Döndüm ve rahatladım!
Artık hiiiiç umurumda değil!
Ben de Ersin abim, Ünal abim, Zorlu abim hatta Ali Pilli abim gibi olacağım!
-*-*-
Yüce devlet, yüce devlet diye ağlayacağım ama grip dahi olsam, yüce devletin hastanesi yerine, lüks özel hastanede bakınacağım; haaa parasını öder miyim ödemez miyim bilmem!
Hallederik!
-*-*-
Koskoca toplum lideri; affedersiniz sürü kadar danışman; aman en küçük diplomasi kuralına dahi takmaksızın, sırf koltuğum, popülaritem için ağzıma geleni söyleyeceğim!
“Simon Aykut için uğraştım” diyeceğim ama zavallı adamı yaktığım zerre umurumda olmayacak!
Bana ne!
Zaten adam Yahudi!
-*-*-
Haaaa, Yahudi demişken; bir yandan İsrail’i suçlayacağım ama öte yandan İsrail’e petrol satan en yakın dostu İlham Aliyev’e “kardeşim”, o petrolü taşıyanlara da “canım anavatanımın canım büyükleri” diyeceğim!
-*-*-
Zerre umurumda değil!
Okullar tamir edilemiyor mu?
Merkezi İhale Komisyonu ile İnşaat Müteahhitleri Birliği en üst düzeyde cın jı cın işleri mi yapıyor?
Okula ne gerek var ki?
Ne yani çocuklar okusun da sonra başımıza bela mı olsunlar?
-*-*-
Külliye mi?
Heyecanla bekliyorum!
Çok ciddiyim!
Artık tek bir laf etmeyeceğim!
Okul yokmuş, hastane yokmuş, külliye yapmak görgüsüzlükmüş falan asla demeyeceğim!
Yapanların ellerinden öperim, helal olsun, bir an önce bitirin da yollarında yürüyelim, bisikletimizi sürelim, törenlerde bayrak sallayalım, namazımızı da çok acil ihtiyacımız olan camisinde kılalım!
-*-*-
Nüfus mu?
Lütfen daha çok gelsin!
Lütfen, lütfen, lütfen!
Külliyemiz olmazsa itibarımız olmaz ve üstelik Rumlar bizi kesebilir değil mi?
Bundan şüphem yoktu zaten!
Aynı şekilde, bu Ada’nın Kuzey yarısındaki “hain” nüfusun azaltılması adına, ben ve benim gibi işbirlikçiler ya da dönekler dışındakileri susturabilmek adına, taşıyabildiğiniz kadar taşıyın; Antep’te değil, Türkiye’deki her konsolosluğumuzda KKTC vatandaşlığı verin; hatta önerimdir, bir de öylesine isim koymak istiyorsanız bu “verişlere”, “gollifa sistemi” deyin!
Çok hoş!
Bayağı da kültürel!
Yerel!
-*-*-
Efendim, nüfus artarsa okul yetmez, hastane yetmez, yol yetmez!
Zerre kadar umurumda değil!
Ölen ölsün, hayatta olanlara Allah kesinlikle rızkını verir!
-*-*-
Tıpkı Türkiye gibi!
Anavatanımız gibi!
Hani 10 yılda 15 milyon falandı ya nüfus; şimdilerde de neredeyse 90 milyon...
Aynı dönemde Yunanistan’ın 6 milyon olan nüfusu sadece 11 milyon olmuş mesela!
“Başımıza ne geliyorsa, nüfusun plansız artışından geliyor” iddiası, bir Yunan iddiasıdır!
Çünkü onlar sevişmeyi bilmiyorlar, doğuramıyorlar!
Greek Style ile doğum gerçekleşmez sevgili dostlar!
-*-*-
Federal çözüm mü?
Ne münasebet!
Rum bizi istemez, bizimle hiç bir şeyi paylaşmaz falan!
Böyle iyiyiz!
Şu andaki gibi rahatız!
Daha neler yazacağız neler, göreceksiniz!
-*-*-
Artık ben de sizin gibiyim!
Yaşasın KKTC!
Böyle olduğu gibi tamamdır!
Nasıl olsa Ersin abimin de benim de, ikişer pasaportçuğumuz var!
Biri Nikos’tan!
Öteki İngiliz’den!
Ve hakkımızdır tabii ki!
KKTC de bu arada sonsuza dek çok yaşasın elbette!
-*-*-
Neyse!
Döndüm baba, ohhhhh!
-*-*-
Başımı belaya sokmayayım!
Çünkü Ersin bey geçenlerde polislerle konuşmuş, yakında tutuklanabilirmişim!
Gerçekten korktum!
Şaka yapmıyorum!
Ve tekrar ediyorum, bu günden itibaren bir de dernek kurmuş bulunmaktayım!
Rumlar Bizi Kesecek Derneği!
Başkanıyım!
Yaşadığım sürece başkan kalacağım!
Her sene de tüm milliyetçi kardeşlerime, lüks bir otelde, bedava koşullarda kokteylli ödül töreni düzenleyeceğim!
Saçlarımı boyayacağım!
Falan ve de filan!
-*-*-
Sadece tek bir şartım var...
Dönüş işleminin gerçekleşmesi için ufak masraflarım olacak!
Hani cinsiyet de değiştirirken ameliyat masrafları olur ya!
Onun gibi masraflar!
-*-*-
Acaba diyorum, 2 milyon Sterlin verseniz, “Serhat sen o kadar etmezsin” mi diyeceksiniz?
En azından Ersin Tatar, 450 Sterlinlik borcunu ödese olmaz mı?
Londra’ya gitmiştik ve üç günlük harcırah alacağım vardı da!
-*-*-
Oh döndüm ve çok rahatım!
Kimdir be bu Serdinç Maypa ama?
Zar zar eder!
Yaşasın devletimiz; çalın da korkmayın!
“Çalın” derken!
Gitar ve saz be; yanlış anlamayın!
Zaten “çalacak” başka bir şey kalmadı gibi duruyor ya!
-*-*-
İyi Pazarlar efendim!
-*-*-
Pardon, uzattığımın fakrındayım ama şeyi şey etmeyi unuttum!
Hani hain muhalefetin özellikle de o Doğuş denen vatan düşmanının fotoğraflarını çektiği oy pusulaları var ya; ben o olayın gerçeğini öğrendim!
-*-*-
Üç UBP’li vekile, (isimleri bende saklıdır) bazıo vaatlerde bulunulmuş!
Birine bakan olacağı söylenmiş!
Ötekine geri dönüşsüz kredi!
Üçüncüsüne de “ömür boyu dilediği kişiyi dilediği işe sokma yetkisi”!
Üçü de heyecandan, mührü vururken elleri titremiş!
Aksini iddia edenler zaten Rum’dan para alıyor!
-*-*-
CTP tumba!
Ohhhh!
Yaşasın UBP, YDP ve DP!
“1974’te kurtarılmasaydık, belki şimdiki durumdan daha iyi durumda bile olabilirdik” diyecektim ki döndüğüm aklıma geldi; demiyorum!
İyi ki kurtarılmışız!
Haydi bitirin o külliyeyi, şükürler olsun!
Oh oh!
Çok mutluyum!
Tahsin abi beni yanına danışman olarak almaz mısın?
20 bin Euro maaştan başka bir şey istemem!
Söz, her istediğinde tavla da oynarık, meyhaneye da giderik!
Seni çok sevdiğimi da bilin zaten!
-*-*-
Yok, başıma saksı falan düşmedi!
Ağaç keserdim, bir dal çarptıydı dün sabah ama onunla alakası yok!
Döndüm!
Rahatladım!
Federal çözümcü herkese şiddetle tavsiyemdir!
Dönün, rahatlayın!
-*-*-
Bayraklarımı getirin, Besmeleyle namazımı kılmaya gidiyorum!
Sahi, Büyükelçimiz nerede kılıyor namazını?
Yanına sızacağım, en azından bakarak kılarım, hata yapmam!
Ersin abimin taktiği!
-*-*-
Bu arada unutmadan, “Gahbe Grivas! Gahbe Magarios! Gahbe EOKA B, kemikleriniz çürüsün!”
Yazı içerisinde de açıklamaya çalıştım; bu üç oy pusulasındaki çoklu mühürler kesinlikle geçerlidir! Bu üç kişi – her kimseler – memleketi çok sevdiklerinden dolayı aşırı heyecana kapıldılar, elleri titredi falan... Bu pusulalara “geçersiz” diyenler de bilmenizi isterim ki, Rum – Yunan dostudur! Bence bu konuyu en iyi bilen, aynı zamanda her şeyi çok iyi bilen, değerli Cumhurbaşkanımızdır... Bazı kendini bilmezlere göre bu üç mühür cinsi, Ünal abime karşı yapılan bir kaos operasyonudur... İnanamayın! Ünal abi ayaktadır, Anavatan yanındadır, daha ne isteriz ki! Üç oy pusulasına takmayın! Rum bizi keser! Çalmaya devam! Gitar be gitar! Hayırlı Cumalar... Pardon bugün Pazar mıydı? Aklımda hep Cuma var da! Büyükelçimizle ve Cumhurbaşkanımızla, Allah’ın da izniyle namazımızı kıldığımız o güzel gün! (Bu arada belirteyim, izledim, harika bir film; “Dönüş yalamaları”... Tavsiye ederim... Zübük gibi ama azıcık farklı... Çalıyorsunuz, yalıyorsunuz, biraz bayrak, biraz ezan yes b’annem)...