“Dome Hotel satılık değildir”
Bu hafta Dome Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Karaman ile Dome Hotel’de yaşananları konuştuk.
Fayka Arseven Kişi
Dome Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Karaman, Vakıflar İdaresi ile Dayanışma Turizm Ltd. arasında imzalanan sözleşmeyi Vakıflar İdaresi’nin uzatmama tavrında olduğunu ifade ederek, “kavgaya ve mücadeleye hazırız, Dome Hotel satılık değildir” dedi.
Dome Hotel çalışanlarının 10 yıl önce “üreten biziz, yöneten de biz olmalıyız” diyerek yola çıktığını anımsatan Karaman, bugün bunun başarıldığını,10 yıl öncesine göre gelirlerde artış, hizmette memnuniyet ve otele önemli yatırımlar yaptıklarını vurguladı.
Bütün siyasi partilerin bu modelin devam etmesi yönünde görüşünün olduğunu anımsatan Karaman, Vakıflar İdaresi’nin ise tam tersi tavır içerisinde olduğunu kaydetti.
Karaman, “Niyetleri; çalışanların ödeyemeyeceği kirayla, herkesin beğendiği, takdir ettiği, topluma ciddi katkıları, sektörde bir mihenk taşı görevi gören bu modeli diğer işletmelere benzetmek. Buradan daha çok para alıp, daha çok sadaka dağıtma düşüncesi var” ifadesinde bulundu.
Bu hafta Dome Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Karaman ile Dome Hotel’de yaşananları konuştuk.
- YENiDÜZEN: 10 yıl öncesine gidersek Dome Hotel hikayesi nasıl başladı?
- Bayram KARAMAN: 15 Mayıs 2008’de Dome Hotel’in işletmesini 10 yıllık süre için aldık. 14 Mayıs 2018’de süre bitecek. ‘Üreten biziz yöneten biz olmalıyız’ diyen bir düşüncenin temsilcileri Dome Hotel’de bunu gerçekleştirdi.
Şöyle düşünürsek; 77’de Bülent Ecevit hükümete geldiğinde oluşturulan kitlerin hepsi gittiydi. Hatta Ecevit, Kıbrıslı Türklere Lefkoşa’da bir mitingde ‘lütfen bize benzemeyin’ demişti. Planlı ekonomi vardı, kamu iktisadi teşebbüsleri oluşturuldu, üretim başladı, istihdam imkanları yaratıldı ve turizm işletmeleri, sanayi holding gibi topluma sağladığı faydalar tartışılmaz kurumlarımız vardı, hepsi elimizden gitmişti.
2006’da başlayan bir süreçte Dome Hotel ile ilgili ciddi tıkanıklıklar yaşandı. Yani artık kendine yetmeyen, yatırım yapamayan, kaynak üretmek bir yana kaynak tüketen bir yapı oluşturuldu. 1997’den itibaren her kritik dönemeçte ‘Dome Hotel özelleşsin’ diye ekonomik paketlerde yer aldı. Turgut Özal ile ‘Vakıflara ait oteller özelleştirilsin’ diye buraya dayatılan bir şeydi bu. Özal, Ecevit’in tam aksine ‘bize benzeyin’ diye politika ile geldi.
Turgut Özal’ın 5 Aralık 1986’da buraya ekonomik istikrar tedbirleri adıyla imzalattığı programla Kıbrıs’ta çok şey değişti. 2008’de CTP, Dome Hotel ile ilgili ‘dur’ dedi. Başbakan Ferdi Sabit Soyer, CTP’nin Genel Sekreteri Ömer Kalyoncu idi. Vakıflar İdaresi Dome Hotel’e ortak arıyordu. Vakıflar bir türlü kaynak tüketen yapıyı, kaynak üreten bir yapıya dönüştüremedi. Biz o zaman sendika olarak “ortak aranıyorsa biz varız” diye ortaya çıktık. O zaman birçok kesim CTP’yi, “CTP, milletvekilinin başkanı olduğu sendikaya Dome Hotel’i peşkeş çekiyor” diye eleştirdi. Bir tek CTP kendi insanına, sendikasına güvendi ve Vakıfları da garantiye alan bir anlaşma ile bir sözleşme imzaladı.
“Hükümetteki dört partinin de tavrı sözleşme süresinin uzatılmasını düşündüğü yönündedir. 4 siyasi partinin 4’ü de seçimden önce geldi, bu modeli kendilerine anlattık.”
