1. YAZARLAR

  2. Ayşemden Akın

  3. DOME: KAVGA BÜYÜYOR, BÜYÜYECEK
Ayşemden Akın

Ayşemden Akın

DOME: KAVGA BÜYÜYOR, BÜYÜYECEK

A+A-

Vakıflara ait Mare Monte Otel, Türkiye sermayesinin adadaki en büyük temsilcilerinden Merit’e kiralandığında Garavalılar büyük üzüntü yaşamıştı. Köy kahvesinde ‘anılmadık’ siyasi kalmamış, mesele ‘ayaklanalım’a kadar gitmişti. Köyün gençleri otele girişin yasaklandığı ve yıkımın başladığı günlerde otel yetkilileriyle gırtlak gırtlağa gelmişti. Çünkü ben de dahil yediden yetmişe herkesin anılarının üzerinden dozer geçmişti. Her şey taş yığınına dönmüştü. Mare Monte bizim evimizdi, bizimdi, bizim denizimizdi. Kıyıya yakın duran kayada poz vermemiş tek bir ergeni yoktu bu köyün. Dojen’in kaslı ve yağlı bronz tenini kıskanmayan tek bir Alman turiste de rastlanmadı bu civarda. Köyün gençleri yazları harçlıklarını çıkarmak için burada çalışırdı. Köyün okumuşları da bu otelde muhasebeci, alım-satımcı vs. olurdu. Turist kaynardı otel. Aynı aileler her yaz gelirdi, akraba olmuştuk artık. İlk mektup arkadaşımı da burada edinmiştim. Alman Georgea... Kıbrıs’a aşık bir aileydi. Her yaz mutlaka gelirlerdi ama sadece Mare Monte’de kalırlardı. Yerli halk da karpuz dahil getirmek suretiyle tüm günü denizde geçirirdi. Dedim ya orası bizim evimizdi. Çantadan çıkardığımız hellimli bolibifli sandviçleri rahatsız olmadan yediğimiz halkın plajıydı. Bir dünya anımız vardı o sahilde, o iskelede, o adada, o kayalarda. Artık bizim değil. Yıkık, dökük... Plajı ve beach-bar’ı halkın tepkilerinden sonra mahkeme sonuçlanana dek belediyenin kullanımında. Ne eski tadı kaldı ne de manzarası. Duvar yığınları ile doldu koy. Baktıkça içi acıyor insanın.

 

Mare Monte’de yaşananlar toplumsal belleğimizde yerini aldı ama ders alan hala yok. Vakıflar, Türkiye’nin talimatıyla Dome Otel’e sahip olmak, gerekirse özel işletmeci tutup işletmek istiyor. Vakıflar İdaresi Genel Müdürü İbrahim Benter, dünyada örnek olarak gösterilen Dome Otel’deki emek, üretim, hizmet modelinin kar ettirmediğini, Vakıfların buradan daha fazla para kazanması gerektiğini belirtiyor. Dome Otel’in sağladığı toplumsal fayda hesaplanmıyor tabii ama otelin yıllık geliri 70 milyon lira. 68 milyonu masraf, 2 milyon lira kar. İşçiler köle gibi çalıştırılmıyor, yatırımları eksiksiz yapılıyor. Otelin son 10 yılda Vakıflara ödediği gelir fazlası pay yaklaşık 800 bin lira. Kira şartnamesinde yazan kurallara da harfiyen riayet ediliyor. Son 10 yılda otele yenileme için harcanan para 7 milyon lira. 30 yıllığına kiralanan yerler bile bu rakamlarda yatırım yapmıyor. İşletmeyi Dome çalışanları aldığında yıllık cirosu eski parayla 5 trilyon olan otelin şimdiki cirosu 11 trilyon lira. Ama Vakıflar oteldeki modeli beğenmiyor. 15 Mayıs’ta sonlanacak kira sözleşmesi nedeniyle çalışanlar günlerdir tedirgin. 134 çalışanı ile 600’e yakın esnafla  ilişki içinde olan Dome Otel’den 1 milyon lira daha fazla kira almak için özele peşkeşin önünü açmakta beis görmeyen Sayın Benter, devletin kanalında sponsor olduğu programa çıkıp liberal ekonomi dersi vermek yerine casinonun olmayacağını vaat ettiği, 150 odalı Dome Otel’de kahve, çay, börek satarak mı büyük karlar sağlayacak bunu bir anlatsın. Benter özel bir şirkete hazırlattığı fizibilite çalışmasını öne sürüp, otelin ‘makul’ bir süre kapatılmasının ardından büyük bir yatırımla lüks müşteriye hizmet eder hale getirilmesiyle yılda 500 bin Euro kazanacağını düşünüyor. Vakıfların işi kamusal faydaysa ve kolladığı bu mallar halkınsa bu malları özele devretme, ‘daha çok yoksula yardım yapacağız’ diyerek para kazanma derdine düşmenin izahı ne? Sakladığınız, aklınızın gerisindeki ne? Bunu soranları ayıplamak yerine açık olunuz. Dome Otel’e dokunulmasına izin verilmeyecek. Sizi temin ederim kavga büyüyor, büyüyecek.  

Bu yazı toplam 5736 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar