Çok sevdim bu lafı:
“Koltuğa değer katacaklar kazanmalı, koltuktan değer kazananlar kaybetmelidir.”
Bir yere not ediniz.
Ve yerel seçimleri hafife almayınız.

*  *  *

Koltuk demişken!
MECLİS “dokunulmazlıkları” tartışıyor ya.
Önceleri “savcılıktan talep gelirse onaylarım” diyen eski Başbakan...
Şimdi öfkeli.
“Gelinen nokta, oluşturulan hava yanlıştır” diyor.
Tam da bu “hava”yı boşaltmak gerekiyor.

*  *  *

Bir tek eski Başbakan değil mesele.
Örneğin “iptal” edilen “istisnai” yurttaşlıklar var: 175 adet!
Peki ama bu “istisnai yurttaşlıklar” 2 binden fazlaydı...
Tufan hocam hepimize ezberletti:
“İyi İdare Yasası der ki: Yapılan her idari işlemin bir gerekçesi olur ve gerekçesi de açıklanır.”
İptal edilmeyen diğer tüm yurttaşlıkların “gerekçesi” açıklanmalıdır!
Tek tek.
İsim isim.
Ve asıl yargılanması gereken “rastgele” yurttaşlık verenler olmalıdır.

*  *  *

Ne demişti Kıdem Yargıç Tacan Reynar:
“Mevcut Kurulu Düzen dediğimiz şey geleceği olmayan bu düzendir. Bu düzende artık gençler nefes alamıyor.”
Haklı.
Ama şu önerisi çok daha kıymetli:
“Şimdi haksızlıklara karşı kafamızı kumdan çıkarmalı, uluslararası hukuktan ve dünyadan bizi tecrit eden, hesap verilebilirlikten uzak, gelecek güvencesinden yoksun bu yaşama dur demek için daha fazla özgürce konuşmalı, tartışmalı ve üretmeliyiz.”

*  *  *

Dipteyiz!
Ama biliyoruz ki, gecenin en karanlık anı şafağa en yakın zamandır.
Ne kadar “çürümüşlük” varsa, yönetenden yönetilene kadar açığa çıkarmalıyız.
Çünkü...
Koltuktan değer kazananlar...
Ve o koltuklara sırtını dayayanlar var.
Hepsine dokunmalıyız!