- YENiDÜZEN: Neydi Vakıfları garantiye alan? Neden böyle bir şey yapılmaya gerek duyuldu?
- Bayram KARAMAN: Dome Gazino, Vakıflar’a bırakıldı. Kirayı Vakıflar alacak. Marina’nın gelirleri de Vakıflara kalacak. Çalışanlar sadece Dome Hotel’in konaklama faaliyetini, yiyecek, içecek faaliyetlerini üstlenecekti. Bu da neyin karşılığında olacaktı? Çalışanlardan Vakıflar sorumlu olmayacaktı. Yatırımlardan Vakıflar sorumlu olmayacaktı. Yapılan yatırımlar da 10 yılın sonunda Vakıflara kalacaktı. Zarardan Vakıflar sorumlu olmayacaktı. Burayı çalıştıranlar sorumlu olacaktı. Kar eşit bölüştürülecek. Yüzde 30 Vakıflara, yüzde 30 çalışanlara yüzde 40’ı da gene otele yatırım olarak dönecekti. Çünkü otelin yatırıma ihtiyacı vardı.
Bir gazetecinin değerlendirmesi de şöyleydi; Yani aklı başında hiçbir patron, hiçbir işverenin kabul etmeyeceği bu ağır koşullarda neyinize güvendiniz de bu otelin bu şartlarda işletmesini üstlendiniz’ diye sordu.
Biz bu otelin çok iyi yönetilmediği ve gelirinin yüksek olduğu dönemlerde yatırım yapılmadığı için bu duruma düştüğünü, bizim bunun üstesinden gelebileceğimizi söyledik. Birçok çevre de işçiler böyle bir şey yapabilir mi? Nasıl yapacak? İşçiler mi yapacak bu işi? diye sordu. Bütün otellerde, bütün işyerlerinde her işi işçilerin, çalışanların yaptığını hatırlattık. Burada veya başka otelde patron gelip de yemek pişirmez. Ya da resepsiyonda da çalışmaz, teknik işleri de yapmaz.
Bu modelin oluşmasına katkı yapan insanlara da teşekkür ettik. Çünkü bugün dünyada belki çok az örneği var bu modelin.
Murat Karayalçın özel olarak geldi bu modelin detaylarını öğrenmek istedi. ‘Rahmetli Bülent Ecevit ile rüyamdı. Biz gerçekleştirmedik tıpa tıp aynısı olmasa bile sizin bu işi başarmış olmanızdan büyük mutluluk duydum” dedi.
Hizmet kalitesini artırdık ve en hızlı hizmet kalitesini artıran otel ödülünü aldık.
‘Otelin yatırıma ihtiyacı var’ deniliyor. Her otelin hatta yeni yapılan otellerin bile yatırıma ihtiyacı var. Ama bana sorarsınız Katsellis döneminden başlayarak, Vakıfların da yönettiği dönemden de bugüne, bu otelin en iyi durumu şimdidir.
Vakıflar döneminde Türkiye’den misafirler getirirdik, sendikalardan insanlar gelir giderdi ve ikinci kez gelmek istemezdi. ‘Başkan gelmek isteriz ama suyunuz akmıyor, ısıtmanız yok’ diye de söylerlerdi. Çünkü hidrofor yoktu. Bütün alt yapıyı yeniledik, yeniliyoruz ve tüm bunları işçiler yapıyor. Yani şikayetleri ortadan kaldırdık. Restorandı, cafeyi yaptık. Bize bunlar Katsellis’ten Vakıflar’dan da kalmadı. Dolayısıyla 10 yıllık bir süre içinde çalışanı mağdur etmedik, herkesten önce maaşlarını aldılar. Sektördeki en iyi maaşı geçmişteki gibi şimdi de Dome Hotel çalışanları alıyor. Geçmişte de çalışan emekli oluncaya kadar çalışırdı, şimdi de… .
“Sözleşmenin uzatılmamasını isteyen bir analiz raporu elimize geçti. Çirkin, tamamen yalan, hukuk dışı, demokrasiye aykırı öngörüleri olan bir analiz raporu.”
- YENiDÜZEN: 10 yılda otel çok iyi noktaya gelirken, neden süre uzatılmayacak?
- Bayram KARAMAN: Uzatılmama kararını nasıl yorumlayacağınızı bilmem. Vakıflar’dan kaynaklanan hoş olmayan, iyi niyete dayanmayan bir takım yaklaşımlar görüyoruz. En son sözleşmenin uzatılmamasını isteyen bir analiz raporu elimize geçti. Çirkin, tamamen yalan, hukuk dışı, demokrasiye aykırı öngörüleri olan bir analiz raporu. Biz onlara cevaplarımızı verdik.
