‘Dokunulmazlık’ GÜNDEMİ
Milletvekilleri YENİDÜZEN’e eski Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün açıklamalarını değerlendirdi
Ayşe GÜLER
Hakkındaki Başsavcılık raporu ile milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması gündeme gelen eski Başbakan, UBP Milletvekili Hüseyin Özgürgün’ün YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamalar, siyaset kulislerini de hareketlendirdi.
UBP Genel Sekreteri, Milletvekili Hasan Taçoy, Özgürgün’ün toplum nezdinde aklanması için dokunulmazlığının kaldırılmasında aksi bir durum görmediğini ifade etti, parti içindeki nabzın ‘suç varsa, bunun temizlenmesi, suç işleyenin cezasını çekmesi ’ yönünde olduğunu da aktardı.
Taçoy, Meclis Genel Kurulu’nun gündemine gelmesi halinde, Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasına olumlu oy vereceğini de açıkladı.
CTP Milletvekili Asım Akansoy ise “Her kimin için gelirse, dokunulmazlığın kaldırılması gerekir” diyerek, olaya, kişisel ve duygusal bakma hakkına sahip olmadıklarını, dokunulmazlığın kaldırılmasının bir suçluluk meselesi olmadığını belirtti.
Öte yandan Eğitim Bakanı, TDP Milletvekili Cemal Özyiğit, Özgürgün ile ilgili fezleke gelir gelmez, gerekeni yapacaklarını kaydederek, ‘Artık ben aktif siyaseti bıraktım, görevden ayrıldım, beni rahat bırakın’ deme hakkı kimsede yoktur, olmamalıdır” şeklinde konuştu.
Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu da bu konuyla ilgili mahkemeye yolunun açılması gerektiğinin altını çizerek, Özgürgün ile ilgili poliste araştırılmakta olan dosyaların önemli olduğuna işaret etti.
YDP Milletvekili Erhan Arıklı da gündeme gelmesi halinde olumsuz oy kullanacaklarını belirtti, kendisinin de mal beyanları konusunda unuttuğu bildirimler olduğunu, bu konuda Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay ile görüşeceğini ifade etti.
VEKİLLER NE DÜŞÜNÜYOR?
UBP Genel Sekreteri, Milletvekili Hasan Taçoy:
“Özgürgün’ün toplum nezdinde aklanması için dokunulmazlığının kaldırılmasında aksi bir durum görmüyorum”
“Tüm milletvekilleri, hiçbir şekilde şaibe altında kalmak istemez. Ben, vekillerin zaman zaman bazı suçlamalara maruz kaldıklarını, bununla birlikte ömür yaşamaktansa, bir şekilde çözülmesini arzu etmeleri gerektiğine inanıyorum. Eski Başbakan İrsen Küçük’ün benim için yapmış olduğu bir suçlamaya yanıt vermeye tercih ettiğim yol; kendi kendimin dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etmemdi. Ben, böyle bir yol takip ettim. Her yiğidin kendine göre yoğurt yemesi var. Özgürgün’ün ise tam ters tavrı var. ‘21 yıllık vekilim, bu nedenle araştırma, soruşturma gerektirmez’ şeklinde. Benim hayat felsefem, bunun böyle olmaması yönünde. İnşallah bu konuyu parti grup toplantısında da tartışırsak, orada bu görüşlerimi ortaya koyacağım. Kendisinin dokunulmazlığının kaldırılmasına olumlu oy verme taraftarıyım. Bütün dokunulmazlıkların kaldırılması için Meclis’te anayasal değişiklik düşünüldüğü zaman da bu öngörü de bulunanlardan biridir. Özgürgün’ün bir suçu var demiyorum. Ama toplum nezdinde aklanması için böyle bir araştırma yapılmasında, dokunulmazlığının kaldırılmasında aksi bir durum görmüyorum. Kaldı ki, Savcılık tarafından yapılan suçlamada suç mesnedi de yoktur. Meclis’e istisna olarak ‘unuttum, özür dilerim. Mal beyanımı tazeliyorum’ diyebilir. Bundan ötürü de suç mesnedi olmadığı ortada. Hal böyleyken de dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı çıkmasına anlam veremem. Tabii ki bu prensip meselesi… Parti içindeki nabız, ‘suç varsa, bunun temizlenmesi, suç işleyenin cezasını çekmesi ’ yönündedir. Ama burada bir suç henüz daha yoktur. Biz partinin mali hesaplarla ilgili Özgürgün’den de açıklama istedik. Ama henüz bir gelişme yok. Yargıya taşınması parti yetkili organlarının alacağı karardır. Yüksek Seçim Kurulu hesapları inceler. Sayıştay vasıtasıyla yaptığı incelemede gerekli tedbirleri alır diye düşünüyorum.”
CTP Milletvekili Asım Akansoy:
“Her kimin için gelirse, dokunulmazlığın kaldırılması gerekir”
“Hukukun üstünlüğü hepimiz için esas ve bağlayıcı ise yasaların öngördüğü, yaşam düzenini savunmak ve ona göre kendimizi düzenlemek her şeyden önce siyasetçilerin görevi olmalıdır. Bugün siyaset kurumu yıpranmışsa, toplum siyasetçilere güvenmiyorsa, bunun esas sebeplerinden bir tanesi de görev sürelerinde yasal mevzuata uygun hareket etmeyi, hukukun üstünlüğünü kişisel olarak da benimsemekten uzak durmayı tercih etmelerinden dolayıdır. Mesele; kişiye özel olarak değerlendirilmemelidir. İsimler bağlamında değerlendirilmemelidir. Hukuk, kendi içinde bir bütündür. Eğer beğenmiyorsak, gerekli yasal düzenlemeleri elbette yaparız. Ama bugün var olan mevzuat içerisinde hepimizi bağlayan şartlara uymakla mükellefiz. Bir yerden başlamak lazım... Özgürgün, ülkenin önemli siyasetçilerinden biridir. Yıllarca ülkeye hizmet eden, Başbakanlık yapmış bir kişidir. Elbette kendisi ile ilgili ortaya konan iddiaları savunacaktır. Herhangi bir şekilde, suçluluk durumu şu anda söz konusu değildir. Bununla ilgili Savcılığın iddiaları varsa, günün sonunda yargıya taşınır, yargıda da şekillendirilir. Olaya, kişisel ve duygusal bakma hakkına sahip değiliz. Dokunulmazlığın kaldırılması bir suçluluk meselesi değildir. Meclis yargı makamı değildir. Her kimin için gelirse, bunun uygulanması, dokunulmazlığın kaldırılması gerekir. Özgürgün’ün de dokunulmazlığının kaldırılması gündeme gelirse, olumlu oy veririm.”
Eğitim Bakanı, TDP Milletvekili Cemal Özyiğit:
“Fezleke gelir gelmez, gerekeni yapacağız”
“Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik fezleke gelir gelmez, gerekeni yapacağız. Kişisel midir, değil midir? Bir toplumu yönetmeye talip olan bir kişinin yaptıkları, kişiselliğin ötesine geçer. Herkes buna dikkat etmelidir. Yıllarca milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık yapmış bir kişiden bahsediliyor. Kişisel meselesi değildir. Hesaplarıyla ilgili mahkemeye de verdiği şeyler vardır. Bununla ilgili ulaşan bilgi ve bulgular Başsavcılığa iletildi. Başsavcılık da bu doğrultuda adım atmak zorundadır. Biz Başsavcılığın bir an önce ilgili fezlekeyi hazırlayıp, Meclis’e göndermesini bekliyoruz.
Aktif siyaseti bırakması, hem toplumda kendine olan tepki, hem de partideki değişikliğe yönelik bir tepkidir. Aktif siyaseti bıraksa, vekilliği sona da erse, bu toplumun yönetimdeyken yaptıkları, varsa yasa dışılık, usulsüzlük, keyfilik ve diğer şeyler… Bunlar nereye giderse, peşinden gelir. ‘Artık ben aktif siyaseti bıraktım, görevden ayrıldım, beni rahat bırakın’ deme hakkı kimsede yoktur, olmamalıdır. Geçmişte peşine düşülmeyen çok insan oldu. Bu da bu toplumun ayıbıdır. Muhalefetteyken de iktidardayken de aynı şeyi söylüyoruz. Biz yanlış bir şey yaparsak, yarın bizden birilerinin hesabını sorabileceğini biliyoruz. Bu doğrultuda topluma hizmet veriyoruz. Yaptıkları yargı açısından usulsüzlüklerse herkes buna katlanacak.”
Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu:
“En güzeli mahkemeye yolunun açılması”
“ Hüseyin Özgürgün ile ilgili 4 dosyadan, 2’si hazırlanarak Meclis’e geldi. Hazırlanan dosyalara bakıldığında, oradaki olay hepimizin başına gelebilecek bir şeydir. Eksik bildirimden, yasaya eksik davranıldı… Nereden Buldun Yasası adlandırdığımız, kamu çalışanları, idareciler ve üst düzey yöneticilerin mal varlıklarıyla alakalı, daha şeffaf olmaları, ileri safhada ne şekilde araştırma yapılacağına dair bir yasadır. Bu yasayı çok hızlı bir şekilde komiteden geçirmek gerekiyor. Bu çalışma komiteye gelmişti. Komite aşamasında bazı düzeltmeler olması gerektiğine inanıldığı için geri çekildi. Çok hızlı şekilde bu çalışmanın komiteden geçirilmesi gerekiyor. Geriye dönüp bakıldığında, birinin zarfı açıldığında, ortada somut delil yoksa ne şekilde mal varlığının araştırılacağına dair yol haritası yok. Bu kadar zamandır, siyasiler bir adım atmadı. Bir mal beyanından diğer mal beyanına aynı bildirim yapılıyorsa, ya da arada bir şey aldığında ek bildirim 1 ay içinde yapılmıyorsa suçtur. Herkesin, özellikle eski vekillerin geriye dönük, didik didik aranmalıdır. Bunun nasıl yapılacağıyla ilgili yasa yok. Bu da ciddi sıkıntıdır. Zaman içerisinde bizim de duyduğumuz, beğenmediğimiz su istimallere yol açtı. Özgürgün ile ilgili bazı hesap bilgileri ve rakamlar çıkmıştır. Bu rakamları da herhangi bir vekil, aldığı maaşla biriktirmiş olamaz. Özgürgün konusunda, bu doğrultuda, diğer iki dosya ile birlikte esas kararı göreceğiz. En ufak bir dosya da olsa, Savcılık mahkemeye götürmem için dokunulmazlığın kalkması lazım diyorsa, bunu yapmak lazım. Suçsuzluğu da varsa bunu ispatlasın. Poliste araştırılmakta olan dosyalar önemli. Onlarla birlikte daha ciddi istidatlar gündeme gelecektir. En güzeli mahkemeye yolunun açılmasıdır. Eğer suçsuzsa da bunların ispatlanmasıdır.”
YDP Milletvekili Erhan Arıklı:
“Benim de mal beyanında unuttuğum bildirim var”
“Bu tip meselelerde genellikle olumsuz oy kullanıyoruz. Elbette ki günü gelince, iddiaları ortaya koyup incelediğimizde ona göre tavır takınacağız. Prensip olarak, bu sebepten dolayı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını uygun görmüyoruz. Genel düşüncemiz; kürsü dokunulmazlığı dışında tüm dokunulmazlıkların kaldırılmasıdır. Bunu yapmayıp, birkaç vekili hedefe alıp, hayatını didik didik ederek, bir şeyler çıkartarak, siyasi malzeme haline getirirseniz, önünü alamayız. Özgürgün’ün mal bildirimine bir takım şeyler koymamış. Ben de mal beyanında bulundum. Röportajı okuduktan sonra aklıma geldi ki, Ardahan’da babamdan kalma araziler tereke aşamasında. Onu mal bildirimine yazmamışım. Bu arazileri satıp, bir miktar parayı Kıbrıs’a getirirsem, bu parayı nereden buldun, mal beyanında yazmadın diyecekler. Döneceksiniz, bunu kamuoyuna izah etmeye çalışacaksınız. 15-20 dakikalık süreydi, acemiliğin de getirdiği bir şey. Unutmuşum, yazmadım. Meclis Başkanı’na soracağım, unuttuğum bir şey var, nasıl ekleyebilirim diye görüş alacağım. Bu tip şeyler olabilir. O da eşinin aracını ve evini yazmamış. Bu meselelerle ilgili dokunulmazlığın kaldırılması gelirse, tavrımız ret olur. Bu ülkede, yapanın yanına kar kalan bir sistem geliştirildi. Siyasiler göz ardı edilmesin, diğer taraftan da asıl malı götürenler örtbas edilirse, bu yanlıştır. Hüseyin bey, aktif politikayı noktaladığını söyledi. Böyle bir şey olması halinde üzülürüm. Halkın oyu ile seçilmiş bir kişi. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Bunun neticesinde devamsızlık yaptığını ifade ediyor.”