Dört ‘karantinalı’ devasa hastane
“Şimdi mail geldi, sağlık organizasyonu yüksek risk grubunda olduğumu, bu nedenle evde kalmam gerektiğini söylüyor.”
Bir İngiliz dostumuz anlatıyor bunu, 60’larında, kalp sorunu var.
Evden dışarı çıktığı için takip merkezinden görmüşler.
Kameralardan değil telefonun sinyalinden!
* * *
Çin’de yaşayan birisi de şöyle anlatıyor alınan tedbirleri...
“Mobil telefonda mesajlaşma uygulaması WeChat üzerinden gruplar oluşturuldu. O uygulamalar üzerinden nerede olduğumuzu, ateşimizi her gün raporladık. Hatta aynı raporu günde üç kez farklı kanallara verdik.”
* * *
Bir başkası şunu söylüyor:
“Devlet maskeleri çok hızlı bir şekilde, vatandaşlık numarasına, yabancılara da pasaport numarasına göre sağladı. Bana mesela birkaç gün içinde mesaj geldi, şu şu eczanelerde senin için maske ayrılmıştır, kimlikle gidip alabilirsin...”
* * *
“Şu an Hong Kong Havalimanı'na inenlerin bileklerine, nereden geliyor olurlarsa olsunlar, takip cihazı takılıyor ve onlar kalacakları yerde kendilerini karantina altına alıyorlar 14 gün boyunca...”
* * *
Mesele herkesin en pahalısından birkaç cep telefonuna sahip olması değil a dostlar!
Bu değil zenginlik!
Teknolojiyi toplum yararına kullanamıyorsanız eğer...
O nedenle “kayıt altına almak” önemli hayatı, insanları!
* * *
Günü kurtarıyoruz hep ve buna da devam ediyoruz.
Şimdi örneğin bir grup uzman sağlık ve ekonomiye yoğunlaşırken, bir başkası da “normalleşme süreci” için çalışmalı, geleceği düşünerek...
Hangi iş yerleri, hangi koşulları yerine getirdikçe hizmete girecek örneğin, kimler, hangi koşullarda yeniden sokağa çıkacak, hangi meslek grupları nasıl çalışacak?
* * *
Ne kadar da anlamlı şu günlerde, İngiliz bilim insanı Charles Darwin’in sözü...
“Bilim ve sanat bir kuşun iki kanadı gibidir.
Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar.
Uçamayanlar ise tavuk olur.
Tavuk toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz!”
* * *
Hayatı planlamaktır en önemlisi...
İnsanı odağa alarak.
Önceliklere göre!
Öyle olsaydı eğer şimdi güvercinlerin gezindiği devasa bir boş cami yerine, tam da orada, dört dörtlük bir hastaneye sahip olabilirdik.
Bilime emanet olurduk, çok daha fazla...