan özür diliyoruz. Yazımızın son paragrafının düzeltilmiş şekli şöyledir:
“Yine Dohnili çok değerli arkadaşımız Cevat Adakul’un çok değerli yardımlarıyla Selda Hoca Özdeğirmenci’ye ulaştım ve o da bana yaşadıklarını, sevgili teyzesi Rahme Hanım’ı, yıllar sonra Effie Hanım’la Larnaka’da tekrar buluşturmalarını anlattı… Onunla çok dokunaklı bir röportaj yaptık…”
KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…
Yukarı Yeşilırmak/Limnidi’de askeri bölgede yeni kazılar…
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Demet Karşılı’dan aldığımız bilgilere göre, Kayıplar Komitesi kazı ekibi, Yukarı Yeşilırmak/Limnidi’de askeri bölgeye denk gelen dere yatağı kenarında, yaklaşık altı metrelik derinliğe sahip olduğu varsayılan ve bugün kapalı olan bir kuyuyu arama çalışmalarına başladı. Kazı ekibi, sözkonusu kuyu içerisinde 1964 “kaybı” bir Kıbrıslıtürk’ün olduğu bilgisiyle bu kazıyı başlatmış bulunuyor…
Kayıplar Komitesi kazı ekipleri, adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürüttüğü kazılarda gerek 1963-64, gerekse 1974 “kaybı” Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlar’ın gömü yerlerini aramayı sürdürüyor.
Kazılar Koordinatörü Arkeolog Demet Karşılı’dan aldığımız bilgilere göre, Lapta’da “Celebrity yanı” olarak tabir edilen bölgede yürütülen kazılar devam ediyor ve arkeologlar çıkan toprakları kontrol ediyorlar. Bu alanda iki “kayıp” şahıstan geride kalanlar bulunmuştu. Yine Lapta’da “Limon tarlası” olarak tabir edilen alanda da kazılar devam ediyor. Bu alanda da bir “kayıp” şahıstan geride kalanlar bulunmuştu…
Alsancak’ta ise (Karava) bir grup Kıbrıslırum “kayıp” şahsın dere yatağı yakınlarında gömülü olduğu bilgisi ile kazı sürdürülüyor.
Hamit Mandrez’de, sanayi bölgesinde olası bir toplu mezar için kazı çalışmaları devam ediyor. Bu da, Kıbrıslırumlar’ın gömülü olduğu bir toplu mezarın arandığı bir kazı…
Güngör yani Kutsovendi’de yürütülen kazı herhangi bir şey bulunamayarak kapatılırken, Paramitra’da da Dohni’den alınarak “kayıp” edilen bir Kıbrıslıtürk için yürütülen kazılar herhangi bir ize rastlanmayarak kapatıldı.
Kayıplar Komitesi’nin Tekke Bahçesi dışında yürüttüğü kazılar da devam ediyor. Bu alanda da üç “kayıp” şahsa ait olduğu sanılan bazı kalıntılara ulaşılmış bulunuluyor…
Kayıplar Komitesi kazı ekiplerine “çok kolay gelsin” diyoruz.