DSÖ: ‘Corona’ mutasyonunun ciddi hastalık veya ölüme neden olduğuna dair kanıt yok
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, daha hızlı yayılan yeni Covid-19 mutasyonunun ‘ciddi hastalık veya ölüme’ neden olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını bildirdi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, daha hızlı yayılan yeni Covid-19 mutasyonunun ‘ciddi hastalık veya ölüme’ neden olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını bildirdi.
Ghebreyesus, DSÖ’nün İsviçre’nin Cenevre kentindeki merkezinde, video konferans yöntemiyle düzenlendiği basın toplantısında, “Son birkaç günde İngiltere ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde koronavirüsün türlerine ilişkin haberler var. Virüsler zamanla mutasyona uğrar. Bu doğal ve bekleniyordu” dedi.
İngiltere’nin bu türün daha kolay bulaştığını bildirdiğini aktaran Ghebreyesus, “Ancak şimdiye kadar kuvvetle muhtemel ciddi hastalık veya ölüme neden olduğuna dair hiçbir kanıt yok” ifadesini kullandı.
Ghebreyesus, ‘genetik değişikliklerin virüsün davranışlarını nasıl etkilediğini’ anlamak için bilim insanlarıyla çalışıldığını belirterek “Sonuç olarak, tüm SARS-COV-2 virüslerinin bulaşıcılığını olabildiğince çabuk bastırmamız gerekiyor” uyarısında bulundu.
Virüsün daha fazla yayılmasının yeni mutasyonlara fırsat vereceğinin altını çizen Ghebreyesus, şöyle devam etti: “Hükümetlerin ve insanların şu anda (virüsün) yayılmasını sınırlandırmak için gerekli önlemleri almalarının ne kadar önemli olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum.”
DSÖ’nün Covid-19’a karşı mücadele ekibi lideri Maria Van Kerkhove ise bir soru üzerine, “İngiltere, yeni tip koronavirüsün daha fazla yayılan türünün aşıları etkilemediğini belirtti” dedi.
İngiltere’de Covid-19’un daha hızlı yayıldığı belirtilen mutasyonunun tespit edilmesinin ardından Başbakan Boris Johnson ve bir grup bilim insanı, ülkede keşfedilen türün yüzde 70 daha bulaşıcı olduğunu duyurmuştu.
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock da bu virüs mutasyonunun kontrolden çıktığını açıklamıştı.
Covid-19’un bu türünün İngiltere’den sonra Danimarka, Hollanda ve Güney Afrika’da da görülmesi üzerine Türkiye gibi birçok ülke İngiltere ile uçuşları durdurmuştu.