Oteller Encümenliği Vakıfların talimatı ile otele baskın yaptı. Vergi Dairesi hiçbir otelde uygulanmayan sadece Dome Hotel’de uygulanan ve personelin yararlandığı bir konuda oteli vergi baskısı altına almak istedi. Mahkemeye verildik. 2009’da CTP hükümetten düştü, değişen iktidar Vakıflar yönetimini de değiştirdi. O zamanın genel müdürü bizi mahkemeye verdi. 4.5 yıl mahkemelerde uğraştık. Mahkemeyi kazandık. İstinaf süreci de dahil olmak üzere kazandık. Mahkemeye de saygıları yok. Vakıflar 3.5 milyon zarar ederken, üstünden casino ve marina geliri aldı. Tüm sorumluluğu da çalışanların sırtına yükledi. Vakıflar neden kayba uğrasın ki? Bir tek şekilde kayba uğrar. Başka ülkede yapılmak isteneni yapmak istiyor. Yapmak istediği; ‘elden çıkaralım, çok para alalım böylece memleketi kurtaralım.’ Ama gördük ki elde avuçta ne varsa verdik ne memleket kurtuldu ne elimizde avucumuzda bir şey kaldı.
- YENiDÜZEN: Vakıfların böyle bir karar aldığı size beyan edildi mi? Siz yönetimle görüştünüz mü sürenin uzatılmasına dair?
- Bayram KARAMAN: Sürenin uzatılması için müracaatta bulunduk. Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu üyesi olan DP’yi temsilen, UBP’yi temsilen üyeleri aynı zamanda bizim Dome Hotel’in işletme yönetim kurulu üyeleridir. Hepimizin oybirliği ile ‘Dome Hotel önemli, büyük toplumsal faydalar sağlıyor. Bu nedenle bu sözleşme uzatılsın’ diye karar aldık. Bu karara göre de Vakıflar İdaresi’ne müracaatta bulunduk. Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu üyelerinin bu kararına rağmen Vakıflar Genel Müdürü, Vakıflar Yönetim Kurulu’nun belirlediği kararlar çerçevesinde ancak faaliyet gösterebilecekken bize bir avukat vasıtası ile sözleşmeyi uzatmayacağı yönünde yazı gönderdi.
- YENiDÜZEN: Bu anlattıklarınız ne zaman oldu?
- Bayram KARAMAN: Yaklaşık 5-6 ay önce… Şimdi nasıl bir anlayıştır bu? Vakıflar İdaresi’ni kim yönetiyor. Vakıflar İdaresi’nin yönetiminden sorumlu olan makamlar kim? Bunu sordum. Bunu siz Vakıflar Yönetim Kurulu’nda görüştünüz mü? ‘Hayır görüşmedik’ denildi. ‘Peki size bu kararı ben zorla mı aldırdım?’ diye sordum. ‘Hayır biz gördük, tebrik ederiz, daha önceden tanımadan bilmeden farklı şeyler söyledik ama görüyoruz ki Dome Hotel çok güzel işler yaptı. İstihdam, yatırım, kaynak yaratmada önemli işlev üstlendi. Dolayısıyla biz can gönülden inandık ve uzatılması yönünde karar alınmasını istedik’ cevabı verildi.
Geçmişte ve şimdi de hükümeti oluşturan partilerin de bu konuda bir ters düşüncesi yoktu. Yani CTP’nin de UBP’nin de DP’nin de TDP’nin de HP’nin de… Partiler bu otelde ‘Dome Hotel’in dünü bugünü gösterisine katıldı. Bu sözleşmenin uzaması gerektiğini hepsi deklare etti.
Dome Hotel çalışanlarının 10 yıl önce “üreten biziz, yöneten de biz olmalıyız” diyerek yola çıktığını anımsatan Karaman, bugün bunun başarıldığını,10 yıl öncesine göre gelirlerde artış, hizmette memnuniyet ve otele önemli yatırımlar yaptıklarını vurguladı.
“Başarı Vakıflar İdaresi’ni rahatsız ediyor”
- YENiDÜZEN: Bu kadar bu modeli destekleyen ve devam etmesini isteyen çevre varken ve otel de geçmişten daha iyi durumda iken Vakıflar İdaresi’nin amacı nedir?
