1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Dome Hotel Belgeseli
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Dome Hotel Belgeseli

A+A-

Simge, Dome Hotel’in hüzünlü ve gururlu hikâyesini anlattı.

Dome Hotel’i biliyorduk, geçmişini belgeselde anlatıldığı gibi çok geniş bilmesek de bugünlerde çalışanlarının omuzlarında yükselen neredeyse tek yerli kalmış kuruluşumuzun yine çalışanların kalması için elimizden geldiğince desteğimizi veriyorduk.

***

Ancak Simge Çerkezoğlu ve Mehmet Alasya’nın belgeselinden sonra bu destek çok daha anlamlı oldu.

Dome Hotel’in kuruluşundan bugüne, araya 1974’ün girmesiyle değişen hikâye ve gelinen bugün…

45 dakikaya sığdırılmaya çalışılan ve geceye konuk olarak katılan ünlü belgeselci Nebil Özgentürk’ün dediği gibi “dünyanın her tarafında dönmesi gereken bir belgesel”.

***

‘Catsellis Dome Hotel’ nasıl kuruldu, sahiplerinin başka düşünceleri var mıydı ve sonrası…

Hotel’in sahibi Costas, çok çalışkan biri olduğu için aslında ‘inek’ anlamına gelen ‘catselli’ lakabı takılmış ona… Onun için de Hotel’in ilk adı ‘Catsellis Dome Hotel’ olmuş.

İşler iyi gitmeye başlayınca hemen yanındaki arazinin de sahibi olan aile (şimdi Atatürk Büstü’nün olduğu yer) ikinci Hotel’i yapmayı düşünmüşler ama araya 1974 girmiş.

***

Bu düşünceleri geceye de katılan torun Costas anlattı belgeselde… Torun Costas, 1974’te 175 yatak kapasiteli Hotel’de 700-800 kişiyle kalmak zorunda kaldıklarını anlattı. Belgesel için şimdiki Dome Hotel’in salonlarını, odalarını gezen ve o günleri hatırlayan Torun Costas, mütevazı ve sıcak kişiliğiyle ‘barış belgeseli’ diyebileceğimiz belgesele önemli bir katkı koymuş oldu.

***

Ve bugün için çalışanların elinden alınıp başka birilerine verilmesi için çalışılan zamanlarI yaşıyoruz… Anlıyoruz ki hükümetin bu konuda, yani Dome Hotel’in çalışanların yönetiminde kalması yönünde bir tavrı var.

O çalışanlar ki hayatlarını o Hotel’de geçirmiş çok insanın olduğu, genç yaşta girdikleri Hotel’de şimdi beyazlamış saçlarıyla yine ‘evlerinde’ müşterilerine hatta ‘ailemiz’ olarak tanımladıkları müşterilerine hizmet vermeye çalışıyorlar. Hem de ilk günün heyecanıyla…

Orada çok fazla anı var, çok fazla emek var, çok fazla ter var… Daha önce de yazdığım gibi Hotel’e her gittiğinizde sizi karşılayan, size merhaba diyen, hal-hatır soran dost-arkadaş çalışanların varlığı ve Hotel’i sahiplenişleri, daha önce Vakıflar üzerinde yük olan o kurumun kâra geçmesini, yeniden parlamasını sağladı.

Bu yüzden; Tarihinin akıp gitmesi, anılarının uzun süre yaşaması, başka anıların birikmesi, verilen emeğin boşa gitmemesi, başkalarının yani yabancı birilerinin eline geçmemesi için karar merciinde olanların ve de her bireyin desteklerini Dome Hotel’e vermeleri gerekiyor.

***

Simge Çerkezoğlu, Mehmet Alasya ve müzikleriyle Okan Ersan ve de diğer katkı koyanlar… İyi ki bu belgeseli yapmışlar, iyi ki bu tarihi not etmişler, iyi ki ‘barış’ı yazmışlar, iyi ki bizi davet etmişler, iyi ki en güzel yerde, Dome Hotel’de bu anıları izlemişiz… Ellerine sağlık.

 

 

 

 

Bu yazı toplam 3028 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar