Doktor Balıklar
Doktor Balıklar
Stella Aciman
“GARRA RUFA ( KANGAL BALIĞI)
Sivas Kangal ilçesinde yerel halk tarafından yüz yıllar önce keşfedilen doktor balıkları, şimdi tüm dünyada sağlık ve estetik sektörlerine hizmet ediyorlar. İlaç tedavisi mümkün olmayan sedef hastalarının 21 günlük bir kür sonunda şifa bulmaları, bilimsel araştırmalara neden olmuş ve zaman içerisinde balıkların faydası bilimsel çevrelerce de kabul edilmiştir. 2001 yılının haziran ayında, Sivas Valiliği, Cumhuriyet Üniversitesi ve Balıklı Kaplıca İşletmesi'nin birlikte düzenlediği 'Kangal Balıklı Kaplıcası ve Psoriasis (Sedef) tedavisi’ konulu sempozyumda balıkların sedef tedavisine etkileri bilimsel sunumlarla tespit edilmiştir. Cumhuriyet Üniversitesi Dermatoloji Bölüm Başkanlığı yapmakta olan Prof. Dr. Sedat Özçelik, balıklar hakkında 20 yıldır çalışmalarına devam ediyor. Anavatanı Sivas olan sazan familyasının en küçüklerinden olan GARRA RUFA (KANGAL BALIĞI) Mezopotamya’nın bazı akarsu ve dere ve termallerinde de yaşamaktadır. (Suriye, İran ve Irak).
Salgıladıkları DITHRANOL enzimi vasıtası ile yumuşayan ölü derileri vücuttan atma işlevi olan balıklar, dünya sağlık sektöründe ilgi çeken bir trend olarak hijyen problemi olan aletlerin yerine, manikür ve pedikür maksatlı olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Balıkların barındırıldığı tedavi havuzları U.V. filtrelerle sterilize edilmekte ve tedavinin gerçekleştiği suların hiçbir zararlı bakteri içermemesi temin edilmektedir. İşletmeler sağlık ve estetik maksatlı kullanılan havuzları birbirinden ayırarak hizmet vermektedirler. Amerika, İngiltere, Rusya, İsveç, Almanya, Hırvatistan, Singapur ve Tayland’ da kurulan işletmeler yoğun talep görmektedir” diye yazar bilimsel açıklamalarda… Duydum ki bu doktor balıklar Kıbrıs’a gelmiş, düştüm peşlerine… İyi ki de düşmüşüm. Farklı ve yararlı bir deneyim oldu benim için. Bulaşık deterjanından alerji olan ve kaşınan parmak aralarımı balıklara emanet ettim. Nasıl bir sezgidir ki bu, balıklar suya soktuğum kolumda hiç dolaşmadılar, direk olarak parmak aralarıma doluştular ve didiklemeye başladılar. On dakika sonra ellerimi sudan çıkardığımda kızarıklıktan ve kaşıntıdan eser kalmamıştı, parmak aralarım temizlenmişti. Bu tecrübeden sonra bu balıkları Kıbrıs’a getiren, girişimci Turgay Kara ile bir söyleşi yapmamak olmazdı…
Sivas Kangal balıklarıyla tanışmanız nasıl oldu?
2 yıl önce Malta’ya gezmeye gitmiştim, balıkları orada gördüm. Turistler kuyruğa girmişlerdi havuza girmek için. Ben de eşimle beraber sıraya girdim. Benim 17 sene aktif futbol hayatım var, bu yüzden nasır ve mantar sorunum vardı. Bu balıkların bunlara çok faydasının olduğu söylenince üç defa girdim havuza ve çok faydasını gördüm. Sonra Girit, Rodos, Kos’ta da bu balıklardan gördüm. 2 yıl düşündüm ve sonunda ‘ben bu balıkları buraya getireceğim’ dedim.
Özellikle mantar, sedef, egzama gibi hastalıklar fakir ülkelerde çok sık görülen hastalıklar. Ve bizim toplumumuzun %70’inde bu hastalıklar var. Stres en önemli faktör. Hem futbolculara hem de bu hastalıkları olan insanlara hizmet vermek istedim.
Ne zaman açtınız burasını?
1 Nisan’da açtım. O zaman bir tane havuzum vardı ama ısrarlara dayanamadım, ‘açayım, havuzları yaparım bu arada’ dedim. Buradan Sivas’a giden aileler bilirim, uçaktı, oteldi 5-6 000 lira para harcıyorlar. Ben de bu hizmeti buraya getirdim.
AVRUPALI, SİVASLI BALIKLARI KEŞFETTİ
Balıkları nereden getirdiniz?
Tayland’dan getirttim, fakat Tayland’da iç savaş başlayınca Singapur’a döndüm. Ama şimdi Sivas’tan getirtiyorum.
Balıklar nasıl şartlarda buraya taşınıyor?
Orta boy poşetlere konuluyor, suya oksijen pompalanıyor, 8-10 saat o şartlarda yaşayabiliyor ama bu arada ölenler de oluyor tabii ki. Bu balıkların bir haftalık bir yol stres dönemleri oluyor. Ortama alışana kadar dinlendiriyoruz balıkları.
Bu balıkların kökeni neresi?
Bunlar Sivas Kangal balıklarıdır. 20-25 yıl önce Avrupalı bu balıkların bu tip hastalıkları iyileştirmede faydalı olduğunu tespit etti, yurtdışına çıkardılar ve üretmeye başladılar. Şimdi bu balıkları dünyaya pazarlıyorlar. Şimdi ise bu balıkların yurtdışına çıkması yasaklandı. Tabii bu balıklar Avrupa’ya gittiğinde dejenere oldu, karakter değiştirdi. İsrail’de de var bu balıklardan. En son oradan da 100 tane getirttim. Ama şu bir gerçek ki Sivas Kangal balıkları gibi etkili değiller. Yani en iyi çalışanlar onlar diyebilirim. Ben epey bir miktar getirttim, aralarında damızlık olanlar da var, burada üretmeye başlayacağım. Bu balıklar Nisan ayında doğum yaparlar. Çift cinsiyetlidirler, senede bir defa erkekler dişi, dişiler erkek oluyor, aynı çipuralar gibi. Bunlar binlerce doğuruyor.
Ne kadar süre sonra iş yapar hale geliyorlar?
3-4 ay sonra iş yapar hale geliyorlar.
HASTALIK SÜRESİNE GÖRE TEDAVİ SÜRECİ
Ne kadar süre yaşıyorlar ve boyları ne kadar oluyor?
7 yıl ömürleri var. 10-11 santime kadar geliyorlar.
Balıklar Kıbrıs’ın havasına, suyuna alışabildiler mi?
Bunlar tatlı su balığıdırlar. Biz de ph derecesi 7,5-8 olan damacana su kullanıyoruz. Bu balıklar 34 derece sıcaklığa kadar yaşıyorlar.
Havuz sistemini kurmak zor olmadı mı?
Önce ayaklar ve eller için bir sistem ayarladım ve Beta akvaryuma yaptırdım. Sonra baktım insanların bedenlerinde de mantar, sedef olabiliyor. O yüzden banyo küvetinden biraz daha büyük bir havuz yaptım.
Mesela bir ayak mantarı ne kadar zamanda geçiyor?
Bu biraz hastalığı kaç yıldan beri üzerinizde taşıdığınızla ilgili. Derseniz ki ‘3-4 ay oldu’, bunun tedavisi 3-4 seansta biter. Ama biri gelir ‘ben 25 yıldır sedef taşıyorum’ der. Onun buraya en az 21 seans gelmesi gerek. Yani biraz da yaşa bağlı. Bu tedaviye başlandığında ara vermemek gerekiyor. Bir gün gel, bir gün gelme olmaz… Süreklilik çok önemli.
ENZİM SALGILANIYOR
İnsanlar korkmuyor mu?
Korkan tabii var, onların önce ellerini havuza sokuyoruz, alışıyorlar, çünkü bu balıkların dişleri yoktur, yani ısırmazlar.
Bu balıklar hasta bölgeyi buluyorlar, dişleri de yok, peki ne yapıyorlar?
Bu balıkların doğasında hasta yeri bulmak var. Buluyorlar ve temizlerken bir enzim salgılıyorlar. Hastalık olmasa bile balıklar bu ölü derileri bulur ve temizler. Mesela parmak aralarında ölü deriler vardır, balıklar oraya yoğunlaşır ve tırtıklar. O yüzden hiçbir hastalığı olmayan bir insanın 15 günde veya ayda bir defa bu havuzlara girmesi terapi oluyor, çünkü stresi atıyor. Çünkü balıklar akupunktur bölgelerine vuruş yapıyorlar, dolayısıyla bedeni rahatlatıyorlar.
Küvette kaç balık var?
Şu anda 200 tane balık var küvette.
“MÜŞTERİ GELİRSE BALIK DOĞAR”
Balıklara yem veriyor musunuz?
Gün içinde yeterli müşteri olmuşsa balıkların karnı doyar. Ama yeterli müşteri gelmemişse dükkanı kapatırken organik yem atarım, dört dakika içinde balıklar yemi tüketirlerse biraz daha atarım.
Bu havuzların suyunu nasıl temizliyorsunuz, mesela mantar bulaşıcı bir hastalıktır…
Sular devamlı devir-daim ediliyor. Özel ultraviyole yayan motorlarımız ve ısıtıcılarımız var. O yüzden havuzlarda bakteri ve mikrop olmuyor. Mesela kişide mantar var ve havuza girdi ve çıktı. Bir başkası girecek… 10 dakika süre veriyoruz. Ultraviyolenin daha hızlı çalışmasını sağlamak açısından… Bu makineler mükemmel iş yapıyorlar.
Talep nasıl, memnun musunuz ilgiden?
Her geçen gün talep artıyor. Fiyatlarımızı çok makul tuttuk ki, insanlar rahatlıkla gelebilsinler. Bazı oteller bu sistemi kendi bünyelerinde kurmamı istediler ama burayı tam oturtmak istediğim için bu sene kabul etmedim. Seneye otellere de gireceğim.
Facebook/Black fishspa