- Bayram KARAMAN: Buradan daha çok para kazanmak... Vakıflar vasıtasıyla belli merkezlere olumsuz yönde gerçek dışı propaganda yapıldı. Mesela ‘Dome Hotel çok ucuza kiralandı’. Dome Hotel kiralanmadı. Dome Hotel bir ortaklık işletmesidir. Üretenlerin yönetimde söz sahibi olduğu bir işletmedir. Vakıflar İdaresi burayı çok ucuza vermedi, burayı bu modele açan iktidar Vakıfların gelirini garanti altına aldı. Yani şöyle; eskiden konaklayan misafirin parası otele kalıyordu. Gazinonun parası otele kalıyordu, Vakıflar İdaresi’nin merkez bütçesinden 3.5 milyon TL yetebilsin, başa baş olsun diye buraya yatırıldı. Şimdi Vakıflar bu 3.5 milyon TL’yi göndermiyor, casinonun geliri de garanti gelir olarak Vakıflara kaldı. Biz ise kazandığımız ile bütün yatırımları yaptık. Doluluk oranını yüzde 50’lerden yüzde 70’lerin üzerine çıkardık. 5.5 milyon TL’lik bütçeyi 11.5-12 milyon TL’ye çıkardık. Hiç kimseye borcumuz yok. Hem iş yapan insanlar gününde zamanında parasını alıyor, hem çalışanlar parasını alıyor hem de Vakıflara kar payı veriliyor.
10 yıllık bir sürede çalışan insanların gösterdiği bu başarı Vakıflar İdaresi’ni rahatsız ediyor ve bize söylenen ‘biz casino ile birlikte burayı düşünüyoruz.’ Bu da şu anlama geliyor; ‘biz otelin sözleşmesini uzatmayı planlamıyoruz. Kim çok para verirse ona vereceğiz.’
“Bize söylenen: Biz casino ile birlikte burayı düşünüyoruz.’ Bu da şu anlama geliyor; ‘biz otelin sözleşmesini uzatmayı planlamıyoruz. Kim çok para verirse ona vereceğiz.”
- YENiDÜZEN: Turizm Bakanlığı da bir rapor hazırlamıştı sanırım. Bu rapor neden hazırlanmıştı, sonucu ne çıkmıştı?
- Bayram KARAMAN: Turizm bakanlığından bir arkadaş fizibilite çalışması yaptı ama bunu kendisine Vakıflar İdaresi sipariş etti. O raporda özetle söylediği şu; otel makul bir süre kapatılırsa ve otele çok büyük yatırım yapılırsa bu otel satış fiyatlarını artırabilir. Casino hariç. Yatırımı da casino kirasından bir şekilde katkı yaparak, kaynak sağlamak mümkündür. Bu sipariş edildi ve siparişe göre de rapor hazırlandı. Yani uzamaması için ne mümkünse yapıldı. ODTÜ kaynaklı bir firma ise ‘çok kısa sürede böyle yatırımların yapılması bunu başarmanız harika bir şey’ dedi.
Vakıfların niyeti bir şekilde bu modeli ortadan kaldırmaktır. Geçenlerde Ankara’da Vakıflar Genel Müdürünün kulağımıza gelen bazı söylemleri oldu. Dome Hotel’in böyle bir şekilde çalıştırılamayacağını ve kiralama yönüne gidileceğini, ‘istediğimiz kirayı verirlerse çalıştırsınlar’ dediğini biliyorum. Şimdi Turizm Bakanlığı’nda o arkadaşın hazırladığı fizibilite raporu, ardından müdürün bu açıklamaları zaten dervişin fikri ne ise zikri odur misalini ortaya koyuyor. Niyet çalışanların ödeyemeyeceği kirayla herkesin beğendiği, takdir ettiği, topluma ciddi katkıları, sektörde bir mihenk taşı görevi gören bu modeli diğer işletmelere benzetmektir. Buradan daha çok para alıp, daha çok sadaka dağıtma düşüncesi var.
“Burayı boşaltmayacağız”
- YENİDÜZEN: Dome Hotel çalışanlarının daha önceki direnişleri halen daha hafızalarda… Ola ki 14 Mayıs’ta sözleşme uzatılmazsa ne olacak?
