1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Dondurmam kaymak
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Dondurmam kaymak

A+A-

 

"En azından sen söyleme" dedi Serdar Denktaş, "Üreticiyi korumamız gerektiğini biliyorsun..."
Çünkü "ette ucuzluk" için ithalatın serbest bırakılmasını sormuştum.
"İthalatı serbest bırakırsak et ucuzlar ancak üreticiyi korumak zorundayız" demişti, Maliye Bakanı...
Demiştim ki, "O zaman dondurma ithalatını da yasaklayalım."
"İkisi aynı örnek değil" diye yanıtlamıştı Bakan...

...

Üreticiyi korumalıyız elbette...
Ama bir şartla, üretici de tüketiciyi koruması gerektiğini bilecek.

Hükümet de öyle...
Yoksa...
“Koruma” kalkanı bir "rant"a dönüşürse itiraz ederim.
İşçinin örgütlü mücadelesinden de yanayım, sendikadan...
Bunlarsız bir dünyayı hayal dahi etmek istemem.
Ancak bu "örgütlülük" bir sınıf değil “ayrıcalıklı zümre” mücadelesine dönüşürse de karşı çıkarım.
Ne zaman ki "sendikacılık" maskesiyle "aristokrasi"ye tanıklık ederim, onca mahalle baskısına aldırmadan bağırırım...

...

Elbette iyisini, doğrusunu, idealistini tenzih etmek gerekiyor.
Ama itiraf etmeliyiz ki fırsatçılığın prim yaptığı bir ülkede yaşıyoruz. Toplumsal hayaller daralıyor. Bencillik sürekli büyüyor.

...

Dondurma örneğine gelirsek...
Samimiyetle söyledim...
Yaz ülkesinde yaşıyoruz...
9 ay dondurma mevsimi...
Kıbrıs'ın her şehrinde efsane dondurmacıları vardır.
Dondurma üretimi bu adaya özgü bir kültüre dönüşebilir, nice aile de bunun üzerinden hayatını kazanır.
Niye bu ülkeye yurt dışından dondurma geliyor o zaman?
Hadi geliniz üretimi koruyalım.
Ve eğer üretici, tüketiciyi koruma gailesini kaybetmişse de adım atalım.

...

İnsanların temiz, kaliteli, sağlıklı  ve ucuz et tüketmesini istiyoruz.
Bu kadar naif bir beklentimiz var.
Tarım Bakanı diyor ki, et üretimi ihtiyacı karşılayacak düzeydedir.
Yetmez! Ucuz da olmalıdır!
Et de ekmek de süt de...
Elektrik de... İletişim de...

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2016 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar