DP’nin ipleri
Demokrat Parti bir kez daha milletvekili istifalarıyla gündemde.
Eski bakan Ahmet Kaşif, kendi dahil partinin Ulusal Güçler kanadından toplam dört milletvekilinin, bu hafta içerisinde partiden istifa ‘edebileceğinin’, sinyalini verdi birkaç gün önce.
Bu gelişme sürpriz mi?
Hayır değil.
***
DP-UG Parti Meclisi’nin oybirliğiyle, aday olması durumunda Cumhurbaşkanlığı seçiminde Eroğlu’nu destekle kararı almasının hemen sonrasında gündeme düşen bu istifa sinyalinin alt metninde ne olduğu, farklı çevrelerce farklı yorumlara neden olsa da, bence burada esas önemli olan, resmin büyüğü.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun DP’yle ilgili tasarrufları...
Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde bir hükümet krizine oynanması...
Bazı isimlerin parti içi beklentilerinin karşılanmaması; yani kimilerinin bakanlıktan alınması, kimilerinin bakan yapılmaması...
Bütün bunlar, söz konusu (UBP kökenli) milletvekillerinin istifasının altında, sebep olarak aranabilir, aranmalıdır da.
Ancak bu yaşananların DP açısından esas sıkıntılı tarafı, kurulduğu günden bu yana partiye biçilen kaftandır.
Ve bu kaftanın terzisi, maalesef bizzat kendisidir.
Bir siyasi parti ki hiçbir zaman bir fikirle var olamıyor, bir fikirle anılmıyor...
Bir siyasi parti ki her dönem birtakım amaçların ‘aracısı’ olmaktan kurtulamıyor...
Bir siyasi parti ki UBP’nin kendi iç hesaplaşmalarının ‘geçici’ sahnesi olmanın ötesine yürüyemiyor...
Kuruluşu da öyleydi, 22 sene sonra bugün de bu böyle.
Denktaş-Eroğlu kavgasının bir ürünü olarak UBP’den doğmuştu, bugün hâlâ benzer fırtınaların ‘geçici ikametgahı’ olarak yaşamını idame ettirmeye devam ediyor.
Bir siyasi parti içerisinde farklı sebeplerle yaşanan sıkıntılardan yeni bir siyasi oluşumun ortaya çıkması elbette normaldir ancak bu ‘bağ’ 22 yıldır hâlâ kopmamışsa, ipin iki ucundakiler o ipi hâlâ bugün bir o yana bir bu yana çekiştirip duruyorsa ve günün sonunda ipi elinden kaçırıp yere yığılan taraf aynı tarafsa, burada bir sorun yok mudur?
UBP’de sıkıntı yaşayan, soluğu DP’de alıyor.
Sonra bir bakıyorsunuz fırtına dinmiş, gemiler eski limanlarına yelken açıyorlar yeniden.
Gelen gidiyor...
Gelen gidiyor...
Sonra o gidenler geri geliyor...
Sonra yine gerisin geri gidiyor...
DP’nin içerisinde sabit iki-üç isim hariç, DP kadroları bu şekilde şekilleniyor.
Partinin uzun vadeli hesaplar yapabilme kabiliyeti yok.
Yarını bugünden planlamak, neredeyse imkansız.
Ama bunun sorumlusu, UBP değil.
Bunun sorumlusu, DP’yi kendi hesapları için keyfince kullanan Eroğlu da değil.
Bunun sorumlusu, kısa vadeli siyasi çıkarlar uğruna DP’nin bu şekilde kullanılmasına göz yuman parti üst düzeyidir.
Başta da Serdar Denktaş’ın kendisidir.