Şu sıralar spor gündeminin ilk sırasıdan KTFF – KOP görüşmesi yer alıyor haklı olarak. 58 yıl önce Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların bir çatı altında top oynadığı Kıbrıs Futbol Federasyonu’ndan (KOP) ayrılmak durumunda kalan Kıbrıslı Türklerin federasyonu KTFF, 58 yıl boyunca kendi yağı ile kendi ciğerini kavurma durumunda kaldı. Adanın kuzey ve güneyine bakıldığında bir taraf yıllar geçtikçe ivme kazandı yukarılara doğru, diğer tarafı yerinde saydı, hatta aşağılara doğru gitti.

2012 yazı başıda adaya getirilen FIFA eski Dış İlişkiler Sorumlusu Jerome Champagne, dışa açılım konusunda eylül başında KTFF’nin danışmanlık görevini üstlendi. Spor, siyasi, diplomat kişilerle görüşüldü ilk adım olarak. Ardından Aralık ayında ilk kez iki toplumun futbol federasyonları güneyde görüştü, hava olumluydu. İkinci görüşme geçtiğimiz hafta gerçekleştiğinde ilk görüşmedeki havanın göstermelik olmadığı izlenimi zihinlerde netleşti. Ekstradan FIFA ve UEFA buna şahit oldu.

Ülke olarak dışa açılım konusunda FIFA ve UEFA gibi patronların ismi zikredildiğinde heyecanlanan bir karaktere sahibiz ama bu kurumların temsilcilerinin KTFF’de bulunması ayrı bir hava katıyor.

Mart ayında Zürih’te, futbol dünyasının kalbinde gerçekleşecek “Final” öncesi geçtiğimiz hafta başkan Sertoğlu’nun açıklamalarından yola çıkacak olursak, dışa açılım konusunda ümitler, gerçekleşecek genel kurullara kalacak. İşin özeti Zürih’te ortaya çıkacak ortak kararlar metni, iki federasyonun üyelerinin onayına sunulacak. Bir taraf “Hayır” derse, (Ki bunu düşünmek bile istemiyorum), bu iş resmi olarak kapanacak.

Buluşulan ortak noktalar kadar, henüz anlaşılmamış noktalar da mevcut. İki federasyon başkanının verdiği izlenimden yola çıkarsak, iş onlara kalsa anlaşma imzalanacak ama söz konusu üyeler olunca belirsizlik hakim. Adanın kuzeyinden dışa açılım konusunda olumsuz bir yanıt gelmez diye düşünüyorum ama güneyinde, özellikle milliyetçi kesimin hitap ettiği üyelerin çokluğundan yola çıkarsak ikinci bir Annan Planı durumu ile karşı karşıya gelme durumu söz konusu. Sonuçta bu anlaşmadan KOP adına kazanılacak nokta ile ilgili soruya Koutsokoumnis “İki federasyon için de iyi olacak. Kıbrıslı Türkler Milli Takım’a hizmet edebilecek” açıklamasında bulunmuştu. Eğer yabancı oyuncu ağırlıklı Güney Kıbrıs kulüpleri, yerli ve kaliteli oyuncu yetiştirme adına geride kaldıklarını ve resmi ve hazırlık maçları dahil milli maçlarda olumsuz sonuçlar aldıklarını, oyuncu yelpazesini genişletme açısından bu anlaşmanın kendilerine katkı sağlayacaklarını kabul ederlerse, Martta anlaşma kaçınılmazdır. Kısacası bana göre düğümü KOP üyeleri çözer. 

Bulutsuzluk Özlemi “Bir umuttur yaşatan insanı” demiş vakti zamanında. Şu sıralar Kıbrıs Türk futbolundaki hava böyle. En azından kendi adıma böyle olduğunu söyleyebilirim. Sonuçta Kıbrı Türk futbolu dışa açılım ve ambargolardan yıllarca çok çekti.

Gerçekleşecek genel kurullarda spor kamuoyu “Ben bu filmi daha önce görmüştüm” demek yerine sürece destek vermeli. Olumsuz bir sonuç çıkması halinde bile Sertoğlu’nun dediği gibi mücadeleye devam etmek gerek.