- Bayram KARAMAN: Biz burayı boşaltmayacağız. Oteli işletmeye devam edeceğiz. Daha bugün bile yatırımlarımıza devam ediyoruz. Biz bu otelin ayakta kalmasını istiyoruz. Aslına uygun ayakta kalsın. ‘Burayı yıkalım Kıbrıs’ın en büyük kumarhanesini yapalım’ düşüncelerine fırsat vermeyeceğiz. Biz inanıyoruz ki Vakıflar İdaresi bu işten kazançlı çıktı. Kıbrıs Türk halkı kazançlı çıktı. Yıkılmaya yüz tutmuş Dome Hotel ayağa kalktı ve Dome Hotel de kazandı. Yani bu modelin kaybedeni yok, patronu yok. Burada sadece çok zengin olsun diye işçiler elini taşın altına koymuş değil. Sadece bir iddiayı gerçekleştirmek istedik ve gerçekleştirdik ‘üretenler de yönetebilir. Çok da iyi yönetir.’ Asıl unsur kar değil. Asıl unsur insandır. Çalışanlar da bunu gerçekten başardı.
“Ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler, ne kadar yalan söylerlerse söylesinler bu otel, bu kavgaya, mücadeleye hazırdır. Dome Hotel satılık değildir”
- YENiDÜZEN: Mücadeleniz ne boyutta olacak?
- BAYRAM KARAMAN: Bizi buradan atmaları biraz zordur. Yönetici biziz, çalışan biziz. Otele gelen misafirlerimiz ‘siz eylem yapın, biz temizlik de yaparız yemek de yeter ki bize haber verin’ diyor. Çünkü 30 yıldır bu otele gelip giden misafirimiz var. Toplumsal desteğimiz var. Ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler, ne kadar yalan söylerlerse söylesinler bu otel bu kavgaya, mücadeleye hazırdır. Yapabilecekleri tek şey var; hukuk dışına çıkamazlar. Hukuk içinde mücadele edecekler. Hukuk yoluyla bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyacağız. Umarım bizi ‘Vakıfları kim yönetiyor’ sorgusuna mecbur bırakmazlar. Yani Meclis’te temsil edilen bütün siyaset Dome Hotel’i başarılı bulurken ve sözleşmenin uzatılması gerektiğini söylerken, uzatılmaması için bahaneler yaratanlar herhalde bu toplumda başaramaz.
- YENiDÜZEN: Vakıflar İdaresi Başbakanlığa bağlı… İdare’nin tavrı bu iken Hükümetin bu konudaki tavrı nedir?
- Bayram KARAMAN: Hükümette yer alan partilerin bildiğimiz tavrı bu modelin çok insani bir model olduğu toplumsal faydasının tartışılmaz olduğunu ifade etmesidir. Sözleşme süresinin uzatılmasını düşündüğü yönündedir. 4 siyasi partinin 4’ü de seçimden önce geldi, bu modeli kendilerine anlattık. Biz 4’nün de o günkü değerlendirmelerinin değişmediğini düşünüyoruz. ‘Sözleşme uzatılsın, bunda bu toplumun yararı var’ dediklerini biliyoruz. Aslına uygun bu kadar başarılı bir model yaratmak çok önemli bir şeydir.
Bu otelde eski bir şey yok. Yiyecekler, içecekler eski değil. Alt yapısı eski değil. Bunun eskiliği sadece tarihi kimliğidir. Otel eski değil, yenileniyor. Sürekli tadilatı, tamiratı yapılıyor. 1930’larda yapılan bu otel dimdik ayakta duruyor. Tarihi kimliği oluştu. İnsanların burada hikayeleri var. Kıbrıslı olanların hepsinin bir hikayesi var. Girne Kalesi, Tarihi Yat Limanı ve Dome Hotel önemlidir. Bu oteli torunlarımıza miras bırakmalıyız, tarihi bir kimlik olarak geleceğe taşımalıyız. Çok para az para meselesi değil. Çok para kazananlar kumarhaneden kazanıyor. Dome Hotel’in kumarhaneden geliri yok. Ama buna rağmen kazanıyor. Piyasaya olan borcunu ödüyor, çalışanını ödüyor ve yatırım da yapıyor. Çünkü biz üretiyoruz. Vakıflar Başkanlığa bağlı ve CTP Başkanı ve Başbakan ‘çalışır yaparız’ sloganı ile seçime çıkmıştı. Dome Hotel işçisi çalıştı ve yaptı. Siyasilerden beklentim bize nasıl güvenildiyse o günün siyasetçileri ve bu model yaratıldıysa bugünün siyasetçileri de bize güvenip bizden sonraki kuşaklara güvenip bu modelin devamını istemelidir.